Not completely traduction Turc
1,510 traduction parallèle
Well, not completely.
Tamamen değil.
Because my wife informs me that you're not completely paralyzed down there.
Karımın dediğine göre aşağısı tamamen felç değilmiş.
BUT MY POSITION IS NOT COMPLETELY SOLIDIFIED.
Tam olarak etkin konumda degilim.
Britney, honey, we can never give up cheering, not completely.
Britney, tatlım, biz asla ponpon kızlığı tam olarak bırakamayız.
It's... you know, despite what your mom says I'm not completely useless. I'll be right back.
Annen aksini söylese de ben tamamıyla yararsız biri değilim.
Hey, I've had a few girlfriends. I'm not completely oblivious!
Baksana, farkında olmadan birkaç kız arkadaşim olmuştu.
But my position is not completely solidified.
Tam olarak etkin konumda değilim.
Well, not completely, but well on his way.
Tam olarak değil, ama olma yolunda.
They tried to infect me using a sound but it was not completely.
Beni de bir sesle etkilemeye çalıştılar ama tümüyle başaramadılar.
'Cause I'm not completely insane.
- Daha o kadar delirmedim de, ondan.
You're not completely worthless, after all.
Kırk yılda bir, bir boka yarıyorsun.
You're not completely comfortable with anything until you've taken days to get your head around every possible side.
Günlerce işin tüm taraflarına kafa patlatmadığın sürece, rahat edemezdin.
Not completely, but I'm not afraid.
Tamamıyla değil, ama korkmuyorum.
We are both... horrified by nicky's death. But not completely surprised.
Nicky'nin ölümüyle ikimiz de dehşete düştük ama fazla da şaşırmadık.
Like I said before, not completely.
Daha evvel dediğim gibi, tam olarak değil.
Tell della we're not completely insane.
Delia'ya çıldırmadığımzı söyle.
Well, obviously, they're not completely organic.
Görünüşe göre tamamen organik değiller.
we were there so quick that the hospital had not completely finished clearing out an area, securing it for the president.
Hastaneye öyle çabuk vardık ki Başkan için... henüz güvenlikli bir bölge hazırlayamamışlardı.
That's not completely true.
Hiç de doğru değil.
And if even then, though you get everything you've asked for, the location is not completely ready for the Conclave, I promise I will render every one you ever loved... just like this!
Ve o zamana kadar, istediğin herşeyi almana rağmen, toplantı yeri tamamiyle hazır olmazsa, sana söz veriyorum, sevdiğin herkesin icabına bakarım... tıpkı bunun gibi!
So... let's just say that you're not completely nuts.
Tam olarak aklını kaçırmadın diyelim.
- No, maybe not completely...
- Hayır, belki tam anlamıyla değil.
And without you completely focused, we're not gonna win next week.
Kendini maça vermezsen gelecek hafta kazanamayız.
I'm not sure what you're trying to accomplish is completely legal.
Şu boyda. Bunu halledebilir miyiz, bilmiyorum. Tamamen yasa dışı bu yaptığınız.
Well, not to matter, erm... you're probably completely well.
- Problem değil, eem siz gayet iyi görünüyorsunuz.
Veto to Palestine and I can show to you some Web sites that would shake completely your foundations and I can show to you photos of where they take to its children, like us we took them campings to Biblical they put grenades to them in the hands they teach to them to put themselves belt-pump they teach to them to use guns they teach to them to use machine guns it is not to be strange, that with that type of intensive training and disciplined those young people are arranged to commit suicide by the cause of the Islam.
Filistin'de... Size gösterebileceğim bazı internet siteleri sizi kesinlikle temelden sarsacaktır. Çocuklarımızı İncil kamplarına gönderdiğimiz gibi onların da çocuklarını gönderdiği kampların fotoğraflarını gösterebilirim.
The same could not be said for Uncle Monty, who has been institutionalised because his mind is completely fermischt.
Monty amca için aynı şey söylenemez. Kafası kontak olduğu için bir kuruma yatırıldı.
So when they talk about - in quantum physics - being a completely arbitrary and random process... what they're not accounting for is the extraordinary effect... of human thought, of human intention.
Yani kuantum fiziğinden tamamen keyfi ve rasgele bir süreç olarak bahsedildiğinde, asıl bahsettikleri insan düşüncesinin ve niyetinin sıradışı etkisidir.
I'm not gonna be able to determine COD until he's completely defrosted, and that could take a while.
Ölüm nedenini belirleyemeyeceğim. Ta ki tamamen çözülünceye kadar, ve bu da zaman alacak.
And this is not going well and I can see how completely scared off you are from me.
Ve bu iyi gitmiyor ve benden olan kapalı korkuyor nasıl tamamen görebilirsiniz.
If I don't mind pissing myself to stay asleep, I'm not likely to destroy a habit of routine sleeping someplace completely elsewhere.
Uyanmamak için altıma işemekte sakınca görmüyorsam, başka bir yerde uyumak için, alışkanlıklarımı ya da rutinimi kıracak biri değilim.
I can offer no inside explanations, Mrs. Ellsworth, as I am not a capon, which details offend me and why your proposal offends completely.
Hadım edilmemiş olduğum için Bayan Ellsworth, teklifinizin hangi detaylarının küçük düşürücü olduğunu söyleyemeyeceğim.
It is completely the- - - Rory, do not cut your grandmother off.
- Rory, büyükannenin lafını bölme.
Listen, Newbie, you're not a completely, terribly, horrible, incompetent doctor. While I would never let any blood relatives be your patient, if it was someone that I knew, an acquaintance, I might be OK with you treating them.
Çaylak, dehşet verici derecede yeteneksiz bir doktor değilsin, kan bağım olan insanların senin hastan olmasına izin vermeyecek olsam da, bir tanıdığımı tedavi etmeye kalksan, benim için sorun teşkil etmeyebilir.
In the meantime, we'll do our best to help you fill in the gaps, a wee bit at a time so as not to completely overwhelm you.
Bu sırada, boşlukları doldurmak için elimizden geleni yapacağız her seferinde birazcık yapalım ki sana çok ağır gelmesin.
I would not chuckle while doing it. Oh, my god, that was completely inadvertent.
Bunu yaparken kıkırdamazdım.
In my opinion, Ms. Deputy Mayor, the only responsible thing to do is to call a press conference and reassure the city that in all likeli hood, these were two tragic, separate and random acts of violence committed by two completely different individuals... that the police department is doing everything it can to find the guilty parties, but that we are not looking at a murder spree being perpetrated by some psychotic Bad Samaritan.
En makulü, bir basın toplantısı düzenleyip bu iki trajik olayın iki farklı cani tarafından gerçekleştirilen şiddet gösterileri olduğunu, suçluları yakalamak için polisin elinden geleni yaptığını ama psikopat bir kötü kalpli Hızır'ın işlediği seri cinayetleri araştırmadığımızı açıklamak.
You just closed the door so completely, I... ugh, can we just not talk about him?
Kapıyı tamamen kapattın. Ondan söz etmeyelim, olmaz mı?
Plus, I can't believe these words are coming out of my mouth, I've learned that not all of Newbie's ideas are completely ridiculous.
Ayrıca bunları söylediğime inanmayacaksın ama Çaylak'ın fikirlerinin hepsinin saçma olmadığını öğrendim.
Two completely different missions, both to worlds not inhabited by scary creatures of any kind.
Tamamıyla farklı iki görev, iki dünya da garip yaratıklar içermiyordu.
You could be pro-lsraeli and still, if you saw these realities, you'd have to have a completely closed mind not to come to the same conclusions that we reached.
İsrail yanlısı olabilirsiniz ama gene de, eğer gerçekleri gördüyseniz, bizle aynı yargılara varmamanız için büsbütün dar kafalı olmanız gerekir.
Not lessons, and it's completely innocent.
"Ders" değil. Bunlar son derece masum şeyler.
Not lessons and it's completely innocent.
"Ders" değil. Bunlar son derece masum şeyler.
Some parts may not see rain for fifty years and with such a record you'd expect the place to be completely barren.
Bazı kısımları 50 yıl yağmur almayabilir ve bu böyle bir rekorla... insan bölgenin tamamen çorak olmasını bekleyebilir.
He's not a suspect? We can't completely discount the possibility.
Bütünüyle bu ihtimali göz ardı edemeyiz.
His credit card says Miami, but not all of his alibis check out, and you know if there is one loose thread, I will find it, I will pull it, and his story will completely unravel.
Kredi kartına bakılırsa Miami, ama bütün kaçırılmalar esnasında nerede olduğunu bilmiyorum henüz ve bildiğiniz gibi, en ufak bir gevşek ip varsa bile onu bulur ve çekerim, hikâyesinin gerisi çorap söküğü gibi gelir.
I am so completely not even lying.
Yalan söylemiyorum.
Do you see a solution? It's not completely my fault.
Tümüyle benim hatam...
You do not need use words to ask. In fact, the Universe is not even hearing the words from you. The Universe is responding completely to your thought.
İstemek için kelimelere ihtiyacınız yok evren de zaten kelimelerinize değil tamamen düşüncelerinize cevap verir.
Not as sorry as you're gonna be, if I completely miss the party!
Eğer bu partiye yetişemezsem, üzgün olmanın ne olduğunu göreceksiniz!
Bringing the weapons or not, are completely different cases.
Silahların getirilip getirilmemesi tamamen başka bir mesele.
completely 450
completely naked 17
completely alone 19
completely different 23
not coming 37
not currently 17
not cool 322
not crazy 25
completely naked 17
completely alone 19
completely different 23
not coming 37
not currently 17
not cool 322
not crazy 25