Not war traduction Turc
2,993 traduction parallèle
Make love, not war.
Savaşma, seviş.
I'm not a war hero.
Bir savaş kahramanı değilim.
It's not my war!
Benim savaşım değil bu!
Ellswood said that war should not only be fought on the battlefields, but in the fields themselves.
Ellswood, savaşın askerler savaş alanına gitmeden yapılabileceğini düşündü.
To us Korean Peninsula, nuclear research must be a source of peace, not a war.
Kore Yarımadası için, nükleer araştırma barışın kaynağı olmalı, savaşın değil.
If you want to go against my wish and provoke a war you will not be tolerated.
Dileğime karşı hareket edip, savaş çıkarmak istiyorsanız buna müsamaha gösterilmeyecek.
The results of Yalta would later set the stage for the Cold War.
Ek not, Yalta'nın sonuçları daha sonra Soğuk Savaş'ın oluşmasına zemin hazırladı.
If I knew to what you were referring, I'd say that this so-called war was started by this coward Elias, not me.
Eğer neye atıfta bulunduğunuzu bilseydim, derdim ki, bu sözde savaşı korkak Elias başlattı, ben değil.
Bit late to decide you're not into confrontation, standing in the middle of World War II.
İkinci dünya savaşının tam ordasındayken... Mücadele de olmamak, biraz geç verilmiş bir karar oluyor.
Andy, this whole idea of our situation being just like war, it's just not true.
Andy, tüm fikir bizim durumumuzu savaşa benzetmen. Bu doğru değil.
But the fact is, we are not comfortable with a war...
Ama gerçek şu ki, savaşa hiç muvafık değiliz.
But there's no need make this a panic, we're not having war of the worlds here.
Ama panik yapmayı gerektirecek bir durum yok. Dünyalar arası savaş daha başlamadı.
Fanniker Construction did not hesitate to profit from the war as well.
Fanniker İnşaat savaştan çıkar sağlamaktan da tereddüt etmemiş.
It's not the ending of the cold war, but it's a job well done.
Soğuk savaşın bitişi gibi değil ama yine de iyi iş çıkardık.
It's not the first time a war veteran goes crazy.
İlk kez bir savaş gazisi böylesine kafayı sıyırmıyor.
For the firt time in modern US military history, victory in war wil be measured not by territory taken, but by body count.
ABD'nin çağdaş askerî tarihinde ilk kez zaferin ölçütü toprak kazancı değil de ceset sayısı olacak.
As U.S. losses begin to mount, president johnson reminds the american people that the war is not only about stopping the spread of communism. There is an even greater cause worth fighting for in Vietnam.
ABD kayıpları artmaya başlayınca Başkan Johnson, Amerikan halkına bu savaşın sadece komünizmin yayılmasını engelleme için olmadığını Vietnam'da savaşmak için daha yüce bir neden olduğunu hatırlattı.
But the war colonel Purcell is about to join is not going as planned.
Ancak Albay Purcell'in katılacağı savaş planlandığı gibi gitmiyordu.
¡ Vietnam is not our war...
2.5 MİLYON'UN ÜZERİNDE AMERİKALI VİETNAM'DA GÖREV YAPTI.
It's not the war you know.
BU BİLDİĞİNİZ SAVAŞ DEĞİL.
And it dawned upon us that this war was not going to be over in a short few months.
O anda bu savaşın öyle birkaç ay gibi kısa bir sürede bitmeyeceğini anladık.
Hopefully, there's not gonna be a war. God willing.
İnşallah savaş falan çıkmayacak.
Not in the middle of a war.
Bir savaşın ortasında değiliz. Bu yüzden dinle.
When there is a war on the holy land of the infidels if I am not with His Majesty when it joins the empire then I won't listen.
Kâfirlerin kutsal toprağına sefer varken, o toprakları Hünkâr'ımın Müslüman topraklarına kattığı gün yanında olmazsam, dinlemem!
Is not your war.
Bu sizin savaşınız değil.
It's not my war.
Bu benim savaşım değil.
We do not make war.
Savaşmıyoruz.
I may not have seen the war, but I know the look a man gets when he likes killing.
Savaşl görmemiş olabilirim ama öldürmekten zevk alan birini görünce anlarlm.
- Well, you know, Blackwater's not at war.
- Blackwater savaşta değil.
I will not allow you to take my soldiers and put them in danger. Christ's sake! We're fighting this war, too!
Bir daha askerlerimi alıp tehlikeye atmana izin vermeyeceğim.
Scar and his troops are intent on winning the war, not just a single battle.
Scar ve askerleri, sadece bir mücadelenin değil, asıl savaşı kazanmanın peşindeler.
The war on drugs is not winnable, but it's eminently fundable, and the government is addicted to that funding.
Uyuşturucu savaşında kazanç kesin değil ama kesinlikle yatırım yapılmaya müsait. Ve hükümet bu sermayeye düşkündür.
It's a war for journalism, and if we don't win, it's not worth being at The Nashville Times.
Bu bir gazetecilik savaşı ve eğer biz kazanamazsak Nashville Times'da olmaya değmez.
But not used since World War ll.
Ama bu prosedürler 2.Dünya Savaşı'ndan beri kullanılmadı.
Because the war's not over, actually, it's just beginning.
Çünkü savaş bitmedi. Aslında daha yeni başlıyor.
I'm not a cleaning company, I'm a police officer, my war is against criminals.
Ben temizlik şirketi çalıştırmıyorum. Ben bir polis memuruyum. Benim savaşım sadece suçlularla.
We're not going to lose this war.
Biz bu savaşı kaybetmiyeceğiz.
I know you for a long time, and I know you're not a fool, so you must know this war is not about freedom, and it's not about religion.
Seni uzun süredir tanırım, ve biliyorum ki aptalda değilsin, bu nedenle sende biliyorsun ki bu savaş özgürlük hakkında değil... ve din için hiç değil.
The war's not over yet.
- Savaş daha bitmedi. - Yakındır ama.
If it is a war for the freedom of man... why not give all men a reason to fight it?
Eğer bu insanın özgürlüğü için bir savaşsa neden tüm insanlara onunla savaşmaları için sebep vermeyelim?
Abraham, this war has cost us countless lives... not to mention millions of dollars.
Abraham, bu savaş bize sayısız cana mal oldu milyon dolarlardan bahsetmiyorum bile.
Things have not been easy, what with my... The death of my son and the war.
Oğlumun ölümü ve savaş yüzünden hayat hiç kolay değildi.
This is not your war, Henry.
Bu senin savasin degil, Henry.
Not sure why I expected anything less than world war III.
Neden Üçüncü Dünya Savaşı'nı çıkartmandan daha azını beklediysem zaten!
Collaborating authors did not come off unscathed after World War ll.
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Yazarların oluşturduğu topluluk yara almıştı.
Well, it's not like we're at war or anything.
- Savaş bu sonuçta
This is not my war!
Bu benim savaşım değildi!
Your former chairman made a deal with me not to wage war against each other.
Eski başkanınız benimle, birbirimizle savaşmayacağımıza dair bir anlaşma yapmıştı.
What happened during the civil war is not the worst thing.
İç savaş sırasında meydana gelen en kötü şey bu değildi.
It's not like before the war.
Savaş öncesi gibi değil tabi.
Our men did not act out of hatred of Germany but because Denmark is at war.
Erkeklerimiz Almanya'ya karşı bir nefret beslemiyorlardı. Ama sonuçta Danimarka savaşın içerisinde.
wardo 17
warlocks 16
warriner 18
war is hell 18
waris 20
warming 31
warm up 26
war is coming 19
war and peace 36
warts and all 37
warlocks 16
warriner 18
war is hell 18
waris 20
warming 31
warm up 26
war is coming 19
war and peace 36
warts and all 37