Overs traduction Turc
180 traduction parallèle
Or you want to eat left-overs for the rest of your life?
Yoksa ömrün boyunca bey kırıntılarını mı toplamak istiyorsun? Moskova - bir.
I'm going for the left-overs.
Açlık bastırınca, buraya kadar sürünerek geldik.
It foretold strange change-overs, events, disorders.
Tuhaf altüst oluşları, olayları, karmaşaları öngörüyordu.
I'll do radio voice-overs.
Radyoda seslendirme yaparim.
Well, I mainly do voice-overs these days. Commercials.
Eh, ben reklamlarda seslendirme yapıyorum.
Scrambled with bacon, two easy-overs with sausage and a Belgian waffle.
Sahanda jambonlu, iki sosisli az pişmiş ve Belçika gözlemesi.
She could do voice-overs.
Dublaj bile yapabilir.
Clean away the years of soot. Grime. Paint-overs.
Yılların isi, kiri pası temizleniyor.
If you're still hungry, you can have some left-overs.
Eğer bunlarla doymazsanız, biraz artık yemek var.
Whatever you say.. - but if any of their player had struck a four in the final overs.. - their team was sure to win.
Sen ne dersen de ama eğer onların oyucuları son 4 vuruşu yaparlarsa kesinlikle kazanırlar.
They've scored just 102 runs in 40 overs.
102 girişimde ancak 40 tanesi sayı oldu.
Two fashion make overs, coming up!
İki moda ikonası hazırlanıyor.
Game's overs, Mr. Batman.
Oyun bitti, Bay Batman.
Sutures, weak-and-dizzy-all-overs, kid with the croup....
Dikiş, dermanı kesilmiş ve başı dönen, boğmacalı çocuk...
So where are these weak-and-dizzy-all-overs?
Nerede şu dermansız ve başı dönen hastalar?
- William. So where are these weak-and-dizzy-all-overs?
Nerede şu dermansız ve başı dönen hastalar?
it looks like Left overs.
Kullanılmamış gibi görünüyor.
You always give me your left-overs.
Utangaç olma!
We're having two's-ups and chop-overs with them.
Neyse bunların ağızlarına verdik, sonra çatır çatır s.ktik.
There's no such thing as crocodile left-overs.
Geride hiçbir şey bırakmıyorlar.
Mr. Big and I were actually doing sleep-overs.
Bay Büyük'le genellikle evde yapıyoruz.
- Free make-overs.
- Bedava makyaj.
- I have a thing about comb-overs. - Don't look.
Richard, yemin ediyorum her şeyi yapabilirim ama saçla kapatılmış bir kele...
I won't just because he has a thing about comb-overs.
Sadece saçıma taktığı için...
Sorry, the house limit is three do-overs.
Üzgünüm, sadece 3 kere tekrar yapabilirsiniz.
- Mum, any left-overs?
- Anne, hiç yemek arttı mı?
Do-overs.
Tekrarlayalım.
You are 16 years old... and no 16-year-old daughter of mine is gonna have sleep-overs with boys.
16 yaşındasın... Benim 16 yaşında erkeklerle uyuyan bir kızım olamaz.
Twenty overs will be bowled during this time.
Bu süre içinde 20 defa atıcı değişecek.
- Damn Goodyear. How many overs?
- harika, mükemmel.
We do fly-overs in ships, with two spyder teams on the ground.
Uçan devriyelerle arayın, yere de iki örümcek ekibi.
I won't tolerate even the kids games till this overs.
Bu iş bitene kadar çocukların oyunlarına bile tolerans yok!
It's impossible to light duelling overs. What else you got? Okay.
Tekrar karşılaşma çekimi için uygun ışık yok.
These stay-overs, I mean.
Burada kalmayı yani.
They'll get help from designer Jeremy on, Dollhouse Do-Overs.
Tasarımcı Jeremy onlara yardımcı olacaktır : "Bunlar Bebek Oyuncağı İşler" ile.
Ty Page, starting off with some 180 end-overs.
Ty Page, birkaç 180 derece ile başladı.
I mean, you're asking me if in seventeen years of sleep-overs...
Yani siz bana, on yedi yaşında evime gelen çocuklardan...
We're still leaning heavy on the overs.
Hala toplam skora meyilli durumdayız.
Three leg-overs and three pairs of blow jobs. Look.
Üç bacak omuza ve üç çift de saksafon.
There's no do-overs in Vegas.
- Vegas'ta oyunu başa sarmazlar. - Tuvalete gitmek istersen nasıl bir işaret çakıyorsun?
- Some left-overs my brother gave me. - You'll be okay.
- Abimden biraz arta kalan madde.
Today, we're gonna go through a variety of non... optimal parachute functions... inversions, cigarette rolls, line... overs, totals...
Bugün, optimal olmayan paraşüt durumlarını inceleyeceğiz. Ters dönme, sigara kağıdı, çizgiyi aşma, toplamlar ve benim en sevdiğim ;
Swami do-overs are allowed.
Hoca tekrarlarına izin var.
You see, all the TV shows I watch, all these women have voice-overs.
Seyrettiğim bütün TV şovlarında, bütün kadınların dış seslendirmeleri var.
Now where most of these voice-overs, they don't make much sense, they do make your life seem more dramatic and meaningful.
Çoğu dış seslendirmenin hiç bir anlamı yok, Ama hayatını daha dramatik ve anlamlı gösteriyor.
Ain't no do-overs this time.
Bu sefer tekrarı olmayacak.
Ain't no do-overs this time.
Yeniden-denemeler yok artık.
It's unforgivable, you know, and I wish there were do-overs in life like when you're a kid.
Affedilmeyecek bir şey, ve keşke çocukken olduğu gibi her şeye baştan başlama imkanı olsaydı.
- Nutting's at nine, Nutring knocked neatie nighty knock knock... anyway England have played extremely well for nothing, not a sausage, in reply to Iceland's first innings total of 722 for 2 declared, scored yesterday disappointingly fast in only 21 overs Not Nutring
Nutting değil, Nutting 9'da.
- Which is? - l'm thinking duelling overs.
Bir sonraki sahne değil bir sonraki çekim demek istedim.
You don't get do-overs, Lee.
Tekrarını yapamazsın, Lee.