English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ O ] / Overdo

Overdo traduction Turc

443 traduction parallèle
But you can overdo a stimulant.
Lakin bu tetikleyici abartılabilir.
Don't we rather overdo that song?
Aynı plağı tekrarlamayı tercih etmez miyiz?
No, I only mean that sometimes we are inclined to overdo it a little.
Sadece bazen aşırıya kaçma eğiliminde olduğumuzu demek istiyorum.
But don't overdo it.
Ama fazla abartma.
Don't overdo.
Abartıya kaçmayın.
All right. But don't overdo it.
Olur ama abartma.
Now, don't overdo it.
Tamam, abartmayalim.
Let's not overdo, or you'll know more than I do.
Çok da ezberleme. Yoksa benden daha çok bilirsin!
Don't overdo it.
Abartmayın lütfen.
Even if you overdo it, be animated.
Aşırıya da kaçsan, neşeli ol.
You don't want to overdo it.
Aşırıya kaçmak istemezsin.
Then take care I don't overdo it.
Öyleyse dikkat et de abartmayayım.
You just overdo, that's all. What you need is a few hours'sleep.
Biraz zorlandın, o kadar birkaç saat uykuya ihtiyacın var.
Do not overdo it.
Abartmayın Komutan.
Don't overdo it.
Abartma sen de.
Don't overdo it!
Fazla şişirme!
Now don't overdo it.
Şimdi aşırıya kaçma.
Did I... overdo it?
Acaba orayı... çok mu abarttım?
Don't overdo it.
Suyunu çıkarma.
Now, don't overdo it.
- Kendini fazla yorma.
But don't overdo it.
Ama abartma.
- Don't overdo it.
- Abartma.
Paul, we don't want to overdo this thing.
Paul, bu işi çok ileri götürmek istemiyoruz.
Don't overdo the surprise.
Sürprizi bozmayın.
One can overdo it.
- Abartmamak lazım.
Don't overdo it.
Fazla da abartma.
Go home now and do your duty by your wife - but don't overdo it, eh?
Şimdi evine git ve karına karşı olan görevini yerine getir ama dozu kaçırma!
Don't overdo it.
Tekrarlattırma.
Do not overdo list.
Dükkanımda bir kasa var... ve içinde günün bütün hasılatı beni bekliyor.
- Don't overdo it.
- Aşırıya kaçma.
Now, don't overdo it but if you see that he's weakening in any way at all, ask for something. Make him feel wanted and important.
Abartmayın ama herhangi bir şekilde zayıf düştüğünü görürseniz bir şey isteyin, ona istendiğini ve önemli olduğunu hissettirin.
We mustn't overdo it.
Dozunu kaçırmamalıyız.
Don't overdo it.
- Fazla abartma. - Fazla abartmıyorum.
Just because you married a human, Samantha that's no reason to overdo this grubby little housewife role.
Bir ölümlüyle evlendin Samantha kirli, küçük ev hanımı rolünü abartmana gerek yok.
Don't you overdo it a bit?
Bunu biraz abartmak değil mi?
- Yes, if you don't overdo it.
- Evet, eğer gereğinden fazla kullanmazsan.
But don't overdo it, will you?
Ama gereğinden fazla yapma, olur mu?
'You mustn't overdo it.
Bu kadar fazla üstüne düşmemelisiniz.
He's a thoroughly zealous student, with a tendency to overdo it.
Ölçüyü kaçırmaya yatkın olmakla birlikte, kendisi her bakımdan azimli bir öğrencidir.
- Let's not overdo it.
- Abartmayalım. - Sizi tanıyorum, efendim.
Don't overdo it, my boy.
Abartma, evlat.
Enjoy yourself, have a good time, but don't overdo.
Eğlenin, güzel zaman geçirin, fakat aşırıya kaçmayın.
Don't overdo it, Brad.
Abartma Brad.
Yet I must not overdo the use of the closet. If this method fails, I fear all such treatment will be useless.
Yine de karanlık oda kullanımını aşırıya kaçırmadım.
And with a weakened condition, he daren't overdo things.
Böyle bir zayıf vücuda sahip kocanız aşırılıklardan sakınmalı.
And don't overdo it either.
Kendini de fazla yorma.
Only don't overdo it.
İpin ucunu kaçırmayın ama.
Don't... don't overdo it, Hiss.
Sakın... sakın abartma, Hiss.
Well, try not to overdo it to...
Ama başlangıçta çok...
There's no need to overdo it.
Bunu abartmanın anlamı yok.
Don't overdo it.
Sen konuşma!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]