English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ N ] / No thanks to you

No thanks to you traduction Turc

405 traduction parallèle
I just had one of the biggest meals of my life... and no thanks to you, either.
Ben ömrümün en mükellef yemeğini yedim. Sizin sayenizde de değil.
Yeah, no thanks to you.
Evet, sayende değil.
How are you? - Still flying, no thanks to you.
- Hala uçuyorum, sizin sayenizde degil.
It's still on, Mr. Roberts... no thanks to you.
Hala yerinde Bay Roberts. Bunun için teşekkür etmeyeceğim.
- He's still alive, no thanks to you.
- Yaşıyor, eksik olma.
No thanks to you.
Teşekküre değmezsin.
I'm going to live to be well over 100, no thanks to you.
Yüz yaşımı aşıncaya değin yaşayacağım, sen sağol.
- Yes. No thanks to you.
- Evet. teşekkürler.
Well, I still got it, no thanks to you. And right up here on top where it counts.
Pekala, teşekküre gerek yok, ve buraya gelip onu sayabilirsin.
- No thanks to you.
- Hayır teşekkür ederim.
No thanks to you, the Dynamic Duo has been silenced forever.
Sayende olmasa da, Dinamik İkili sonsuza dek susturuldu.
If I recover, it will be no thanks to you, captain.
İyileşirsem, bu sizin sayenizde olmayacak, Kaptan.
No thanks to you, Charlie Croker, I can tell you.
Yardım edebilirdin, Charlie Croker.
- Yeah, no thanks to you.
- Evet, senin sayende değil ama.
We've come all this way, no thanks to you!
Buraya dek geldik hepimiz, sana teşekkür etmiyoruz!
You betrayed the both of us in Asia and we lived, no thanks to you.
Asya'da ikimize de ihanet ettin. Biz sana rağmen hayatta kaldık.
No thanks to you.
Sizin sayenizde değil.
Your concrete Christmas present came two seconds early, no thanks to you.
Beton Noel hediyen iki saniye erken geldi.
- No thanks to you.
- Teşekkür etmeyeceğim.
No thanks to you.
Teşekkür etmene gerek yok.
- No thanks to you.
- Size rağmen!
He's OK, no thanks to you.
Evet, o iyi. Ama senin sayende değil.
No thanks to you and Lyle.
Sen ve Lyle sayesinde değil.
Fine, fine, no thanks to you.
İyiyim. Sana teşekkür yok.
No thanks to your wife. I cannot believe you made that gesture to that guy.
O adama o hareketi yaptığına inanamıyorum.
No thanks to you.
Sana teşekkür etmiyorum.
Well, I had a lucky escape, no thanks to you.
Sayende değil pek ama, şanslı bir kaçışım oldu.
No thanks to you, goin'out and gettin'yourself arrested.
Kendini tutuklatmak dışında bir şey yapmadın.
If you're coming to apologize, no, thanks.
Özür dilemek için geliyorsan, istemez.
Want to come along, Bert? We'll show you the town. No, thanks.
- Gelmek ister misin Bert?
- No, thanks, I don't want to bother you.
- Hayır, sizi rahatsız etmek istemem.
Thanks for your offer of help but my mother instructed me to return this to you as we no longer need it
Yardımlarınız için sağolun ama, annem artık bu paraya ihtiyacımız olmadığından vakit geçirmeden size vermemi söyledi.
Maybe you don't have to. No, thanks.
Belki de çözmen gerekmiyor.
- To tell you the truth, I would but no, thanks, I gotta go. - You like another one?
- Aslına bakarsan içerdim ama sağ ol.
No, thanks. You know, it's gonna be a wonderful feeling having you around here to protect us.
Carmine, ben, çocuklar hepimiz çok daha rahat uyuyacağız artık.
No thanks, aunt, but I'll walk you to the car.
Teşekkür ederim, Hala. Ama sizi arabaya kadar geçireyim.
" Thanks to you, I have no letters or money.
Beni buralarda mektupsuz, beş parasız bıraktın.
You say "no thanks" to one of them, and bingo, you're a candidate for the funny farm.
Birisine "Hayır, teşekkürler." de ve bingo! Anında tımarhaneye gitmeye adaysın!
- We want to give you some gifts. - No thanks.
Biz Weiss ailesinin dostlarıyız.
No, thanks to you.
Yok, sayende.
- No. Thanks to the whiskey, the glycerine and the ice, you're still among us.
Viskinin, gliserinin ve buzun sayesinde, şu anda aramızdasın.
No thanks to any agreement by you.
Anlaşma sayesinde olmadı.
You want to argue with me about it? No thanks.
- Bunu ona söylemek ister misin?
Well, I would like to, but thanks, no, because I got a friend... waiting at the saloon and... my other friend, the rabbi, asked me to bring this here to you.
şey, isterdim ama... Çünkü barda bekleyen bir arkadaşım var ve diğer arkadaşım, haham bunu buraya size getirmemi istedi. Sağ olun, hayır.
No thanks, if you blokes all want to go and get yourselves shot, go ahead.
Sağol, kendinizi vurdurtacaksanız sizi hiç tutmayayım.
I've ever had that's come true there's so much more to reach for thanks to you all that I have is... got no voice.
# Sayende, elde edilecek... #... daha çok şey var. # Şimdiye dek tüm sahip olduğum... Anlamı yok.
Uh, no thanks, we just stopped by to give you this.
Sadece geçiyorduk bunu verelim dedik. Görüşmek üzere.
- No thanks to you, Starscream.
Mükemmel.
You've managed to keep your thoughts together no thanks to all those whores you satisfied.
Aklını başına toplayabildin. Tatmin ettiğin o orospulara teşekkür et.
No thanks to you.
Sayende değil.
No, I just wanted to remind you that tomorrow's the big day, so thanks for letting me have my pajama party.
Bu gece Bundy film gecesi var. Sonrada Bundy tuvalet gecesi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]