Old thing traduction Turc
1,767 traduction parallèle
No, no, no, not that old thing.
- Hayır, o eskisi olmaz.
It's a poor old thing.
Yine de iyi çalışıyor.
Same old thing.
Hep aynı mevzu işte.
What are you watching this old thing for?
Bu eski şeyi niye izliyorsunuz?
You know, I can't get this old thing to work.
Bu eski şeyi çalıştıramıyorum.
Oh, Carlos, this old thing?
Carlos, eski şeyler.
Day after day... The same old thing.
Günden güne hiç fark yok.
What, you mean this old thing?
Ne, şu eski şeyden mi bahsediyorsun?
Oh, that old thing, I should have thrown it away years ago.
O eski şey mi, yıllar önce atmalıydım.
That stubborn old thing came back.
İnatçı şey geri gelmişti.
'God, this old thing.'
- Tanrım, şu eski şey.
I probably have some smelly, old thing in my car somewhere.
Heralde arabamda kokulu eski şeyler olması lazım.
That thing's like 100 years old. Just throw it away.
O şey 100 yaşında falan.
If you can't convince a doddering old fool what the best thing is for this country's economy, perhaps you're not the kind of helper we're looking for.
Salak bir ihtiyarı, ekonomimiz için neyin iyi olduğu konusunda ikna edemiyorsan, belki de sen aradığımız yardımcı değilsin.
That's a horrible thing for a 7-year-old to see.
Bu 7 yaşında biri için korkunç bir şey.
Dig up an old ho with that whole pretty-boy thing you've got going on.
- Evet? -.. iyi çocuk ayaklarına yatmayı çok iyi beceriyorsun.
If the old man's secretly hidden money is spent well by someone, isn't that a better thing?
Eğer yaşlı adamın gizli parası..... başka birisi tarafından harcanırsa.. bu daha iyi olmaz mıydı?
So, what happened to the 90 grand we got for the old Ashes thing?
Peki, eski kriket kupasından gelen doksan binliğe ne oldu?
Next thing, they're working on some 14-year-old smoke hound like he's Bin Laden.
Ondan sonra da, 14 yaşında bir çocuğa, 3 gram kokain için...
The last thing I need is a two-year-old friend
İhtiyacım olan son şey iki yaşında bir arkadaş.
Old enough to know that that is the last thing I want to hear my 15-year-old daughter saying.
- 15 yaşındaki kızımdan duymak istediğim son şey olduğunu bilecek kadar yaşlı.
And if he does, it'll be the best thing that happened to this company since old Gladys the cook burnt down the canteen.
Yaşlı Glady kantini yaktığından beri, bu şirektin başına gelen en iyi şey olacak.
Isn't this Carter / Carter thing getting just a little old?
Şu Carter / Carter olayı biraz eskimedi mi? Hayır.
Not the kind of thing a 16-Year-Old boy normally has. They are a kind of joke between michael and angela carter.
- Michael ile Angela Carter arasındaki bir şaka bu.
You know, that is one thing that never, ever would have happened in the old days.
Eskiden olmayan tek bir şey varsa, o da budur.
I was hoping you could dig up an old case file for me. Well, sure thing.
Benim için eski bir dava dosyasını çıkarırsın diye umuyordum.
Look, the last thing my old man wanted was to make john donovan some kind of martyr.
Bakın, babamın en son isteyeceği şey John Donovan'ın bir kurban gibi gözükmesiydi.
Look, uh, accepting an old crib from you is one thing, but this is too much.
Bak, senden eski bir karyolayı kabul etmek, tamam... ama bu... çok fazla.
Good thing to deal with an old friend.
Eski bir dostla karşılaşmak çok hoş.
That's always a thing that makes people happy, to have an old friend back.
Bu tip şeyler insanı her zaman mutlu eder zaten,... eski bir arkadaşı yeniden görmek.
Izzie thinks this whole bright and shiny thing is getting old.
Izzie tüm bu parlamak ve ışık saçmak meselesinin eskidiğini düşünüyor.
There's no such thing as an old woman, he wrote to Theo.
Yaşlı kadın yoktur diye yazmıştı Theo'ya bir keresinde.
The funny thing is, after all that's happened, I still miss the old me.
Eğlenceli olan şey, Bütün bunların olması, Hala eski halimi özlüyorum.
Thing is, I've never been to sleep-away camp, and since my friends are going, and this might be the last summer before I'm really too old...
Arkadaşlarımda gittiğine göre bu fazla büyümeden önceki son kampım olabilir.
The only dangerous thing on this desk is an old sandwich.
Masasındaki tek tehlikeli şey, eski bir sandviç.
You still got a thing for that old patient of yours?
Hâlâ şu eski hastan için bir şeyler hissediyor musun?
Look, breeman worked at feinberg's old house, like, 10 years ago, and he saw the thing in the shower once, and it was all he could do to not coil it up and throw it on the back of the rig.
Breeman on yıl önce Feinberg'ün eski istasyonunda çalışmış. O şeyi duşta görmüş ve sarıp kamyonun arkasına atmamak için kendini zor tutmuş.
They're just following the rules, chief. Thing is, our old guy claims to have killed six other people the same way.
İhtiyar adam altı kişiyi bu şekilde öldürdüğünü iddia ediyor.
I dig that whole, you know, let's tribe up and have kids thing, but your old man, col, he scares the shit out of me.
Yedi Oscar. En büyük üç beyzbol filminden birini çekti. Düşler Tarlası, klasik.
One of the old dears has a nightmare, tells her friend she's seen a ghost, then next thing, they've all seen one.
Yaşlı sevecenlerden biri kabus görür,... ve arkadaşına bir hayalet gördüğünü anlatır,... sonra ne olsun istersin? Hepsi birer tane görmüş olur.
So i bet the last thing you want to do right now is having polite dinner conversation with some old guy you just met.
Eminim şu anda istediğin son şey daha yeni tanıştığın bir adamla nezaket icabı yemekte takılmaktır.
this thing's a century old. it's - - priceless.
Bu yüzyıllar öncesinden. Bu... Paha biçilmez.
I've got this old relationship thing. Oh.
Ben bir ilişkiden yeni çıktım.
I'm just gonna stick to good, old-fashioned police work and maybe we can bring this thing home.
Eski kafalı, iyi bir polis gibi işimi yapıp, belki de bu işi çözebileceğiz.
That Old Public-Speaking Thing Where You Pretend They're In Their Underwear.
Eski bir söyleyişe göre onları iç çamaşırlarıylamış gibi düşünmek.
WHAT DAMN THING? I KNOW IN YOUR HEART YOU'RE A BIT OF AN OLD-FASHIONED GIRL.
Bence bu biraz daha romantik olurdu, fakat hala işe yarayabilir.
The closest thing we have on Earth to Enceladus is something like Old Faithful geyser here at Yellowstone National Park, which is shooting water vapour and water about 150 ft into the air.
Enceladus'da olan şey, burada, havaya 150 feet civarında su buharı fırlatan, Yellowstone Ulusal Parkı'nda'ki yaşlı ve kadim gayzerlere benzer.
I get the feeling old Abe Schmenken can kill this whole thing.
İçimden bir ses ihtiyar Abe Schminken'in her şeyi bozabileceğini söylüyor.
Scoob, old buddy, if there's one thing I don't like about this plan it's everything about this plan.
Scoob, eski dostum, bu fikrin neyini beğendim biliyor musun? Hiçbir şeyini!
One more thing... when he's old enough, I want you to teach J.J.To shave.
Bir şey daha uygun yaşa geldiğinde, J.J.'e traş olmayı senin öğretmeni istiyorum.
how is it that you know your 6 - year-old niece Likes to read books and play dress-up, but you don't Know the first thing about your own son?
Nasıl oluyorda 6 yaşındaki yeğeninizin, kitap okumayı ve değişik kıyafetler... giymeyi sevdiğini biliyorsunuz da oğlunuzla ilgili birşey bilmiyorsunuz?
things 422
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24
thing 1205
thingy 49
things happen 87
things will get better 22
things change 215
things fall apart 17
things will change 18
things have changed 201
things like 24