Negotiations traduction Turc
1,314 traduction parallèle
All the negotiations, the bastards never said a word.
Bütün o görüşmeler, şerefsizler hiçbir şey söylememişlerdi.
It wouldn't hurt the negotiations, and it'd serve those sons of bitches right.
Görüşmeleri etkilemez ve o piç kurularının da işine gelir.
The archbishop and I have begun negotiations with the Burgundians.
Başpiskopos ve ben Burgonyalılarla görüşmeler başlattık.
If she raises an army and attacks the Burgundians months of negotiations will have been in vain.
Ordu kurup, Burgonyalılara saldırırsa aylar süren görüşmeler boşa gider.
General, I have just received word the Thermians have appointed a new commander to handle the negotiations.
General, Thermians'lar görüşmeleri üstlenecek yeni komutan tayin ettiler.
But the negotiations, you fired on him.
Fakat görüşmeler, ona ateş ettiniz. Evet.
You're tough in negotiations, and I respect that.
Pazarlıkta iyisin. Buna saygı duyarım.
Yeah, another reason I should handle all negotiations.
Evet, bütün görüşmeleri benim yapmam için bir sebep daha.
I opened negotiations with Ezri three months ago, but I can't seem to close the deal.
Ezri'yle görüşmelere üç ay önce başladım, ama işi bitirebilmiş değilim.
Though helpful during my negotiations on the Kesat homeworld,
Kesat anavatanındayken yaptığım pazarlıklara yardımcı olmasına rağmen,
Why wasn't I warned about them during my negotiations with your government?
Hükümetiniz ile pazarlıklar yaparken, neden tarafınızdan uyarılmadım?
Shall we conclude our negotiations, Captain?
Pazarlığımızı bir sonuca bağlayalım mı, Kaptan?
That's how negotiations work.
Pazarlıklar böyle olur.
- It is customary for such negotiations to be held on the planet in question.
- Bu tip pazarlıkların hakkında konuşulacak gezegende yapılması gelenektir.
Treaty laws will not permit weapons of any kind in this facility during negotiations.
Anlaşma yasaları, pazarlıklar boyunca bu tesis içinde hiçbir şekildeki silaha izin vermeyecek.
These negotiations will not be easy.
Bu pazarlıklar kolay olmayacak.
At this moment, there are developing... negotiations between General Spinola and Professor Marcelo Caetano
Şu anda General Spinola ve Profesör Marcelo Caetano arasında bir görüşme gerçekleşiyor.
Our negotiations with the Spacing Guild are not yet concluded.
Uzay Loncası ile görüşmelerimiz henüz sona ermedi.
They're killing us... and enter into negotiations... in order to normalize this confrontation and avert the threat of a world war
Bu karşı karşıya gelişi durdurmak... ve bir dünya savaşı tehlikesini ortadan kaldırmak için... bizi diri diri mezara sokup görüşmelere dalıyorlar.
Dangle a settlement tie us down in negotiations we come up short
Bir çözüm ortaya atmak bizi tek taraflı anlaşma yapmaya iter. Böylece yetersiz duruma düşeriz.
Mr. Secretary-General can you comment on North Korea's return to the peace negotiations?
Bay Genel Sekreter Kuzey Kore'nin barış masasına oturmasını yorumlayabilir misiniz?
Secretary-General Douglas Thomas leaves the UN after a successful return to peace negotiations for North and South Korea.
Genel Sekreter Douglas Thomas BM'yi iyi bir dönüşten sonra bıraktı Kuzey ve Güney Kore'nin barış görüşmeleri için...
Then there is the matter of the Chinese Ambassador... we have already decided to resume negotiations with the Great Khan...
Bir de Çin elçisi konusu var. Büyük Han'la pazarlıklara başlama konusu kabul edilmişti.
After nearly two weeks of negotiations... in Washington between Japanese and American officials... Secretary of State Hull declared... that another Japanese military move into Thailand or elsewhere... would not be tolerated.
Amerikan ve Japon yetkililerinin iki haftalık görüşmelerinin sonucunda Genel merkez sekreterliği Japonya'nın Tayland'a yapacağı bir işgalin tahammül edilemez olduğunu açıkladı.
Indeed we have. It's a personal triumph that after weeks... of intense negotiations, we finally decided on whose name goes first.
Evet öyle, özellikle de haftalar süren yoğun pazarlıklardan sonra sonunda kimin adının öne yazılacağına karar verdiğimiz için.
That way we will be able to continue negotiations, even if the worst happens and some of our bombers get through.
Böylece, en kötü ihtimalle uçaklarımız durdurulamasa bile... görüşmelerimize devam edebiliriz.
Negotiations to recover the cannon having failed,
Bize emanet edilen kızları götüreceğiz.
Thankfully, recent negotiations have removed all uncertainties.
Katılmıyor olabilirsiniz, ama neden katılmadığınızı söyleyip kendi bakış açınızı açıklamayasınız ki? Bu biraz şaibeli.
He offered his system to England for $ 30 million and they entered negotiations.
Sistemi için İngiltere'ye 30 milyon dolarlık bir fiyat teklifi yapmış ve pazarlığa girilmişti.
And there was a lot of talk then about secret weapons and negotiations with the USSR.
Ve gizli silahlar ile ilgili, Sovyetler ile görüşmeler yapıldığıyla ilgili bir sürü söylenti vardı.
Lee and his business partner, Raymond Chow fly to Los Angeles in November of 1972 to complete negotiations with Warner Brothers for what will prove to be Lee's last and biggest film, Enter the Dragon.
Lee ve iş ortağı, Raymond Chow Warner Bros ile anlaşmaları tamamlamak üzere 1972 kasımında Los Angeles'a uçarlar, ki Enter the Dragon adlı bu film Lee'nin en son ve en büyük filmi olacaktır.
Those negotiations went well.
Onlarla görüşmeler iyi gitti.
We invited Jesse Jackson to open our negotiations with a prayer.
Müzakereleri bir dua ile açsın diye ünlü vaiz Jesse Jackson'ı çağırdık.
Be that as it may, allow me to make a case for my value in these... negotiations,
Öyle olabilir Bu görüşmelerde kendi değerimi göstermeme izin ver.
I take it negotiations aren't going so well.
Pazarlık iyi gitmiyor galiba.
Bebe's just bringing me up to speed on the depressing news about my contract negotiations.
Bebe bana umutsuz sözleşme görüşmelerini anlatıyordu.
Niles, we are talking about doing a sophisticated television show for one week in order to improve my contract negotiations.
Sözleşme yenilenirken elimi güçlendirmek için..... bir haftalığına sofistike bir televizyon programı yapacağım. Bunun sözleşmenle hiç ilgisi yok.
I was in negotiations with four corporate lawyers.
Dört şirket avukatıyla pazarlıkta.
The negotiations?
Görüşme?
Negotiations?
Pazarlıklar?
Titanic heartthrob Leonardo DiCaprio... told me, Tracey Kimberly, in an exclusive E.T. interview... that he is currently in negotiations... to do a sequel to the summer blockbuster... which will be entitled Titanic 2.
Büyük kalp hırsızı Leonardo DiCaprio özel bir E.T. röportajında bana, Tracey Kimberly'ye yazın en çok izlenen filmi Titanik'in ikincisini çekmek için şu anda stüdyoyla görüşmekte olduğunu söyledi. Filmin adı Titanik 2 olacakmış.
We're in negotiations.
Pazarlık aşamasındayız.
I've begun negotiations with her father.
Babasıyla pazarlığa başladım.
Today at sunset we'll end the negotiations and I'll get you out of this damn town!
Bugün, günbatımında, Görüşmelerin sonuna geleceğiz, Ve hepinizi bu bok çukurundan çıkaracağım!
I really hate it when negotiations go sour.
Görüşmelerin çıkmaza girmesinden nefret ederim.
First off, I am here only as a mediator and the negotiations will be between Mr Potter and the representatives of the United Animals of the Forest Local 534.
Öncelikle, ben burada sadece bir aracıyım ve görüşmeler Bay Potter ile... Hayvanlar Birliği, 534. Orman Şubesi temsilcileri arasında olacak.
... as for the upcoming trade negotiations in the Far East, a team of negotiators has been working with the Chinese... in an effort to streamline the proceedings... and lay the ground work for the President's trip next week.
... Orta doğuyla yaklaşan ticari görüşmeler için, bir grup arabulucu işlerin işleyişini daha verimli hale getirmek için... Çinlilerle ortak çalışıyordu... ve asıl işin zamanını önümüzdeki hafta başkanın ziyaretine ayarlamaya çalışıyordu.
If confirmed, this comes at a bad time for an administration... which is in the middle of trade negotiations with China.
Eğer bu doğrulanırsa Çin ile yapılması planlanan Ticari Pazarlıkların... tam ortasına denk gelmesi çok kötü bir zamanlama.
This has nothing to do with your contract negotiations. You have been an applause junkie ever since you first set foot on a grammar school stage.
İlkokulda sahneye adım attığından bu yana alkış delisi olun.
...... let's find some weapons I don't understand your language they want to negotiate today at sunset listen to yourself, you're talking crazy we'll end the negotiations they want to negotiate, got it?
... Gidip silah bulalım... Ne dediğini anlamıyorum...
And after lengthy negotiations,
Amy hazırlan.