English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ P ] / Poor little thing

Poor little thing traduction Turc

197 traduction parallèle
What are you able to do, my poor little thing?
Neler yapabilirsin ki benim küçük kızım?
Do I love you? You poor little thing.
Seviyor muymuşum?
This poor little thing is married, unhappily married.
Bu küçük zavallı şey evlendi, evliliği mutsuz.
Poor little thing.
Zavallı ufaklık.
Oh, you poor little thing.
Seni zavallı küçük şey.
The poor little thing's hungry.
Zavallıcığın karnı aç.
Perhaps our Timba will adopt the poor little thing.
Belki de bizim Timba o zavallıcığı sahiplenir.
That poor little thing.
Zavallı şey.
She's just been too brave, poor little thing, and not eating enough.
Kesinlikle çok cesur. Zavallı küçük şey, yeterince yemiyor.
- Poor little thing.
- Zavallı küçük şey.
Poor little thing!
Zavallı yavrum.
Oh, don't. You poor little thing.
Seni zavallıcık!
Mincia is a poor little thing.
Mincia zavallının teki.
Without me you would have been in trouble, you poor little thing.
Ben olmasam başın beladaydı seni küçük zavallıcık.
Oh, the poor little thing's scared to death.
Ah, zavallı küçük şey, çok korkmuş.
- Poor little thing.
- Zavallı çocuk.
- Poor little thing.
- Zavallı şey.
Poor little thing!
Zavallı, ufaklık!
Poor little thing.
Zavallıcık.
Poor little thing.
Zavallı küçük şey.
Scarlet fever, poor little thing.
Kızamık, zavallı küçük şey.
Poor little thing, scarcely three months old.
Zavallı küçük şey, daha üç aylık bile değil.
You poor little thing.
Seni küçük zavallı şey.
Oh, poor little thing.
Oh, zavallı küçük şey.
Poor little thing must be stuck.
Zavallı küçük şey burada tıkılı kalmış olmalı.
Don't call me "poor little thing"
Bana "zavallı sevgilim" deme.
Perhaps Walter will be touched and repeat "poor little thing"
Belki Walter bundan etkilenip tekrar "zavallı sevgilim" diyecek.
She got that child plumb scared, poor little thing.
Zavallı çocuğun ödünü koparıyor.
The poor little thing.
Zavallı şey.
You poor little thing.
Zavallı küçük şey!
A poor little thing out of nowhere.
Kimsesiz, küçük zavallı!
I mean, poor little thing.
Zavallıcık.
Ah. Oh, that's painful Poor little thing.
Diş çıkarmak acı verir ama.
Poor little thing. We can't just let her waste away. Go on, go on.
Böyle heba olmasına izin veremeyiz.
Poor little thing.
Canım benim.
The poor little thing in the clinic who's lost her mind is better off than I am. Perhaps.
Zavallı kardeşim o akıl hastanesinde bile benden iyidir.
My God... poor little thing.
Tanrım... zavallıcık.
Oh poor little thing!
Oh zavallı küçük şey!
Oh, you poor little thing.
Zavallı küçük şey.
"Poor little thing," they're saying.
Zavallı küçük şey diyorlar.
I couldn't believe my eyes, poor little thing.
Gözlerime inanamadım, zavallı yaratık.
Poor little thing... she needs help.
Zavallıcık. Yardıma ihtiyacı var.
Poor little thing!
Zavallı küçük şey!
I'm so worried about the poor little thing, I just can't sleep at all.
O küçük şey için öyle endişelendim ki uyuyamadım.
Wouldn't that get a little monotonous, just Akron, cold beer and "Poor, poor thing" for two weeks?
İki hafta boyunca sadece Akron, soğuk bira ve "Zavallıcık," biraz monoton olmaz mı?
You poor lonely little thing.
Seni küçük, zavallı, yalnız şey.
Poor little thing, poor little insect!
Zavallı, karıncacık!
It keeps little Pugsley's octopus awake. The poor thing's getting rings under his tentacles.
Kızları tavlamak için kullandığı bakış bu.
But I'll give the poor thing a little more.
Ama bu zavallıya biraz daha yedireceğim.
The little old beetle goes round and round, always the same way, you see, till he ends up right up tight to the nail, poor old thing.
Küçük yaşlı böcek daire şeklinde, hep aynı yöne gidiyor, ta ki sonunda çiviye toslayana kadar, zavallı yaşlı şey.
Poor, pretty little thing.
Zavallı küçük şey.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]