Proof of what traduction Turc
271 traduction parallèle
No, I have proof of what I say! Proof?
Hayır, kanıtlayabilirim!
Proof of what?
Ne kanıtı?
I have here today the living proof of what I tell you.
Bugün burada yanımda size anlattıklarımın canlı kanıtı var.
What we need is the proof of what they are doing... before we bring it to the Council of Nations.
Bu yaptıklarıyla ilgili kanıta ihtiyacımız var Milletler Konseyi'ne bunu sunmamız için.
- Proof of what?
- Neyin kanıtı?
I said to myself that in fact we have no proof of what really happened with the candy girl.
Kendi kendime dedim ki aslında... şekerci kızla gerçekten ne olduğuna dair hiç kanıtımız yok.
You petition the court to accept you and your comrades as proof of what humanity has become?
Sen mahkemenin seni ve yoldaşlarını... insanlığın şu anda ne olduğunun bir kanıtı olarak sunmak istiyorsun.
Do you have any proof of what you say?
Kanıtlayabilir misiniz?
Do you need more proof of what I can do to get an interview?
Bir röportaj için daha neler yapabileceğimi görmek ister misin?
But I stayed, I have proof of what happened, I document... documents, photos, orders signed.
Geride sadece ben kaldım. Neler olduğuna dair kanıtlarım var. Dökümanlar, belgeler, fotograflar.
Proof of what?
Benden, başka birisi için ayrılmıştı.
Now, thanks to Commander Ivanova's investigation we have proof of what we've been saying all along.
Yarbay Ivanova'nın araştırması sayesinde başından beri söylediğimiz şeyi kanıtlama imkânımız oldu.
I've no proof of what she said.
Söylediklerine kanıtım yok.
GENETIC PROOF OF WHAT?
Neyin genetik kanıtı?
What proof would you have of my reality beyond that of your own senses?
Gerçek olduğumu anlamak için duyularından başka nasıl bir kanıt isterdin?
What a gruesome proof of the power of the press.
Basının gücünün tüyler ürpertici bir kanıtı.
- What evidence? - Any proof of Louis Bauer's identity.
- Louis Bauer'in kimliğiyle ilgili bir kanıt.
- What proof of all this...
- Hangi kanıtla...
And yet in this eight or nine months you have came no closer to any proof as to the existence of ah... what is the name of it?
Ve bu sekiz ya da dokuz ayda varlığını gösterecek hiç bir kanıta ulaşamadınız... Adı neydi?
Now let's see what we have in the way of proof.
Ve kanıt bulmak için elimizde ne var bir bakalım.
What proof did he give you of his good faith?
Sadakatini göstermek için size birşeyler ispat etti mi?
Well, what is it you want, proof of Manny's innocence?
İstediğiniz ne? Manny'nin masumiyetine kanıt mı?
I would much prefer that the proof in this case come entirely from the lips of the witnesses that we will bring into the court during the trial, because in the last analysis, what I say to you now or hereafter,
Bu davada kanıtların dava süresince çağıracağımız tanıklardan gelmesini tercih ediyorum.
What kind of a proof is that?
O neyi kanıtlar?
What you have painted there, my son... is not a portrait of God... it's a proof of faith.
Yaptığın bu resim, Tanrı'nın resmi değil oğlum. İnancının kanıtı.
What kind of proof, Mr. Potts?
Nasιl bir kanιt Bay Potts?
No need to tell you what happens the moment we reach home with proof of the Earthmen's weakness. And we will have proof.
Ve kanıt elimizde olacak.
What proof of Reisner's identity exists in this prison?
Bu hapishanede Reisner'ın kimliğini doğrulayacak ne tür kanıtlar var?
You say you have proof of it. Well, what is it?
Konuyla ilgili, elinizde delil olduğunu söylüyorsunuz.
What proof have you? Any of you?
Ne kanıtın var?
I realize the seriousness of what I said, but the proof is in the fact that some measures have been considered before making any attempts to help the poor soul, if I may say so.
Söylediğim şeyin ciddiyetinin farkındayım, ama zavallıya yardım etmek için girişimde bulunmadan önce bazı önlemlerin düşünülmesi gerektiği de gerçek, söylememe izniniz olursa.
What kind of physical proof?
- Nasıl somut bir delil?
What gave me the final proof were the dark polished finger nails of those two hands.
Koyu renkli ojeli parmaklar bunun için bir ipucuydu.
And think what grief it is for me to find myself deprived of this great joy through the avarice of a father, and for it to be impossible for me to give any proof of my love to her who is all in all to me.
Peki ya bir babanın cimriliği yüzünden bu mutluluktan mahrum kalmak? Ya bu yüzden aşkımı göstermek için hiçbir fırsat bulamazsam?
The living proof of the unimaginable. What about the million?
Sonuçları akıl almaz!
Secondly, what kind of proof do you want?
İkincisi nasıl bir kanıt istiyorsun?
i don't know what kind of proof you want, but alf belongs to me.
Seni nasıl inandıracağımı bilmiyorum ama ALF, uzun süredir benimle.
I've no idea what you want to proof with these kind of experiments
Ben Prova için istedi? iniz fikrim yok deneyler bu tür
But surely the clearest proof of it is that, knowing what I know, that I have sent for you and not for the police.
Ama açık olan bir şey var,... o da bildiklerim ki onları, size gönderip, polisle paylaşmadım.
I cannot let pass the fact of what it omitted a proof of the biggest importance.
Çok önemli görünen bir kanıtı göz ardı ettin.
The Lady Cavendish was believing what the letter what the mother-in-law hid it was a proof of the infidelity of John.
Madam Cavendish'in inancına göre kayınvalidesinin ondan sakladığı mektup kocası John'un sadakatsizliğinin kanıtıydı.
My heart is sorry for your daughter's death... but, on my honor, she was charged with nothing but what was true... and very full of proof.
Kızınızın ölümüne üzüldüm. Şerefim üzerine sizi temin ederim ki kızınız doğru ve kanıtı olan bir şeyle suçlandı.
I am fastening it for the murder of Andrew Marsh, it is not obliged declaring anything, but everything what he will say it will be written and used like proof.
Sessiz kalabilirsiniz. Söyleyeceğiniz her şey aleyhinizde delil olarak kullanılabilir.
I dIdn't know what I was looking for. Some kind of proof. something that would make It make sense for me to hate him.
Neye baktığımı ben de bilmiyorum, dayanaklı bir şey arıyorum ondan nefret etmemi anlamlı kılacak bir şey.
What kind of proof?
Ne gibi kanıtlar?
What kind of proof?
Nasıl kanıt?
I have heard what you did to the Relora maje and his companion... very impressive... but before I make an enemy of these Federations, I want proof that you have their command codes.
Relora Maj'ına, ve arkadaşlarına ne yaptığını duyduk- - çok ilgi çekici- - ama Federasyonu kendime düşman yapmadan önce, o kodları bildiğini, kanıtlamanı istiyorum.
- What need is there of proof?
O hayatta olduğu sürece onu tahta çıkarmak için türlü...
Need you more proof of what heaven's choice is?
İlahi takdirin daha iyi bir kanıtı olabilir mi?
What then? Suppose I were to pay a visit to a newspaper office and give them this scandal... and the proof of it.
Varsayalım ben bir gazete bürosunu ziyaret ediyorum..... ve onlara bu skandalı ve onun kanıtını veriyorum.
What is your proof of that?
- Kanıtın ne peki?
of what 758
what 176647
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
whatever 7954
what 176647
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
whatever 7954
what are you doing right now 114
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what do you think 9124
what are you 4599
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
what have you got 603
whatcha doing 80
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what the hell 6066
what is that 6346
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695
whatcha doing 80
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what the hell 6066
what is that 6346
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695