Read what traduction Turc
2,678 traduction parallèle
Aren't you going to read what it says?
Ne yazdığını okumayacak mısın?
- Yeah, go ahead. Read what's on the paper.
- Evet, kâğıttakini oku.
Go ahead, read what's on the page.
Devam etme, sayfayı oku.
Well... I guess I can read what you come up with.
Yazacaklarını okumak isterim o hâlde.
I don't even know if it's true, but that's what I've read.
Doğru mu ondan bile emin değilim, ama kitapta böyle okudum.
Her lawyer told me that they're sealed until Paul turns 18... And he's old enough to read them and understand what happened.
Onun avukatı bana paul 18 yaşına gelene kadar... ve neler olduğunu okuyup anlıyabiliceği zamana kadar mühürlendiğini söyledi.
I've read it, but these are just another doctor's notes, and I'd rather hear from you about what happened.
bunu okumuştum Fakat bunlar başka bir doktorun notları Ve ne olduğunu sizden dinlemeyi tercih ederim.
Is true, what I read about you?
Senin hakkında okduğum doğru mu?
What do you read about me?
Benim hakkımda ne okudun?
It's what I do. I read people.
Benim işim bu, insanların içini okurum.
Are you out of your mind? Can I read you what I have so far?
- Şimdiye kadar yazabildiklerimi okuyayım mı?
Why can't you just read Will's thoughts and find out what's up with him?
Neden Will'in düşüncelerini okuyup ne ayakmış öğrenmiyorsun ki?
How could you be so'eveal'and'spitefuel'? Come on, then. When was the last time you read a book, and what was it?
nasıl bu kadar çok kinci olabiliyorsun hadi o zaman en son ne zaman kitap okudun ve adı neydi?
So when she wakes up she can read it and learn what happened when she was gone...
Uyandığında okuması ve o yokken ne oldu ne bitti gün gün öğrenmesi için...
No, not really, just what I read about her.
Hayır, pek sayılmaz. Hakkında bir şeyler okumuştum.
So, what I was thinking was, could you read it for me, the stupid olden-days book, please?
Lütfen bu aptal "eski günler" kitabını benim için okur musun?
I didn't read the part where you... - What... what to do when you catch a fish.
Balık yakaladığınızda ne yapmanız gerektiği kısmı okumadım.
What exists are the reports of scientists who claim to have read reports of analysis done on that craft and the propulsions system.
Elde mevcut olanlar, inceleme sonuçlarını içeren raporları okuduklarını iddia eden bilim adamları tarafından anlatılanlar.
It's hard to imagine when you read stories like this, of gods asking people to go to war, do things they wouldn't want to do... it's hard to imagine that they want what's best for us.
Bu tür hikâyeler okuduğunuzda inanması zor ; tanrılar insanların savaşa girmelerini söylüyorlar, yapmak istemeyecekleri şeyleri yaptırıyorlar. Bizim için en iyi olduklarını istediklerine inanmak oldukça zor.
"The Isle of Death". Read it and tell me what you think.
Oku ve bana ne düşündüğünü söyle.
I just memorize what I read, I can't help it.
Bir şeyleri bir kez okuyunca ister istemez ezberliyorum.
Right when I saw that bookshelf, I wondered if that person read all those books and what books that person liked.
O kitap raflarını görünce o kişinin hepsini okuyup okumadığını merak ettim ve nasıl kitaplardan hoşlandığını.
What would they have thought as they read, what would they have felt? I was curious about that.
Okurken neler düşündüğünü, neler hissettiklerini bunları merak ettim.
Drugs after they are dead. I read everything you find about them. - What medicine?
Ben bir ilaç manyağıyım, her şeyi okurum ben.
So, what, are you gonna, like, use a service? You gonna read resumes? You know, all that stuff is crap.
Yoksa danışmana gidip tek tek özgeçmişlerini mi inceleyeceksin?
All I know about you is what I read in the papers.
Sizin hakkınızda sadece gazetelerde okuduklarımı biliyorum.
Major Smith, please read aloud what's inscribed here.
Binbaşı Smith, lütfen burada yazanları seslice okuyun.
That's what happens... when you read all those fanciful novels and fairy tales of yours.
O aptal peri masallarını okursanız sonunda böyle olur.
Now read to me what it says there.
Şimdi bana orada ne yazdığını okuyun.
Are you gonna tell me what's the matter or do I have to read your mind?
Sıkıntının ne olduğunu söyleyecek misin, yoksa aklını mı okumam gerekiyor?
You don't wanna believe what you read in the papers, sir.
Gazetelerde yazılan her şeye inanmayın efendim.
I can record what I see or read.
Gördüklerimi ya da okuduklarımı kaydedebilirim.
That's not what I read in your dad's book.
Babanın kitabında yazan bu değildi.
I'll be able to read it later and know exactly what happened to me when I was 16.
Daha sonra bunları okuyacağım ve 16 yaşındayken başımdan tam olarak neler geçtiğini bileceğim.
Why don't you tell Martin what I read?
Neden Martin'e ne okuduğumu anlat mıyorsun?
Just read it and tell me what you think.
Sadece oku ve bana ne düşündüğünü söyle.
That's what I read on Peter Vincent's website.
Peter Vincent'ın sitesinden öyle okudum.
That's what I read in the papers.
Gazetelerde öyle okudum.
If you don't remember, read it, what's the harm?
Hatırlayamazsan, kağıttan oku. Ne zararı var?
I'd start with the Energy Committee's report to the US Congress, then if we really want to know what's what, we read the Pashtun Leaders'statement released by Reuters, which we ignored.
Enerji Komitesi'nin Amerikan Kongresi'ne sunduğu raporla başlarım. ... sonra gerçekten neler döndüğünü öğrenebilirsek... Üzerinde durmadığımız, Reuters'ın yayınladığı Peştun Liderleri yazısını yeniden yorumlarız.
I have to read your lips to know what you're saying.
Ne dediğinizi anlamak için dudaklarınızı okumalıyım.
And what are you hoping to read?
Sen ne okumayı umuyorsun?
"Sit in my office and read through it and see what you think."
Ofisimde oturup onları gözden geçir ve ne düşündüğünü söyle. "
Um, I've just got to read you what's on these papers.
Sadece bu kağıtlarda yazanları okuyacağım sana.
Your what you read, where you read that?
Okudun mu, bunu nerede okudun?
I am not going to read his novel. But you know what I will do?
Senin romanını okumayacağım, ama ne yapman gerektiğini söyleyeceğim.
What have you read Heminghway?
Hemingway, sen okudun mu?
The truth for me what matters is that you read.
Bu benim için çok şey ifade ediyor.
But why don't you just read it on your own time, and I'll just tell you what the fuck is going on here.
Ama bence siz bunu kendi boş vaktinizde okuyun ben de size burada neler olup bittiğini anlatayım.
- What should i read?
- Ne okuyayım?
Okay, what book did you read that in?
Hangi kitapta okudun bunu?
what 176647
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
what are you doing right now 114
whatever 7954
what are you doing 28810
what are you talking about 12491
what is it 20402
what do you mean 18295
what happened 16539
what are you doing here 13243
what's up 12096
what are you doing right now 114
whatever 7954
what did you do today 56
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what are you 4599
what do you think 9124
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
whatcha doing 80
what are you wearing 305
what do you want 9254
what are they like 58
what are you 4599
what do you think 9124
what's your name 4643
what are these 350
what's happened 1050
whatcha doing 80
what have you got 603
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what is that 6346
what the hell 6066
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695
what are you up to 648
what's the 204
what is this 7416
what's the matter 6346
what is that 6346
what the hell 6066
what's going on 16788
what are you doing now 174
what's wrong 10695
what are you up to 648