Private traduction Turc
22,499 traduction parallèle
Randy, would you say it's private up here?
Randy, buralar sakin midir sence?
Like private enough to have a meeting with a celebrity who I'm not at will to name, but it's Jennifer Lawrence.
Adını vermeyeceğim bir ünlüyle buluşacak kadar sakin midir? Jennifer Lawrence'la.
This is a private conversation, Jason.
Bu özel bir konuşma, Jason.
I'm trying to have a private conversation here.
Burada özel bir görüşme yapmaya çalışıyorum.
Martin is the junior deputy private secretary, Ma'am, the spare.
Martin ast özel sekreter vekili, efendim. O yedek.
- My Private Secretary.
- Özel sekreterim olarak.
There are two Private Secretaries to choose from.
Aralarından seçeceğim iki özel sekreter var.
That's it, there. The grace and favor flat, belonging to the Queen's Private Secretary.
Kraliçe'nin özel sekreterine ait lütuf konutu.
Don't you think she'll smell a rat when no one turns up at her private audience?
Sence özel görüşmeye kimse gitmeyince biraz şüphelenmez mi?
It seems that Martin Charteris is to replace you as Her Majesty's Private Secretary, not me.
Görünüşe göre Majestelerinin özel sekreteri olarak senin yerini Martin Charteris alacakmış, ben değil.
And will not be attending today's private audience.
Bugünkü toplantınıza gelemeyecek.
That's the second consecutive private audience that he's missed.
Bu kaçırdığı üst üste ikinci toplantı.
Your Majesty, I've had the opportunity to think about your very kind offer to become your Private Secretary.
Majesteleri, özel sekreteriniz olmam konusundaki kibar teklifinizi düşünme fırsatı buldum.
Abdicating the Throne and choosing my Private Secretary
Tahttan çekilmek ve özel sekreterimi seçmek
Just had the Palace on the phone, requesting a private audience this afternoon.
Az önce Saray'la konuştum, öğleden sonra bir özel görüşme talep ediyorlar.
You were my Private Secretary for two years before Martin Charteris.
Martin Charteris'ten önce iki yıl boyunca özel sekreterliğimi yapmıştın.
I asked you here to discuss whether I should take Michael Adeane for my Private Secretary, rather than Martin Charteris.
Özel sekreterim olarak Martin Charteris yerine Michael Adeane'i seçmek konusunda çağırmıştım.
I've got an appointment with my new Private Secretary.
Yeni özel sekreterimle bir randevum var.
You paid for a private room.
Sen özel oda tuttun.
Well, he's a private military contractor.
Özel paralı asker.
[Whistling] Let's say he's keeping the vics. He'd need a place that's secure and private.
" Çoğu bana maceracı diyecek, öyleyim ama farklı bir türdenim.
This is my private area.
Burasi benim özel alanim.
I can't take care of you by myself, and you won't let me put you into a private program.
Seninle kendi basima ilgilenemem ve seni özel bir programa göndermeme izin vermezsin.
I am Private Kim Gi Beom.
Onbaşı Kim Gi Beom. Benim.
About you... going to save Private Ryan.
Er Ryan'ı kurtarmakla ilgili bahsettiklerin...
He's the Private Ryan.
Er Ryan.
I need a private place to speak to Senior Lieutenant Ahn.
Üst Teğmen Ahn'la konuşmak için özel bir yere ihtiyacım var.
Do you think I can't? The day you came to rescue me from Private Ryan's house, why did an Arab helicopter come? Oh, that's right.
- Gelemeyeceğimi mi sanıyorsun?
You can do well, right? Private Kim Ki Bum!
- Yapabilirsin, değil mi?
You recently hired a private detective, one Duane Weaver.
Yakın zamanda bir özel dedektif tuttunuz, adı Duane Weaver.
We understand that Illinois Park College is a private institution and not governed by the First Amendment, but, uh, you are governed by your student handbook, a binding legal contract.
Illinois Park Üniversitesi'nin özel bir kuruluş olduğunu ve anayasanın birinci ek maddesine göre yönetilmediğinin farkındayız. Ancak, bağlayıcı bir yasal sözleşmeye göre, öğrenci el kitabına göre yönetiliyorsunuz.
But you should realize that any university... public or private... must stand for basic notions of fairness.
Ama şunu anlamalısınız ki, devlet veya özel üniversite fark etmeksizin adil olmanın temel kavramlarını savunmalıdır.
You're not here to record private conversations.
Özel konuşmaları kaydetmek için burada bulunmuyorsun.
He is the most private person that I know.
O tanıdığım en özel kişidir.
The private lab which compared the two samples chalked it up to human error.
İki örneği karşılaştıran özel laboratuvar bunu insan hatası olarak deftere kaydetti.
As her mother's trusted advisor, if I were to act as the Queen's private secretary, you could be sure that your interests would be served most faithfully.
Annelerinin güvenilir bir danışmanı olarak eğer ben Kraliçe'nin özel sekreteri olursam çıkarlarınızın dürüst bir şekilde korunacağından emin olabilirsiniz.
He would like to be your private secretary.
Sizin özel sekreteriniz olmak istiyor.
And you will be her private secretary.
Siz de kraliçenin özel sekreteri.
Lord Melbourne, when we first met, you offered to act as my private secretary.
Lord Melbourne, ilk tanıştığımızda benim özel sekreterim olmayı teklif etmiştiniz.
Private jet.
Özel jetle.
Yes, we manufacture components for small private weapons companies.
Ufak silah şirketleri için parça tedariki yapıyoruz.
I'm a writer too, and I would never expect taxpayers to fund my private activities.
Ben de yazarım ama vergi mükelleflerinin özel işlerimi finanse etmesini hiç beklemedim.
In private.
Özel olarak.
A private military contractor buying my little energy drink business.
Gizli bir askeri yüklenici benim küçük enerji içeceği işimi satın alıyor.
Now I deeply regret that this private matter has been made public in this way.
Bu özel meselenin bu şekilde ortaya dökülmesinden derin üzüntü duyuyorum.
There is a private company, SpaceX, which is pursuing this idea in practical terms.
SpaceX adında bir özel şirket pratik manada bu fikrin peşini bırakmıyor.
For example, if you were... a hedge fund or a private equity fund and you said, well, all I want my Al to do is maximize the value of my portfolio, then... the Al could decide,
Mesela, bir serbest fon ya da özel sermaye fonu olsanız ve "Yapay Zeka'dan tek isteğim portföy değerimi artırsın." deseniz
The first two victims lived in private homes.
İlk iki kurban müstakil evlerde yaşıyordu.
An intranet is a private closed system.
Intranet özel ve kapalı bir sistemdir.
That was private, Ned.
- Bu özelimizdi Ned.
The most private thing I ever did.
Hayatımdaki en özel şeydi.