Not hungry traduction Turc
3,096 traduction parallèle
But he is not hungry anymore.
Ama artık aç değil.
I'm not hungry, larry.
Senin kaybın.
Thanks, I'm not hungry.
Teşekkür ederim, Aç değilim.
I'm not hungry.
Aç değilim.
Maybe I'm just not hungry, okay?
Belki sadece aç değilimdir, tamam mı?
Now he's not hungry.
Şimdi aç değil.
I made us a dinner reservation, but if you're not hungry, we can have drinks before, and if you don't drink, they've got something else for us to do.
Yemek rezarvasyonu yaptırdım, ama eğer aç değilsen önce bir şeyler içebiliriz, eğer içmek istemiyorsan orada yapabileceğimiz başka şeyler de var.
Not hungry.
- Aç değilim.
Why women will tell you that they're not hungry and then proceed to eat right off your plate. Sorry.
Neden kadınlar sana aç olmadıklarını söyledikleri halde tabağından yemek yemeye devam ederler?
No. Not hungry.
Hayır, aç değilim.
That's kind but I'm not hungry.
Çok naziksin fakat aç değilim.
Give it to me if you're not hungry.
Aç değilsen onu bana ver.
I'm not hungry.
Acıkmadım.
I'm not hungry anyway.
- Harika! Zaten aç değilim.
Not hungry...
Aç değilmiş...
Not hungry?
Aç değil misin?
Oh, that's really nice, but not hungry.
Çok iyi ama aç değilim.
It appears I'm not hungry after all.
İştahım kaçtı.
- I'm not hungry.
- Aç değilim.
You're too tense or not hungry enough, but you're missing clients.
Çok gerginsin veya yeterince istekli değilsin ve müşterileri kaçırıyorsun.
Not hungry?
- Aç değil misin?
I'm not hungry anymore.
İştahım kaçtı.
- I could use some shrimp. I'm not hu- - I'm not hungry.
Aç değilim, iştahım kaçtı.
I'm not hungry.
- Aç değilim.
Abhishek shut the lunch boxes... Not hungry today
Abhishek beslenmeleri kaldır, bugün aç değiliz.
are you not hungry?
Ben yatıyorum, abi.
I am not hungry, just thirsty.
Ben aç değilim, susadım.
I'm not... I'm not hungry for money.
Ben paragöz biri değilim.
- Not hungry.
- Aç değilim.
I'm not hungry anymore.
Artık aç değilim.
I'm not hungry.
Ben aç değilim.
So I hope he's not, like, hungry or nothing.
Umarım Brian aç filan değildir.
No thank you, I'm not very hungry.
- Hayır sağ ol, fazla aç değilim.
You know, I'm not even hungry either.
Ben aslında çok aç değilim.
He might not be hungry.
Belki aç değildir.
On second thought... I'm not that hungry.
Bir an düşündüm de, o kadarda acıkmamışım.
You're hungry or not?
Aç mısın?
Deutschland and Hungary not so hungry anymore, but Romania and Canada still going strong.
Almanya ve Macaristan Artık pek aç değiller ama Romanya ve Kanada hâlâ iyi gidiyor.
You may not believe me, but... there are yokai here, and they're hungry.
İnanmayabilirsin ama burada Yokailer var ve açlar.
We know you're not that hungry, but try to eat anyway, okay? Okay.
Aç değilsiniz ama yine de yiyin.
I'm not that hungry.
Çok aç değilim.
I'm not actually that hungry.
Aslında o kadar da aç değilim.
I'm... I'm really not very hungry right now.
Ama pek aç değilim.
I'm not hungry anymore. - Sure you are.
- Tabii, tabii.
I'm not actually very very hungry myself.
Ben gerçekten aç değilim.
I'm not really hungry.
Çok aç değilim.
At least the widower will not go hungry.
En azından dul eş aç kalmayacak.
Why not just meet with him? He's a power-hungry senator.
O güce aç bir senatör.
I'm not hungry.
Üzgünüm dedim ya.
I'm not really hungry.
Pek aç değilim.
'Cause I'm very hungry. Mac, now is not the time to run off and get a hamburger!
Mac, bir hamburger için kaçıp gitmenin sırası değil!