Neighborly traduction Turc
179 traduction parallèle
And how have you tried being neighborly to me?
Peki siz bana nasıl bir komşuluk yaptınız?
He'd take it as real neighborly of us if we show him some of the bright spots.
Komşuluk gereği, ona buradaki en hareketli yerleri göstermeliyiz.
- One ought to be neighborly.
- İyi komşuluk yapmalı, değil mi?
Well! He's not very neighborly, I must say.
Komşuluk ilişkilerinden hoşlanmıyor, sanırım.
And thank you for your neighborly hospitality.
Komşu misafirperverliğiniz için teşekkür ederim.
"Welcome" is more neighborly, right, Kid?
Welcome çok daha dostça, öyle değil mi, evlat?
It was right neighborly of you to come see me, honey, but, uh, you better run along home now.
Beni görmeye gelmek doğru komşuydu tatlım Fakat şimdi eve gitsen iyi edersin.
Very neighborly of you.
İşte misafirperverlik buna denir.
That's neighborly, mister.
Bir dosta da bu yakışır, bayım.
real neighborly.
Gerçek dostlara.
- Be neighborly. Ask me in.
- Komşuluğunu göster, içeri davet et.
- Be right neighborly if you could help.
- Yardım ederseniz çok sevinirim.
Well, now, I consider that right neighborly.
Bu çok dostane bir şey.
Wasn't a bit friendly when I said I'd like to be neighborly and visit.
Komşuluk yapıp ziyaret edeceğimi söylediğimde hiç de dostça değildi.
You can't be neighborly with people who don't like to be neighborly.
Komşuluk yapmak istemeyen insanlara komşuluk yapamazsınız.
Oh, just ain't friendly at all, ain't neighborly at all.
Oh, hiç de dostça değil, komşuluk hiç değil.
I was just trying to be neighborly.
Sadece komşun olmaya çalışıyordum.
It was right neighborly like of you to feed us, Miss Coates.
Bize yemek yedirmeniz, harika bir komşuluk örneğiydi Bayan Coates.
I was merely being neighborly.
Ben sadece komşuluğun gereğini yapıyordum.
Look, we're just trying to be neighborly.
- Ne nedir?
♪ yup, they're neighborly
- Evet, onlar çok sıcakkanlı
We may have to be neighbors... but I don't have to be neighborly.
Komşu olabiliriz... ama komşuluk etmek zorunda değilim.
I figured it was only neighborly......to warn other plantation owners- -
Diğer plantasyon sahiplerini uyarmak dostça olur diye düşündüm.
- Very neighborly, Mr...?
- Çok dostça Bay...?
I figured it was only neighborly to warn other plantation owners...
Diğer plantasyon sahiplerini uyarmak dostça olur diye düşündüm.
- Very neighborly, Mr...?
- Çok dostça Bay...?
- In a neighborly way.
- Dostça bir ziyaret.
In a neighborly way.
Dostça bir istek.
The peace that mean good neighborly relations with the Arab people... is fundamental for the Jewish renaissance.
Arap halkıyla iyi komşuluk ilişkileri sürdürmek demek olan bu barış, Yahudi rönesansının temelini oluşturmaktadır.
- It's neighborly.
- Komşuluk gereği.
They're probablyjust bein'neighborly... like them nice folks we met on that extry-wide road.
Sanırım bunlar yeni komşularımız büyük yolda tanıştığımız iyi insanlar.
- I was trying to be neighborly.
- Komşuluk yapmaya çalışıyordum.
Neighborly?
Komşuluk mu?
But you did save my life. It wouldn't be neighborly to kill you.
Ama hayatımı kurtardın, seni öldüremem.
Statesman-like historical and yet warm, neighborly.
Devlet adamına yaraşır... tarihsel, ancak... sıcak ve dostane.
Mrs. Dubcek, I need to go next door and become neighborly.
Bayan Dubcek, sevimli yan komşularımız Hakkında ne biliyorsunuz?
Stealing newspapers is most un-neighborly behavior.
Gazete çalmak komşuluğa hiç yakışmıyor.
- Just being neighborly.
- Dostça davranıyorum.
Just being neighborly.
Dost gibi davranıyor.
The only relationship he had with your client was that of a neighborly friendship.
Müvekkilinizle kurduğu tek ilişki komşusal bir arkadaşlıktı.
- Bye she seemed... neighborly you only liked her because she can lick her own back
- Ben de öyle. Otursana. - Teşekkürler.
That's mighty neighborly of you, sheriff.
Çok misafirperversiniz şerif.
Well, Your Honor, this troublemaker Redding come on my land... on his way to Casper to sell some horses... and I made a neighborly offer that he could pass, pay me $ 10.
Şey, saygıdeğer efendim, bu baş belası Redding birkaç at satmak üzere Casper'a giderken arazime geldi. Ve ben de bir komşuya yakışır şekilde, bana on dolar öderse geçebileceğini söyledim.
Delighted to join you for a neighborly drink, aren't we, Mrs. P?
Ah, dostça bir içecek için size katılmak zevk, değil mi Bayan P.?
Just trying to be neighborly.
Sadece iyi komşu olmaya çalışıyorum.
That's pretty surprising considering how nutty this bunch is about being neighborly.
İşin bu kısmının komşuculukla ilgisi olduğunu hesaba katarsak, bu oldukça şaşırtıcı.
It's the neighborly thing to do.
Komşuluk olarak yapılması gereken bu.
It's just neighborly, isn't it?
Sadece komşuluk, değil mi?
This is being neighborly?
Bu komşuluk mu oluyor?
Well, Toby and I just like to be neighborly, that's all.
Yolumuzun üstüydü.
That's mighty neighborly of them.
- Ne kadar da yardımseverlermiş.