No insurance traduction Turc
463 traduction parallèle
An employee of ours committing arson, so no insurance.
Bir çalışanımız işletmeyi kundaklıyor, yani sigorta parası da yok.
Never a thought of me or the children, no insurance, nothing.
Bu gece ben... Beni ve çocukları zerre kadar düşünmedin. Sigorta yok.
They've got no money, no insurance.
Paraları da yok, sigortaları da.
You have no papers, no cards, no driver's license, no 4-F card, no insurance policy.
Belgen, kimliğin, ehliyetin yok. Askerlik belgen veya sigorta poliçen yok.
I don't need no insurance, so go on.
Sigortaya ihtiyacım yok, şimdi gidin.
She's got seven young'uns and no insurance.
Yedi çocuğu var ve hiçbir güvenceleri de yok.
She had no insurance, no bank account.
Sigortası yok, banka hesabı yok.
No discharge, no insurance, no driver's license?
Terhis belgesi, sigorta, ehliyet?
No job, no insurance, no money at all.
İş yok, sigorta yok, hiç para yok.
There's no insurance in this kind of business.
Bu tür işlerde sigorta filan yok.
No drivers license, no grey slip, no sticker, no insurance.
Ne ehliyetim var, ne taşıt pulum, ne de sigortam. Tutuklayın beni.
Apparently we have no insurance position because of the sabotage thing.
Görünüşe bakılırsa, bu olayla ilgili sigorta mevzuunun söz konusu olacağını zannetmiyoruz ; çünkü sabotaj gibi duruyor.
No insurance.
Hiçbir güvencem yok.
Mister, I swear I don't know nothin about no insurance policy.
Bayım, sigorta poliçesi hakkında birşey bilmediğime yemin ederim.
If that's the doctor, tell him I have no insurance and no money!
Eğer gelen doktorsa ona sigortamın ve paramın olmadığını söyle.
Okay, pal, now I want you to stay right here in the hospital, because I don't want no insurance beef here, okay?
Tamam ahbap, şimdi senden burada hastanede kalmanı istiyorum çünkü bir sigorta problemi yaşamak istemiyorum tamam mı?
Well, you know I have no insurance, so you must be killing me for the sport.
Hayat sigortam olmadığını biliyorsunuz beni spor olsun diye öldüreceksiniz demek.
Gee, and I'd be left with no income and no insurance.
O zaman, bir gelirim kalmaz. Sigortamda yok.
No place for anybody whose insurance ain't paid.
Sigortasız insana göre değil.
This way, she don't even get no life insurance.
Şimdi sigorta parası bile alamıyor.
Step down to Lloyd's and take out an insurance policy and it won't cost you more than it did last week when there was no talk of a comet or the world running into one.
Lloyd's şirketine gidip sigorta poliçesi yaptırsan sana geçen haftadan daha pahalıya patlar. Çünkü geçen hafta kuyrukluyıldızdan ve dünyanın sonundan bahseden yoktu.
Yeah, with $ 10,000 insurance, no children, and a wife that didn't like him.
Evet, 10.000 dolarlik sigortasi vardi, çocugu yoktu ve karisi onu sevmiyordu.
There's no better title insurance than a sound court decision.
Mahkeme kararindan daha güvenli bir karar yoktur.
I never heard about any insurance policy until this very minute. No?
Şu saniyeye dek, sigorta poliçesi konusunda hiç bir bilgim yoktu.
No more insurance for you and Lagana.
Sen ve Lagana için garanti kalmadı.
I have no use for insurance.
Sigortaya ihtiyacım yok.
It ended in a draw, with no one the winner except the insurance companies.
Berabere sona erdi, sigorta şirketleri dışında kazananını olmadan.
I have no need for insurance, Mr. Richmond.
Sigortaya ihtiyacım yok, Bay Richmond.
But I can't throw my husband's insurance money away on no investment.
Ama kocamın emeklilik ikramiyesini sokağa atamam.
She's no good. I was afraid if she found out about the insurance money, she'd try to get a part of it.
Sigorta parasını bir keşfederse ondan pay almak isteyeceğinden korktum.
If I knew the man's affairs were in order, his will made out, his insurance paid up, no loose ends, well, I'd see no reason to tell him.
Adamın işlerini yoluna koyduğunu, vasiyetinin hazırlanmış sigortasının ödenmiş, eksik bir şeyinin kalmamış olduğunu bilsem, söylerdim.
Otherwise, there is no record that he has ever filed a claim against any insurance company in the United States.
Bunun dışında Bay Hinkle'ın, Birleşik Devletler sınırları içinde..... herhangi bir sigorta şirketine başvurduğuna dair bir bilgi yok.
No way to collect insurance.
Bu yolla sigortadan para alamazsın.
There's no insurance against it.
Bunun garantisi yok ki!
Your insurance is no good. It's cancelled.
Bir güvenliğin yok.
- No! I like your idea of making the move... to lion taming by easy stages... say by insurance or banking.
Aslan terbiyeciliğine atlamadan önce sigorta ve bankacılık gibi kolay, ara aşamalardan geçme tavsiyeniz hoşuma gitti.
No progress on the Fairfax Insurance investigation - we're working with their accountants.
Fairfax Sigorta soruşturmasında bir ilerleme yok - muhasebecileri ile beraber çalışıyoruz.
It's the fear of facing two fried eggs alone some night,... with no TV and no life insurance.
Yaşam sigortası ve televizyon olmadan yapayalnız, iki pişmiş yumurtayla yüzleşme korkusu.
No federal insurance.
Federal güvencesi yok.
I'm in no mood to discuss insurance, please.
Sigortayı tartışmak için havamda değilim.
It has no sickness benefit, no old age insurance
Ne hastalık yardımı, ne de yaşlılık sigortası yoktu.
Expensive insurance, and no spare parts.
Pahalı sigorta ve yedek parça yok.
No, I don't have insurance.
Hayır, sigortasını ödemedim.
But ifyour insurance files a claim and sends us a bill for the repairs... there should be no problem at all.
Ama sigorta şirketinizin eksperi bize şikayette bulunur ve zararınız için bir fatura gönderirse o zaman sorun olmaz.
No. Insurance.
Hayır, sigortacılık.
- I need no life insurance.
- Hayat sigortasına ihtiyacım yok.
I have no life insurance. Just this place.
Hayat sigortam falan yok, sadece burası var.
No, I'm afraid it's one of those rare cases where an insurance company must, er... laugh and lump it.
Hayır, korkarım bir sigorta şirketinin elini cebine atıp... ödemek zorunda kalacağı ender vakalardan biri.
No, it's the insurance.
Hayır, sigortadan dolayı.
My insurance is no good here.
Sigortam işe yaramadı da.
No medical insurance card.
Sağlık sigortası.