Plan b traduction Turc
2,321 traduction parallèle
You know, she takes the kid, Marshall plays ball, and then if he doesn't, they go to plan B.
Anlıyacağın, o çocuğu alır, Marshall isteneni yapar Eğer yapmazsa B planına geçerler.
- I'm gonna work on plan B.
- B planı üzerinde çalışmaya.
I hope you have a plan B, if you can't stop this thing from firing.
Umarım B planınız vardır. Bu şeyi durduramazsanız...
We're still working on plan B.
B planı üzerinde çalışıyoruz.
We're gonna have to go plan B. I hate plan B.
- B planına geçmek zorundayız. - B planından nefret ediyorum.
- This is why I hate plan B.
- Bu yüzden B planından nefret ediyorum.
In this case, we go to plan B.
Ona kelepçeyi takamazsam, B planına geçersiniz.
Plan B entitles me of life and death over you.
B planında hayatınız benim ellerimde, Bay Kaplan.
Plan b.
"B planı."
Okay, now we're into Plan B. -
O zaman B Planına geçeriz.
- What is plan B?
- B Planı da ne?
Okay, plan B. Doc.
Tamam, B planı...
So, does my Commander in Chief have a Plan B, by any chance?
Başkomutanın bir B planı var mı?
Plan B!
B planı!
You said Plan B!
- B planı dedin!
Plan B was to have coffee and regroup, it was not to chop his head off!
B planı kahve alıp tekrar toplanmaktı! Kafasını koparmak değil!
Alright, plan B. Will you be my girlfriend?
- Biraz, bölük pörçük. - Pek anlamadın, değil mi? Eski baskı sanırım.
Second lesson, always have a plan B.
İkinci ders, her zaman B planın olsun.
Looks like we're going with plan B.
Biz B planı ile gidiyoruz gibi görünüyor
- Amy, come up with a plan B.
- Amy, B planını düşün.
Don't you worry, I have a plan B.
Merak etme, B planım var.
Ready to hear plan B, Einstein.
B planını duymaya hazırım, Einstein.
Let's call that "Plan B."
Plan B'yi uygulayalım.
Said something about a Plan B?
Plan B gibi bir şey.
Plan "b".
B planı.
But in the background of this brilliant widescreen composition a train passes, as misty as the tree, beautiful in its way, but slicing through the horizon like a knife.
Ama muhteşem arka plan kompozisyonda, bir tren geçmeye başlar. Ağaçlar kadar dumansı, kendince güzeldir tren. Fakat bir bıçak gibi ufku ikiye bölmektedir.
Uh, a plan "B."
Ah, bir B plani
Wh-Where have you been? You guys dropped the tipping plan?
Siz patlama planını bıraktınız mı?
I'm not gonna leave my sister behind.
Kız kardeşimi arkamda bırakmayacağım. Bir planım var.
Sam's working on plan B.
Sam B planı üzerinde çalışıyor.
you're in charge of plan B.
B'den sen sorumlusun.
You work on Plan B.
Sen B planına çalış.
You left Caplan plan with a corpse.
Son kez Kaplan'ın sana ihtiyacı olduğunda onu yüzüstü bırakmıştın.
We now begin the Feyris Cup day division. Plan Code : G-B-A-C-K We now begin the Feyris Cup day division.
Şimdi de Feyris Kupası bölümümüz başlıyor.
My scheme is to persuade him to hire me as his amanuensis, and aid him in the creation of a masterpiece, before shooting up through the musical firmament, eventually obliging Pater to admit that yes, the son he disinherited is none other than Robert Frobisher,
Planım beni kâtibi olarak almasını sağlamak ve bir şaheser yaratmasına vesile olmak. Ben müzikal semaya ulaşmadan önce babam gerçekleri kabul etmek zorunda kalacak. Mirasından yoksun bıraktığı kişi, Robert Frobisher'ın ta kendisiydi.
Now, this one counts, so I'd plan on being out there for a while.
Birazcik sonra B planini devreye sokacagim. - Anlasildi.
They knew they needed to get the suspicion off themselves. But what they didn't know is that Lado. Was already making plans of his own.
Kendi kendilerinden şüphelenmeyi bırakmaları gerektiğini biliyorlardı ama bilmedikleri şey ise, Lado'nun da zaten onlar için plan yapıyor olduğuydu.
I'm letting Costa plan most of it.
Planlamayı Costa'ya bıraktım.
It was the F.S.B. Those dogs planned this whole thing out!
FSB'ymiş! O itlerin planı başından beri buymuş!
I'm sick of the game plan, okay?
Taktiğe uymaktan bıktım, tamam mı?
That's it.
Pekâlâ, B planı.
The eradication of the B.O.W.s is moving ahead according to plan.
B.O.W.s'i yok etme işlemi plana uygun olarak ilerliyor.
Yo, we need [bleep] plan "B," man. Yeah.
Evet, çikolata parçacıklı kurabiye kokusu alıyorum.
That was the plan, wasn't it, to just let him go?
Plan da bu değil miydi zaten, bırakın gitsin?
The plan was to cut him loose far away from here, not on our front step with a gun.
Plan onu uzakta bir yere bırakmaktı. Eline silah verip yanımızdan salmak değil.
But I think we're going with plan "b."
Ama sanırım "B" planına geçiyoruz.
This morning, when I dropped him off at school, we were talking about my mom's birthday dinner, and he was gonna help plan it.
Bu sabah onu okula bırakırken onunla annemin doğum günü yemeğini nasıl yapacağımızı konuşuyorduk. Bana yardım edecekti.
- Plan B.
- B planı.
Oh, darling, of course they would, which is why I have something else planned.
Canım, elbette bırakırlar. O yüzden başka bir planım var.
Seriously, I say we go with plan'B'we find a really nice mansion and leave them on the porch.
Ciddiyim bak, B planını uygulayalım. Güzel bir malikhane bulalım ve onları kapı önüne bırakalım.
This is your Plan B?
Bu senin B planın mı?