Nucleus traduction Turc
383 traduction parallèle
Nucleus of the Nazi network in America... was the German embassy in Washington... protected until a declaration of war by diplomatic immunity.
Amerika'daki Nazi agìnìn merkezi savaşa kadar diplomatik dokunulmazlìkla korunan Washington'daki Alman Elçiligiydi.
I shall call it the nucleus of the atom.
Mulan'ı bir savaş kahramanı yaparım, o zaman işe dönmem için bana yalvarırlar İşte ana plan bu. Ah, şimdi becerdin, adamım.
With Rutherford's discovery of the nucleus, scientists began to understand how nature builds her atoms.
- Hey, senin benle geleceğini sana düşündüren nedir? - Sen şanslısın, öyle mi?
Later, to the great surprise of science, other strange particles were discovered in the nucleus.
Shan-Yu. İyi işti, baylar.
The uranium nucleus split in two.
Üzgünüm. Ah -
But this wasn't all that happened. Two neutrons were released from the split nucleus.
Bilirsiniz, erkeksi dürtüler harekete geçtiğinde yalnızca birşeyler öldürmek istersiniz birşeyler onarmak, dışarıda yemek pişirmek -
On the scale of such a solar system model I, me, a cometary nucleus would be smaller than a snowflake.
Bu ölçekteki bir Güneş Sistemi modelinde ben, kuyruklu yıldız çekirdeği bir kar tanesinden daha küçük olurdum.
But the impact of a giant cometary nucleus like Halley's comet, let's say happens only every billion years or so.
Fakat Halley Kuyruklu Yıldızı gibi kocaman bir kuyruklu yıldız çekirdeğinin Dünya'ya çarpması diyelim ki bir milyar yılda bir gerçekleşir.
There is a chance to preserve a nucleus of human specimens.
İnsan neslini çekirdek olarak koruma şansımız var.
Wouldn't this nucleus of survivors be so grief-stricken that they'd envy the dead and not want to go on living?
Geriye kalacak olan bu çekirdek grup çok hüzüne maruz kalacağından daha sonra yaşamak yerine ölmeyi istemezler mi?
What I'm asking is that the Chapel Building Fund be used as the nucleus for an expanding free scholarship fund, for the education of gifted but underprivileged boys.
İstediğim şey, yetenekli ama imkanı kısıtlı olan çocukların yararına... Şapel İnşa Fonu'nun, ücretsiz burslu öğrenim fonunu... genişletmek için kaynak olarak kullanılmasıdır.
The potential across the cell membrane must be maintained during the radiation of the nucleus.
Çekirdeğe radyasyon ışınlarken hücre duvarının dayanıklılığını yitirmemesi gerekiyor.
They attempted to fuse the nucleus but look at this protein structure :
Çekirdeği parçalamayı denemişler ama şu protein zincirine baksana.
I am moving slowly now. Establishing course toward what appears to be the nucleus.
Yavaşça çekirdek gibi görünen şeye doğru rotamı çiziyorum.
According to Spock's telemetry information, there are over 40 chromosomes in the nucleus that are ready to come together, ready to reproduce.
Çekirdeğin içinde üremeye hazır 40'tan fazla kromozom var.
Helmsman, when do you estimate arrival on nucleus?
Çekirdeğe ne zaman varırız?
We have arrived at the chromosome body in the nucleus of the organism.
Kromozom kütlesine geldik... organizmanın çekirdeğinde.
It is lodged in the nucleus, near the chromosome bodies.
Çekirdeğe yerleşti, kromozom kütlelerinin yakınına.
Into the nucleus of the cell?
- Hücre çekirdeğine mi?
A bit of protoplasm, a nucleus, a chain of chromosomes.
Bir parça protoplazma, bir çekirdek. Bir kromozom zinciri.
We then implant the nucleus of the donor cell, which could be taken from a blood sample, or even a skin scraping.
Ardından içine verici hücrenin çekirdeğini yerleştiriyoruz. Bu bir kan örneğinden alınabilir, hatta bir deri kazıntısından bile.
The next step is to destroy the egg nucleus with ultraviolet light so that none of its genetic makeup remains.
Sıradaki adım yumurtanın çekirdeğini yok etmek. Ultraviyole ışığı kullanıyoruz. Bu sayede genetik yapısından geriye hiçbir şey kalmıyor.
The nucleus is made of protons.
Çekirdek, protonlardan meydana gelir.
The electron dances a wavy ring around the central nucleus of a hydrogen atom. And makes quantum leaps from orbit to orbit.
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar.
From a naked nucleus, a cell developed with a nucleus inside.
Çıplak bir nükleustan içinde nükleus olan bir hücre gelişti.
A journey to the nucleus of the cell.
Bir hücrenin çekirdeğine yolculuk.
The messengers were instructed and dispatched from within the nucleus, the heart and brain of the cell.
Mesajcılar hücrenin beyni ve kalbi olan nükleusta yapılıp ortama dahil olurlar.
The organic soup inside the nucleus contains many free nucleotides.
Nükleusun içerisindeki organik karışımda nükleotidler bol ve serbest olarak bulunur.
Do you remember RNA that nucleic acid that our cells use as messengers carrying the genetic information out of the cell nucleus?
RNA'yı hatırlıyor musunuz? Nükleik asitleri mesajcı olarak kullanarak, genetik kodu hücre nükleusundan dışarıya taşıyordu.
But deep inside the atom hidden far beneath the outer electron cloud is the nucleus, composed chiefly of protons and neutrons.
Fakat atomun derinliklerinde elektron bulutunun altında gizlenmiş olan çekirdek, başlıca proton ve nötronlardan oluşur.
And the nucleus is 100,000 times smaller still.
Ama çekirdek hala 100,000 kat küçük.
Nevertheless, most of the mass in an atom is in the nucleus.
Yine de atomun ağırlığı çekirdektedir.
Since every atom is electrically neutral the number of protons in the nucleus must equal the number of electrons far away in the electron cloud.
Bütün atomlar elektrik yükü olarak nötr olduğunda çekirdekteki protonların sayısı elektron bulutundaki elektron sayısına eşit olur.
The protons and neutrons, together, make up the nucleus of the atom.
Protonlar ve nötronlar birlikte atomun çekirdeğini oluştururlar.
So why does the nucleus hold together?
Peki bu durumda çekirdeği bir arada tutan nedir?
Why don't the electrical repulsion of the protons make the nucleus fly to pieces?
Peki protonlar bu itme kuvveti olmasına karşın çekirdekten neden kopmuyorlar?
Since the neutrons exert nuclear forces but not electrical forces they are a kind of glue which holds the atomic nucleus together.
Nötronlar, elektriksel kuvveti değilde nükleer kuvveti kullandıklarından atomik çekirdeği bir tutkal gibi bir arada tutar.
A lump of two protons and two neutrons is the nucleus of a helium atom and is very stable.
İki proton ve iki nötrondan oluşan küme helyum atomunun çekirdeğini oluşturur ve bu sabittir.
There's no difference between four helium nuclei stuck together by nuclear forces and the oxygen nucleus.
Dört helyum çekirdeğinin nükleer birleşmeyle oluşturduğu birleşim oksijenden farklı değildir.
Every time we add or subtract one proton and enough neutrons to keep the nucleus together we make a new chemical element.
Her seferinde bir proton eklediğimizde yada çıkardığımızda ve yeterince nötron, çekirdeği bir arada tutabilirse yeni bir kimyasal element oluştururuz.
Every time a nucleus of helium is made, a photon of light is generated.
Her bir helyum çekirdeği oluşturulduğunda, bir ışık fotonu salınır.
The star becomes a single, massive atomic nucleus a neutron star.
Bu yıldız parçası, ağır atom çekirdeklerinden oluşmuş bir "nötron yıldızına" dönüşür.
Five billion bits of information in our encyclopedia of life in the nucleus of every one of our cells.
Hayat ansiklopedimizde 5 milyar birim bilgi mevcut hücrelerimizin çekirdeklerinde saklı.
You guys are shooting up with an untested drug that stacks up in the brain and works in the nucleus of the cell, and you don't call that dangerous?
Test edilmemiş bir madde alıyorsunuz, bu beyne ulaşıyor ve... hücrelerin çekirdeğini etkiliyor ; sizce bunlar tehlikeli değil mi?
Fire, with its lifegiving force, was the nucleus of the protohuman hordes.
İnsanı korkunç soğuklardan, donmaktan, yırtıcı hayvanlardan korumaya ve et kızartmaya yarıyordu.
A simple vegetable cell with an unmistakable animal nucleus.
Şüphe götürmez bir şekilde hayvan çekirdeğine sahip bir bitkisel hücre örneği.
Of course, it is a nucleus and focus of crime, every good stone is.
Elbette ki, suç odağı ve özü olan çok güzel bir taş.
So, if the nucleus has two protons, it will also have two circling electrons.
Hadi. Çünkü eğer ordu bir kız olduğunu öğrenirse, bunun cezası ölümdür! Eğer kalacaksan çalışmalısın..
There are also neutrons in the nucleus that add to its weight.
- Kimsin sen?
Here, nature has crowded so many protons and neutrons into the nucleus that it becomes unstable.
Üzgünüm Üzgünüm. Yalnızca sinirliyim. Bunu daha önce asla yapmadım.
Finally, it struck a nucleus.
Kampında sorun çıkaran kimseyi istemiyorum