Rate traduction Turc
8,612 traduction parallèle
Accuracy rate's barely over 60 %.
Doğruluk derecesi neredeyse yüzde altmış.
I have a client who has booked a threesome for this afternoon in Beverly Hills, and it pays 2 1 / 2 times the normal rate.
Bir müşterim sipariş vermiş. Öğleden sonra Beverly Hills'de üçlü yapmak istiyor. Normal fiyatın iki buçuk katı teklif etti.
Twice my usual rate.
Normalde aldığımın iki katı isterim.
I know I'm late, all right, but we have a variable rate mortgage and they jacked it up this month.
Geciktiğimi biliyorum. Ama mortgage oranları çok değişken. Bu ay iyice yukarı çektiler.
Listen, the baby's heart rate is slowing down, okay?
Dinle bebeğin kalp hızı azalıyor, tamam mı?
I don't actually rate an assigned parking spot.
Park yeri hakkım yok.
Given the rate of drop per yard traveled, and the height of the entry in the victim's back...
Metre başına düşme oranı göz önüne alındığında ve kurbanın sırtının yüksekliği...
- We're good with the usual rate.
- Her zamanki kadar.
We're good with the usual rate.
Her zamanki kadar.
I pay people the going rate.
Çalışanlarıma standart ücret ödüyorum.
They trusted a conniving, second-rate realtor.
İkinci sınıf bir emlakçıya güvendiler ya.
Temperature's 103. Heart rate increasing, 122.
- Atesi 39.5, kalp atisi artiyor, 122.
Look. Patients rate your hotness.
Hastalar ne kadar ateşli olduğunu oyluyor.
Do what I do. Create fake accounts and rate yourself.
Kendine puan vermek için sahte hesap oluştur.
- Okay. [monitor beeping] Oh, got a bit of a spike in her heart rate.
Kalp atışı artmaya başladı.
[monitor beeping] Heart rate's spiking.
Kalp hızı artıyor.
We understand that may seem incongruous to what it is you're trying to achieve, but we've had a very high success rate with sensate therapy in cases like your wife's.
Başarmaya çalıştığınız şeyin saçma görünüyor olabileceğini biliyoruz ancak karınızın hoşuna gitmesi durumunda duyusal terapiyle bayağı yüksek bir başarı oranına ulaşmış olacağız.
Her heart rate didn't go up.
Kalp ritmi artış göstermedi.
And when we talk about sex, we do not talk about love, Dr. Farber, because love cannot be rendered into columns and graphs, as if it were the same as blood pressure or heart rate.
Seks hakkında konuştuğumuzda aşk hakkında konuşmayız Dr. Farber çünkü aşk, kan basıncı ve kalp atış hızı gibi sütün ve grafiklerle yorumlanamaz.
We've had a very high success rate with sensate therapy in cases like your wife's.
Karınızın hoşuna gitmesi durumunda duyusal terapiyle... bayağı yüksek bir başarı oranına ulaşmış olacağız.
You want me to rate your performance?
Performansını değerlendirmemi mi istiyorsun?
But we can talk about our work, our success rate.
Ancak işimizden, başarı oranımızdan bahsedebiliriz.
We have an impressive success rate, Virginia.
Bizim etkileyici bir başarı oranımız var, Virginia.
That is the $ 64 question. Which actually is my hourly rate.
Bu $ 64'lık bir soru ; ki bu da benim gerçekteki saatlik ücretim.
I know it's not your usual rate, but for the next hour will you be my lawyer?
Biliyorum, her zamanki ücretiniz değil ama bir saatliğine avukatım olur musunuz?
So I'm here to give these guys the tools they need so that their families don't have to go through - what mine did. - I'd like to know your success rate, Mr. Flender.
Ben de bu adamların aileleri bizim çektiklerimizi çekmesin diye onlara gereken şeyleri sağlıyorum.
The good news is your heart rate is back to normal.
İyi haberler kalp atışının normale dönmesi.
Blinsky, comma, a competent but lesser intellect, comma, was able to successfully divine its efficacy, semicolon, a fact which a second-rate mind will mischaracterize as incontrovertible proof of his genius, comma, a tautology which already sickens me, full stop.
Blinsky, virgül, bir yetkili ama fazla akıllı değil, virgül, başarıyla etkiyi tahmin etti, noktalı virgül,... aslında ikinci derece bir akılın yanlış nitelenmesi beyninin yadsınamaz kanıtıdır, virgül,... gereksiz tekrarlar zaten beni hasta ediyordu, nokta.
Steal the glory for yourself for accomplishments your second-rate mind could never conceive of.
Kendine ikinci derecedeki beyninin düşünemeyeceği kabiliyetler için ihtişam çalmak.
His heart rate is too low.
Kalp atış hızı çok düşük.
If you don't deploy the Humanichs now, the casualty rate here will be 100 percent.
Humanich'leri şimdi görevlendirmezsen ölüm sayısı % 100 olacak.
Okay, well, at any rate, he told us we need to lay low, get out of sight.
Pekâlâ. Eninde sonunda sessiz kalmamızı ve açığa çıkmaktan uzak durmamızı söyledi.
Now, we knew he grew at an accelerated rate.
Hızlandırılmış oranda büyüdüğünü biliyorduk.
Well, at the rate your cells reproduce...
Hücrelerinin yeniden üretme oranına göre...
If you don't deploy the Humanichs now, I have to assume that the casualty rate here will be 100 %.
Humanich'ler şu anda görevlendirilmez ise ölüm sayımızın % 100 olacağına eminim.
The birth rate is soaring.
Doğum oranı yükseliyor.
Now, we can drastically reduce the rate of organ decay, but...
Organ çürümesini ciddi şekilde azaltabiliriz... -... ama...
The birth rate is soaring.
Doğum oranı arttı.
His heart rate's in the 130s and he is high as a kite.
Nabzı 130'larda ve kafası bir milyon.
Granted, he is going to art school, where the percentage rate for a well-paying job is one of the lowest in the country, but I really am happy for him.
Tamam, ülkede yüksek maaş alma ortalamasının en düşük olduğu yere, yani sanat okuluna gidiyor ama onun adına gerçekten çok mutluyum.
And at its current rate, the majority population of this country will no longer be white by 2043, when you guys are about 45 years old or so, in charge of the new America.
Ve güncel oranlara göre, 2043 itibarıyla bu ülkede çoğunluk olan nüfus artık beyazlar olmayacak. Yani siz 45 yaşındayken falan yeni Amerika yetkide olacak.
We're never gonna have cupcakes at this rate.
Fincan kekleri hiç yapamayacağız.
The CDC says it has an 85 % mortality rate.
HKKM % 85'lik bir ölüm oranına sahip olduğunu söyledi.
Uh, my fitness band says that my pulse rate is 87.
Fitness bilekliğim nabzımın seksen yedi olduğunu gösteriyor.
But I am ready to buy you out at the rate of the current share value plus 10 %.
Ama hisseleri mevcut değerinin... -... yüzde on fazlasına almaya hazırım.
- I will reduce the murder rate by aggressively prosecuting gun crimes.
- Silahlı suçlara ağır cezalar getirterek cinayet oranlarını düşüreceğim.
But there was an open Ethernet line with an unusually high data transfer rate.
Ama alışık olmadık yüksek veri transfer oranlı bir Ethernet hattı vardı.
At this rate, you'll drive the entire family away.
Su durumdan sonra aileni iyice uzaklastiracaksin.
A 100 % mortality rate.
Ölüm oranı % 100.
We'll find out, at any rate.
Hiç olmadı öğrenmiş oluruz.
Survival rate in the field is 50 %.
Sahada yaşam oranı % 50'dir.