English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Ordering

Ordering traduction Turc

1,985 traduction parallèle
- I'm ordering you to stand down.
- Geri çekilmenizi emrediyorum.
What are you ordering?
Ne yiyeceğine karar verdin mi?
There's ordering badly And the other mistake
Kötü sipariş verirsin ama yanlış gelir
Is not ordering at all Okay Umm
.. ama hepsi bu.
- She's ordering a fruit cocktail.
- Meyve kokteyli siparişi veriyor.
I was thinking of ordering takeout, but if you're going... actually, I don't have to leave right away.
Dışarıdan yemek söylerim diye düşünüyordum ama sen gidiyorsun.. Aslında, hemen gitmek zorunda değilim.
Mr Bauer, I am ordering you to answer this page.
Sayın Bauer, bu çağrıyı cevaplamanızı emrediyorum.
I am your commander in chief, and I am ordering you to stand down.
Başkomutanınızım ve çekilmenizi emrediyorum.
I am ordering you to stand down.
Geri çekilmenizi emrediyorum.
And I am ordering you to open that door.
ve sana kapıyı açmanı emrediyorum.
Well, I am the president, and I am ordering you to open that door.
Ben başkanım ve sana kapıyı açmanı emrediyorum!
He's ordering me to let Bauer interrogate Burnett.
Bana Bauer'in Burnett'i sorgulamasını emretti.
Chelsea, I'm ordering breakfast.
Chelsea... Kahvaltı sipariş ediyorum.
Then it grew. And by the time there was that outer ring, I think strangers were just ordering buckets of beer
Sonra o halka büyüdü, öbür taraftan başka insanlarla başka bir halka oluştu ben de tanımadığımız adamlar o biraları şampanyaları söylüyor sandım.
I'm ordering today that all prints and the negative of the film be destroyed.
Bugün, bütün senaryonun ve film negatiflerinin yok edilmesi talimatını verdim.
- I am ordering you.
- Emrediyorum.
They're ordering the warden to allow supervised visitations.
Gözetim altında görüşmeye izin verdiler.
Or ordering live chickens, okay, you have to ask me first.
Ya da canlı tavuk ısmarlamadan önce bana sormak zorundasın.
- You're still an officer on this ship, and at the current time your CO is ordering you...
- Sen hala bu geminin bir subayısın ve şu anda komutanın sana emrediyor...
Ordering me?
- Emir mi?
-... now is ordering you -
- Sana emrediyor...
I'm ordering you to go.
Hayır Abby, sana gitmeni emrediyorum!
I'm ordering you as a Confessor, to get us out of here.
Bir Confessor olarak sana bizi buradan çıkarmanı emrediyorum.
- You're offering. Not the people you'd be ordering into battle.
- Sen öneriyorsun savaşmalarını emredeceğin insanlar değil.
You're ordering them into battle against trained D'Haran soldiers and Mord-Sith.
Onlara, eğitimli D'Haran askerlerine ve Mord'sithlere karşı savaşmalarını emrediyorsun.
Oh, tell me you checked her levels before ordering an induction.
Talimat vermeden önce kimliğiniz kontrol edildi mi?
He told you that after ordering the aquarium there?
Bunu sana akvaryum istedikten sonra mı söyledi?
Well, I'm your commanding officer, and I'm ordering you to let the dance out!
Komutanın olduğuna göre sana dans etmeni emrediyorum!
I am ordering you as a federal judge to turn it over to Miss Taffet.
Bir federal hakim olarak, Bayan Taffet'e vermenizi emrediyorum.
BEING MARRIED TO THE SAME WOMAN, IT'S LIKE ORDERING THE SAME ENTREE FOR 18 YEARS.
Aynı kadınla 18 yıl, sürekli aynı yemeği yemek gibi.
Anyway, I was thinking about ordering a pizza. You interested?
Neyse, pizza siparişi vermeyi düşünüyordum.
I was thinking more like renting a chick flick and ordering Italian.
Bir romantic komedi filmi kiralayıp ve italyan yemeği siparişi vermek gibi olacağını düşünürdüm.
Ordering a pizza and going home - two of the three things you want in a woman.
Pizza siparişi vermek ve evine gitmesi. Bir kadından isteyeceğin üç şeyin ikisi.
That's why you should always do the flower ordering around here.
İşte bu yüzden çiçek siparişini senin vermende fayda var.
It just sounds nicer than ordering you but I can do that too.
Hayır, hayır. Sadece seni kiralamamdan daha iyi... Ama bunu da yapabilirim.
This guy was indicted last year for ordering the murders of 22 people.
Bu adam, geçen yıl 22 insanın öldürülmesiyle itham edildi.
Crime of the century. Ordering pizza.
Pizza ısmarlamak, asrın cinayeti.
I said, "Girl, if you think I'm letting you handle Thanksgiving then I'm ordering Chinese."
Ben de öyle dedim. Dedim ki ; "Bak kızım, şükran günü kutlamana izin vereceğimi sanıyorsan Çin yemeği getirtirim."
Why do you keep ordering pizza all the time?
Neden hep pizza yiyorsun?
I think the whole fun of ordering the BLT is saying, "I'll have a BLT," and the simplicity of it,
PMD sipariş etmenin mantığı burada zaten. Kısaltma kullanarak "PMD istiyorum" dersin.
The sandwich is simple, but ordering it isn't simple, I mean.
Sandviç basit, siparişi basit.
If he's ordering a media blackout, then she already failed, and he doesn't want anyone knowing it.
Eğer karartma emri veriyorsa o zaman kardeşim başaramadı ve o bunu kimsenin bilmesini istemiyor.
no, i am ordering you to stay and fight.
Hayır, burada kalıp dövüşmeni emrediyorum.
Before ordering cake and balloons - - - Is there anyone who will tell me what the hell is happening?
Pasta ve balonları sipariş etmeden önce biri neler olduğunu bana açıklayacak mı?
A whole kind of person became present in that one reaction to Al ordering him about like that.
Al Pacino'nun öyle emirler yağdırması karşısında bambaşka bir insan olup çıktı. Hadi.
I am ordering you as a federal judge to turn it over to Ms. Taffet.
Bir federal hakim olarak, Bayan Taffet'e vermenizi emrediyorum.
- I'm the oldest and ordering you.
En yaşlı kişi benim ve sana emrediyorum.
He's not ordering it. I am.
O emretmiyor.Ben emrediyorum.
I have to start ordering some things.
Bir şeyler ısmarlamalıyım.
Do I look like I'm ordering Chinese? Sorry, man.
Üzgünüm dostum.
Ordering IV chlorpromazine.
İntravenöz Klorpromazin verdiriyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]