Punishment traduction Turc
4,991 traduction parallèle
The punishment no longer fits the crime.
Artık cezalar, suç ile uyuşmuyor.
Oh, so... bring back capital punishment, the noose, firing squad?
Yani... Engizisyonu geri mi getirelim, giyotin, cellat, düello falan.
those that stopped... those that showed real, true remorse. Living with what they had done was punishment enough. I left them off my list.
Suç işlemeyi bırakanları, gerçekten pişmanlık duyduklarını düşündüklerimi vicdanlarıyla başbaşa bırakmanın en büyük ceza olduğunu düşündüklerimi listemden çıkardım.
The punishment fits the crime.
Günahına göre bir yere gidersin.
I'm at a loss coming up with proper punishment.
Standart ceza dışında ne yapacağımı bilemiyorum.
It's punishment, bro.
Ceza aldık, dostum.
How much punishment do you want him to take?
Onun ne kadar cezalandırılmasını istiyorsun?
He had taken more punishment than he had ever endured.
Daha önce çekmediği kadar eziyet çekmişti.
This is my punishment, Buddy.
Bu benim cezam, Kanka.
Thought the punishment usually came after the crime.
- Ceza suç işlendikten sonra kesilirdi.
As punishment for blowing up the McGraws'mailbox with M-80s.
McGrawlarin posta kutusunu havai fisekle patlattigin için.
No punishment will be inflicted.
Hiçbir ceza verilmeyecek.
Now our punishment begins.
Şimdi cezamız başlıyor.
So Hamburg is a punishment?
Hamburg bir ceza mı yani?
And we never knew why that was going to be a punishment to get to live away from him.
Ve biz ondan uzakta yaşamanın neden bir ceza olduğunu hiç anlamazdık.
Is this a punishment or are we still playing the game?
Bu bir ceza mı yoksa biz hâlâ oyunda mıyız?
Until your punishment's over?
Cezan bitene kadar mı?
As punishment for their cruelty, Cinderella's birds swooped down upon the stepsisters and blinded them.
Zalimliklerinin cezası olarak Sindirella'nın kuşları üvey kardeşlerinin gözlerini oyarak onları kör etti.
No, there'll be no punishment forthcoming for a man such as myself.
Hayır, benim gibi bir adama gelecek bir ceza olmayacak.
There's no capital punishment in Ireland, Freddy, as you well know.
Bildiğin üzere İrlanda'da ölüm cezası yoktur Freddy.
Let the punishment fit the crime.
Ceza suça denk olmalı.
The punishment for giving shelter to the shunned shall be eternal banishment from the heavenly womb of New Bethlehem.
Dışlanmış olanı korumanın cezası New Bethlehem'in nezih ortamından sonsuza dek sürgündür.
As far as Guruji's murderers are concerned.. ... they will face punishment.
Guruji'nin katilleri yakalanınca cezalarını çekecekler.
These verdicts, the punishment... And me... chest pain, hospital and you.. High court, Supreme Court... and dates.
Bu mahkeme, bu ceza ve ben, göğüs ağrısı, hastane ve sen yüksek mahkeme, Yüce divan ve tarih sen de bu çarka dahil olacaksın, Singham!
Time for your punishment.
Senin ceza zamanı.
Madam time to go. the punishment worth 500 rupees is over.
hanımefendi gidin buradan artık 500 rupilik ceza bu kadar.
That's not enough of a punishment.
Ne? - Bu yeterli bir ceza değil mi?
I'll accept the punishment.
Ben cezayı kabul edeceğiz.
Charan Grover would have been dead 7 times by now but you know what jag? Death is a trivial punishment for him.
Charan Grover'in şu ana kadar yedi kez ölmesi gerekiyordu ama biliyor musun Jag ölüm onun için hafif bir ceza kalır.
That will be his punishment, and that..
Onun cezası bu olacak.
Hazzel, your father is a good man which administers justice punishment,
Hazzel, baban adalet için çalışan düzgün bir adam.
Regardless of the punishment.
Cezası ne olursa olsun.
All you are doing is chasing more punishment.
Bu yaptığına kaşınmak denir.
- A little punishment.
- Ufak bir ceza.
The punishment of Brenner turned to others.
Brenner'ın gazabı diğerlerine yöneldi.
It's not punishment., it's protection.
Cezalandırma değil., Bu bir koruma.
At least I'm gonna have to take his legal punishment for that.
En azından bunun için bir yasal ceza vermeliyim.
He wasn't put in prison. No punishment.
Ne hapse girdi ne ceza çekti.
He couldn't keep his soaring vision of the cosmos to himself, despite the fact that the penalty for doing so in his world was the most vicious form of cruel and unusual punishment.
Kozmosa dair giderek artan görüslerini kendine saklayamadi bunu yapmanin karsiligi acimasiz ve alisilmadik bir cezanin en agir sekli olmasina ragmen.
You shall be turned over to the Governor of Rome to administer the appropriate punishment for those who will not repent.
Tövbe etmeyenlere uygun cezanin verilmesi için Roma Valisi'ne sevk edileceksiniz.
We understand Crime and Punishment is a classic, but is it really appropriate reading for high school students?
"Suç ve Ceza" nın bir klasik olduğunu biliyoruz ama lise öğrencileri için bu kitap gerçekten uygun mudur?
For him it was punishment.
Onunki cezaydı.
Sure as shit feels like punishment. Eugh!
Emin ol bunun da cezadan bir farkı yok.
Sure as shit feels like punishment.
Emin ol bunun da cezadan bir farkı yok.
If I'm found dead, please know that I entered this country of my own free will, fully knowing that the punishment for trespassing here is burial up to your neck in sand and having a rock wall pushed on top of you.
Eğer ölü bulunursam lütfen şunu bilin, bu ülkeye kendi rızamla girdim. İzinsiz girmenin cezasının boğazıma kadar kuma gömülüp üzerime taş bir duvarın yıkılması olduğunu gayet iyi biliyorum.
Your punishment is crap.
Abdel hakkında konuşalım. Verdiğiniz ceza tam bir saçmalık.
It was a punishment.
Bu bir cezaydı.
punishment.
ceza çekmesi için...
- Is this my punishment?
- Cezam bu mu?
For a tender boy of 11, darkness was far too harsh a punishment.
On bir yaşındaki küçük bir çocuk için karanlık çok sert bir cezaydı.
With good pressure and a reduced punishment, he can give us names.
Biraz şans ve baskıyla da, ceza indirimi karşılığında isim verebilir.