Reade traduction Turc
302 traduction parallèle
Soul mates only exist in the Hallmark aisle in Duane Reade drugs.
Ruh eşleri sadece filmlerde ve eczanelerdeki uyuşturucularla beraber vardır.
Aside from Simon Reade in the fifth-form locker room, yeah.
Soyunma odasındaki Simon Reade dışında öyle, evet.
So who wants to go to Duane Reade?
Kim Duane Reade'e gitmek istiyor bakalım?
Would that be that Mrs Reade, eh?
Şu Bayan Reade değil mi?
- Pauline Reade.
- Pauline Reade.
Have you heard of Pauline Reade?
Pauline Reade'i duydun mu hiç?
I knew Pauline Reade.
Pauline Reade'i tanırdım.
Pauline Reade.
Pauline Reade.
- Pauline Reade?
Pauline Reade mi?
- John Kilbride, Keith Bennett, Pauline Reade?
Ya John Kilbride, Keith Bennett, Pauline Reade?
What about Pauline Reade?
Peki ya Pauline Reade?
- Pauline Reade?
Ya Pauline Reade?
Pauline Reade and the Bennett boy.
Pauline Reade ve Bennett adında bir oğlan.
For Pauline Reade, the last chapter of her tragic life has been written.
Pauline Reade'in acı dolu hayatının sonu böylece geldi.
He called Dwayne Reed a couple times a week last month.
Geçen ay birkaç kez Duane Reade'i aramış.
Why'd you keep calling Dwayne Reed for the last couple months?
Son birkaç aydır niçin Duane Reade'i devamlı arıyorsunuz?
Well, you don't pop into Duane Reade and order a vial, but it's accessible.
Duane Reade de bunu yapıyorlar onlara erişebildim bir şişe ısmarladım.
Say, there's a property down on Reade Street I'm supposed to acquire.
Reade Caddesi'nde almayı düşündüğüm bir mülk var.
Russell back from Reade Street yet?
Russell Reade Caddesi'nden döndü mü?
Hey, by the way, how'd that property on Reade Street look?
Bu arada, Reade Caddesi'ndeki mülk nasıldı?
The Duane Reade across the street, where I went in to buy her Twizzlers and a Diet Coke, that's still there.
Ona şeker ve diyet kola almaya gittiğim Duane Reade sokağın karşısındaydı. Hâlâ da orada.
Duane Reade, CVS...
Duane Reade ya da CVS eczanelerine girebilirim belki.
Let them Lonkie Miss Reed to return where they can eat pussy and granola.
Beni en iyisi granola ve am yediğim Reade'e geri göndermeliler.
I'm wearing a Duane reade bag as underwear today. All right.
Bugün iç çamaşır olarak bir Duane Reade poşeti giyiyorum.
After you've picked up Sebastian, stop at Duane Reade. There's one on our corner.
Sebastian'ı aldıktan sonra bizim sokağın köşesindeki markete git.
- Do me a favor, could you run to Duane Reade and pick me up some anti-histamines, some cough syrup? Robo DMX?
Duane Reade'e gidip biraz antihistamin ve öksürük şurubu alır mısın?
Do me a favor, go to Duane Reade and pick me up some no-doz.
Rica etsem Duane Reade'e gidip biraz NoDoz alır mısın?
Do me a favor. Can you go to Duane Reade?
Rica etsem Duane Reade'e gider misin?
Do me a favor and go to Duane Reade.
Benim için de Duane Reade'e gidiver.
I don't think you'll be seeing me for a while.
Beni bir süre buralarda göreceğini sanmıyorum. Aslında, Walter Reade'ki "Monsiur Hulot'un Tatilii" filmine yetişecektim. Evine, Brooklyn'e mi gidiyorsun?
I know that chocolates from Duane Reade won't make it any better, but... I'm so sorry.
Duane Reade'den çikolatanın durumu düzeltmeyeceğini biliyorum..
What about Jo Jo Reade?
Jo Jo Reade'ye ne dersin?
I want to fight Jo Jo Reade.
Jo Jo Reade ile dövüşmek istiyorum.
But Jo Jo Reade...
Ama Jo Jo Reade...
Uh, weren't you in talks to fight Jo Jo Reade?
Jo Jo Reade ile maç yapma konusunu konuşmamış mıydınız?
I tried to steal beer from a Duane reade, and some black guy cold-cocked me.
Bir Duane Reade mağazasından bira çalmaya çalıştım ve siyahi herifin birisi beni yere serdi. Güvenlik görevlisi mi yani?
Reade "Patch" Krause.
Patch Krause.
You mean Duane Reade?
Duane Reade mi demek istiyorsun?
Uh, the victim is Michael Reade, 32 ;
Kurban Michael Reade, 32 yaşında.
How did you and Michael Reade come to hook up?
- Bekle. Michael Reade'le nasıl birlikte çalışmaya başladınız?
We're here to talk to you about your husband, Michael Reade.
Kocanız Michael Reade hakkında konuşmak üzere gelmiştik.
You, uh, got any word on Michael Reade? Yeah.
- Michael Reade'den haber var mı?
Listen, before he died Reade talked to a priest. Uh-huh.
Ölmeden önce Reade bir pederle konuştu.
I heard Reade say something to the priest.
- Evet. - Pedere bir şey dediğini duydum.
Reade told the priest that Tony was the killer.
Reade, pedere Tony'nin katil olduğunu söyledi.
I understand you went to, uh, visit Michael Reade this morning.
Bu sabah Michael Reade'i görmeye gitmişsin diye duydum.
I gave Michael Reade last rites and a final confession.
Michael bana son kez günah çıkardı ve son ayinini yaptık.
We arrested Michael Reade on drug charges four years ago.
Dört sene önce Michael Reade uyuşturucudan tutuklanmıştı.
So you and Michael Reade were friends, huh?
Sen ve Michael Reade arkadaş mıydınız?
Throughout the morning, friends and relatives arrived at the Reade family home to pay...
- O sabah boyunca,.. ... arkadaşları ve yakınları Reade ailesini teselliye geldi.
She worked the day shift there until five months ago.
Duane Reade'e. Beş ay önce, gündüzleri orada çalıştı.