Profit traduction Turc
3,589 traduction parallèle
The family that owned this place didn't care if they turned a profit, so long as they made a better bottle.
Buranın sahibi olan ailenin iyi bir şarap ürettikleri sürece kâr yapıp yapmamak umurlarında değildi.
Yeah, and more profit for Madigan.
- Evet, Madigan da daha çok kâr eder.
He's a for-profit arms dealer. He couldn't give a damn about old Soviet agents.
Eski Sovyet ajanları zerre umurumda olmaz.
Well, you'll get it all back, plus a nice profit on top.
Hepsini geri alacaksın, ayrıca iyi de kâr edeceksin.
All of the cash I have will be donated to a non-profit organization dedicated to getting rid of non-profit organizations.
Bütün paramı, kendini, kar amacı gütmeyen vakıflardan kurtulmaya adamış kar amacı gütmeyen bir vakfa bağışladım.
A cadre of scientists seeking to use their technology for profit.
Teknolojiği çıkar için kullanmayı amaçlayan bilim adamı kadrosu.
Victory is victory, whether Confederate or Union, and profit is profit.
Zafer, zaferdir, Konfederasyon'un ya da Birlik'in olup olmadığı farketmez, ve kazançta, kazançtır.
It's also a 20-acre pot farm, run by the 300-plus members, all for Campbell's personal profit.
Aynı zamanda 20 dönümlük bir ot tarlası, 300 kişi ile tamamen Campbell'ın adına çalışıyor.
You, for profit.
Kâr peşindesiniz.
- You are right about that. That building is going to make this office $ 14 million in profit.
Bu bina ofise tam tamına 14 milyon dolar kâr sağlayacak.
Being out here has value that goes beyond profit.
Burada olmanın paha biçilmez bir değeri var.
Profit margins are unbelievable.
Kâr marjı inanılmaz fazla.
Yellow lines are people who would profit from your demise, but for whom it's less personal.
Sarı çizgililer ise senin ölümünden çıkar sağlayacaklar ama onlar için olay kişisel değil.
It's not right to profit from pain, honey.
Acıdan faydalanmak hoş değil tatlım.
I think what my friend here is trying to say is that he's reducing his food bill this month by growing cherry tomatoes in a safe and totally non-profit home environment.
Bence arkadaşın söylemek istediği şey, tamamen güvenli ev ortamında kâr amaçlı olmayan domatesler yetiştirerek yemek masraflarını azaltmak istiyor.
They skirt the edges of the law. They have kind of a ruthless focus on profit with practically no concern for the welfare of the patients that they claim to be so selflessly serving. What?
Yasaların en uçlarında dolaşırlar sırf kar yapma amacıyla acımasız olurlar ve güya tamamen sağlığına hizmet ettiklerini iddia ettikleri hastaları hiçbir şekilde umursamazlar.
Garrett took donations from the people in his church. For his non-profit.
Garrett kilisesindeki insanlardan kendi vakfı için para toplamış.
He took our daughter for profit.
O doktor, kızımızı para kazanmak için bizden aldı.
But I know all about the way you prey on the lives of desperate people for profit.
- Tanışmadık. Ama çaresiz insanlardan kâr sağlamak için onları nasıl ağına düşürdüğünü biliyorum.
A profit.
Kâr edecek bir şey.
Profit, profit, profit!
Kâr, kâr, kâr!
I want you to profit from my skills in gratitude for bringing Robert round.
Robert'ı ikna etmene karşılık yeteneklerimden yararlanmanı istiyorum.
It is no secret the fabric of this city is woven with threads of venality and honor alike, but I will offer this message to those who would seek exorbitant profit from this project... an honest day's work
Saklamaya gerek yok bu şehir rüşvet ve onursuzlukla örülmüş. Ama bu mesajımı, projeden çıkar sağlamaya çalışanlara öneriyorum.
- Or profit from your misery.
- Veya acılarınızdan çıkar sağlamak için.
This is how the tabloid world works and that magazine turns a profit in a competitive market.
Magazin dünyası böyle çalışıyor ve bu dergi böylelikle karlı bir yatırıma dönüşüyor.
You want me to shut down a profit center?
Benden kar kapısını kapatmamı mı istiyorsun?
For the rest of us to profit, we need a greater fool, someone who will buy long and sell short.
Kalanımız için kar etmek adına, bize daha çok alıp daha az satacak büyük bir alık lazım.
I don't think you'd take a glass of water if there weren't some kind of profit involved.
- Eğer bir kârın olmasa bir bardak su içmek için geldiğini düşünmem.
Are you saying people are kidnapping these children for profit?
- İnsanların kâr için bu çocukları kaçırdığını mı söylüyorsun?
For the profit, Jess.
Kâr etmek için, Jess.
For the profit.
Kâr için.
For such a low cost you make no profit
Çok ucuza sattığınız için kazanç elde edemiyorsunuz.
It made a 10,000,000 profit the first month
İlk ayında 10.000.000 kar yaptı.
But that was a year ago you bring no profit anymore
Ama o bir yıl önceydi. Artık hiç kazanç sağlamıyorsun.
Actually, speaking of, we're starting up a non-profit foundation to restore our name.
Aslında, hazır bahsetmişken ismimizi temize çıkarmak için kar amaçsız vakıf kurmaya başladık.
Oh, I'm--I'm sorry, you want me to run your non-profit wing?
Oh, özür dilerim, benim kar amaçsız vakfınızı yürütmemi mi istiyorsunuz?
Now, seeing as how the future of lot 48 is open for debate, I move we sell it to Paunch Burger for a nice profit.
48. arazinin geleceğinin tartışmaya açık olduğunu görüyor iyi bir kazanç için orayı satmamızı öneriyorum.
Brooks accused Potter of embellishing their old missions for profit with his, uh, video game and movie consulting.
Brooks eski görevlerinde Potter'ı kendine çıkar amaçlı oyun ve film danışmanlığı yapmakla suçlamış.
- More profit.
- Daha çok kâr.
But this is a project that someone will have to take up and as a company we will realize a sure profit
Ama bu projede biri sorumluluk almalı. Ve bir şirket olarak kesinlikle kar yapacağız.
I heard that Hye Jung made a big profit at the firm again.
Hye Jung'un firmasının büyük bir kâr elde ettiğini duydum.
But... we can take responsibility only if we make a profit.
Ama sorumluluğu alabiliriz ancak, şayet bize faydası dokunursa.
We can make a profit of 30 million in a year.
Bir yılda 30 milyon kazanabiliriz.
My father would have sold this company in a heartbeat if he thought he could make a profit.
Babam, kâr edebilecegini düsünse burayi gözünü kirpmadan satardi. Ben bunu yaptim mi peki?
Then another guest offered Geertruyt 100 florins profit on the spot if she'd sell the bulbs straight to him.
Sonra bir diğer konuk, Geertruyt'a eğer aldığı lale soğanlarını hemen oracıkta kendisine satarsa fazladan 100 florin ödemeyi teklif etti.
And with the price of tulips now rising by the hour... THEY SPEAK IN DUTCH .. the de Blocks could make quite a profit.
Lale fiyatları her saat başı arttıkça Block'lar daha fazla kar elde ediyorlardı.
- in profit.
-... düşünüyorlar.
Over 3 million copies sold in one month, estimated profit of $ 20 million, serial killer-turned-bestselling author, Lee Doo-suk
Kitabı bir ayda 3 milyon satan,... tahmini kazancı 20 milyon dolar olan,... seri katillikten en iyi satan yazarlığa terfi eden, Lee Doo-suk.
I smell profit!
Kâr kokusu alıyorum.
I mean, we're turning a profit on every job.
Demek istediğim, her işten belli bir kâr elde ediyoruz.
What's Cyrus want with it? Profit.
- Cyrus bununla ne yapmak istiyor?