Publicly traduction Turc
1,157 traduction parallèle
It's that they dared to oppose me publicly.
Konu herkesin içinde bana meydan okuması.
Marty Jarmisch was plugged in to a certain strata of modern day robber barons, who would gladly overpay for a piece of artwork they could never publicly display or even acknowledge.
Ufacık bir esere ziyadesiyle para döküp kimseye göstermez hatta sözünü bile etmezler.
Bring me here, embarrass me publicly.
Beni buraya getirmek, halk içinde utandırmak.
But if as I project... he surrenders to my demands, and publicly supports the scheme then... then shall I give you my hand in marriage.
Fakat eğer, benim tahmin ettiğim gibi,..... taleplerim karşısında teslim olur ve planı kamuoyu önünde desteklerse, o zaman... - O zaman seninle evlenirim.
You will publicly state there is no underground group or these guys are gonna take your balls.
Televizyona çıkıp bir yer altı grubunun olmadığını söyleyeceksin yoksa bu arkadaşlar hayalarını kesecek.
May you be publicly flogged for all of your bad choices and may your noses be rubbed in all of your mistakes.
Yaptığınız hatalar her zaman herkes tarafından yüzünüze vurulsun ve burunlarınıza kadar hatalar yapmaya devam edin.
making out he's hung like a donkey and B : publicly humiliating anyone who's not.
Öyle olmayanları aşağılamak.
I want this man publicly reprimanded for his behavior.
Bu adamın davranışları yüzünden herkesin önünde kınanmasını istiyorum.
- About being publicly shamed.
- Herkesin içinde utanç duymaktan bahsediyorum.
He couldn't acknowledge it publicly as he was the head of the Obsidian Order.
Obsidian Teşkilatı'nın başı olduğu için beni alenen tanıyamamıştı.
You'll denounce these people publicly.
Bu insanları kamuoyunda, açıkça kınayacaksınız.
Senator, mutants who've come forward and revealed themselves publicly have been met with fear, hostility, even violence.
Ortaya çıkıp kendilerini gösteren mutantlar korku, düşmanlık, hatta şiddetle karşılandılar.
Then somebody better publicly deny it because there's only one way the world is gonna read this
Öyleyse biri bunu halkın önünde yalanlasa iyi eder. Çünkü dünya bunu ancak bir şekilde okuyacak.
For publicly humiliating you.
Herkesin önünde seni aşağıladığım için.
Then why has Cusimano, are put able professional, who, five years ago... had the honor of extracting one of II Duce's teeth... publicly declare that he is your fiance?
O zaman neden Cusimano gibi, beş yıI önce Duçe'nin dişini çekmiş saygıdeğer birisi toplum içinde herkese nişanlısı olduğunuzu söylesin?
Howard Green has thus far refused to comment publicly on his controversial decision to expel Matt Caufield, a senior accused of vandalizing the so-called Unity Mural and fighting with another boy who took exception to the prank.
Howard Green, şu ana kadar Matt Caulfield'i okuldan uzaklaştırmak konusunda verdiği tartışmalı karar hakkında bir yorum yapmadı. Caulfield, sözde Birlik Duvarı'nı tahrip eden ve buna karşı çıkan başka bir çocukla kavga etmekle suçlanan bir öğrencisi.
I'm so glad I came here today to watch her speak in publicly.
Buraya konuşmasını dinlemeye geldiğim çin çok mutluyum.
Believe me, this isn't meant to publicly humiliate you.
İnan bana, bu seni herkesin içinde küçük düşürmek için değil.
No, no, no, Leo. I agreed that I wouldn't protest publicly again, but that doesn't mean I have to sit here and listen to the grim details.
Hayır Leo. Protestoculara katılmayacağım konusunda anlaşmış olmamız, buraya oturup bu merhametsiz detayları dinleyeceğim anlamına gelmiyor.
Well, you should have thought of that before you publicly humiliated me on tv.
Beni alenen tv de küçük düşürmeden önce düşünmeliydin.
publicly humiliate the both of us... and put your entire company at risk, for what?
Ve tüm şirketini tehlikeye attın. Hem de ne için?
And I'll tell you something else too... and I'm very proud to say this publicly.
Ve size bir şey daha söyleyeceğim ve bunu bu topluluğa söylemekten gurur duyuyorum.
You can lose $ 80 million secretly or lose $ 160 million publicly. Your decision.
Bu gece 80 milyonu gizlice kaybedersin ya da herkesin önünde 160 milyon dolar.
If they could be told publicly I'll definitely tell you
Kamu önünde söylenecek birşey ise neden olmasın
Are you ready, my lords, to announce publicly that Queen Joan is mad,
Kraliçe Juana'nın deli olduğunu açıkça ilan etmeye hazır mısınız lordlarım?
You, or your bureau, may seek to recover them only by an act of law, which would obviously disclose publicly how they got here, how you entered my house illegally and how you are caught in flagrante delicto!
Siz veya büro bunları yasal yollara başvurarak geri alabilirsiniz. Tabii bu durumda, herkese bunların buraya nasıl geldiğini,.. ... yasa dışı yollarla evime nasıl girdiğini ve nasıl suç üstü yakalandığınızı anlatmanız gerekir.
I initially thought that I can't call it Linux publicly, because it is just too egotistical.
Önceden Linux diyemem zannettim ya bu çok megolaman, ukalaca çünkü.
She's gonna publicly accuse my son of murder.
Oğlumu kamuoyu önünde cinayetle suçlayacak.
As much as I love being publicly eviscerated on my own birthday I think we can guess what the theme of this happy anecdote is gonna be :
Her ne kadar kendi doğum günümde herkesin önünde küçük düşürülmek hoşuma gitse de bu mutlu anın temasını hepimiz tahmin edebiliyoruz.
And so publicly?
- Ve her şeyi insanlara duyursun?
To be publicly humiliated and go around smiling?
Halkın önünde küçük düşüp etrafa gülümsemek?
So the whole trinium thing is just an excuse to save face publicly?
Öyleyse tüm bu trinium işi bu olayı halkın gözünde kurtarmak için bir bahane mi?
Perls had been trained by Reich and had developed a form of group encounter in which he pushed individuals to publicly express the feelings inside them that society had said were dangerous and should be repressed.
Perls, Reich tarafından eğitilmişti. Toplu yüzleşme benzeri bir teknik geliştirmişti. İnsanları zorluyor,... toplumun tehlikeli bulduğu ve bastırılması..... gerektiği düşünülen hislerini herkesin önünde dışavurmalarını istiyordu.
We're not supposed to talk about that publicly.
Bundan ulu orta bahsetmememiz gerekiyordu.
I'm not talking about it publicly.
Ben de ulu orta bahsetmiyorum zaten.
Publicly humiliating four women you've never met before?
Tanımadığın dört kadını nasıl böyle küçük düşürürsün?
If you make it, I'll publicly admit That your people are still brilliant. But I have my doubts.
Eğer sarayı üç ayda yaparsan halkının büyüklüğünü kabul edeceğim.
Ma Shan works publicly.
Ma Shan açık çalışır.
Are you willing to say that publicly?
Peki bunu açıklamaya ne dersin?
Do you really think people want a president who acts like some guest on a bad afternoon talk show confessing his sins publicly?
Sence insanlar gerçekten de Ayşe Özgün'e çıkmış gibi konuşan bir başkan ister mi?
It all happened very publicly.
Her şey çok gözönünde oldu.
At this point, all I have is your testimony and you won't even speak publicly.
Bu noktada elimde olan tek şey senin tanıklığın, ve sen de hiç açıkça konuşmadın.
How much worse of a punishment is there than being forced to publicly deny your deepest beliefs?
Halka, gerçekten inandığın düşünceleri reddetmenin dayatılması ne kadar korkunç bir cezadır?
I asked him not to say anything publicly.
Kamuya hiçbir şey açıklama dedim.
By announcing publicly that we did not kidnap you, as Alia now alleges - that you came of your own free will, an emissary of the Bene Gesserit... sent to... take over the education of my son.
Halka sizi bizim kaçırmadığımızı, duyurarak. Şimdi Alia senin kendi- - isteğinle geldiğini iddia edecek, Bene Gesserit temsilcisi olarak... gönderilmiş... oğlumun eğitimini üstlenmek üzere.
But Turkey still had not publicly declared herself as Germany's ally.
Türkiye hala kendini açıkça Almanya'nın müttefiki olarak ilan etmemişti.
To finger at authority, to publicly prove that David gale...
Yönetimleri eleştiriyorsun, halkın seçtiklerini, böylece David Gale...
That Block is tricking Novak so he can publicly destroy her with an exposé.
Block, bir makale yazıp, Novak'ı halka rezil etmek için, ona oyun oynuyor.
I can't sing publicly.
İnsan içinde söyleyemiyorum.
He publicly denounced several writers.
Bilinen biri.
And three, because we have so persistently and publicly committed ourselves to preventing a Communist takeover in South Vietnam, our failure to see that commitment through will be profoundly devastating to our prestige this is why I recommend the following
VE ÜÇ, KESİNLİKE VE AÇIKÇA GÜNEY VİETNAM'DA KOMUNİST GELİŞMEYE KARŞI OLDUĞUMUZU BELİRTTİK BAŞARISIZLIĞIMIZ