Rehearsal traduction Turc
2,698 traduction parallèle
I have rehearsal.
Provam var.
Failure to a terrorist is just a rehearsal for success.
Bir terörist için başarısızlık, başarının provasıdır.
We're in motion on changing the location of her rehearsal.
Dans provasının yerini değiştirmeye çalışıyoruz.
Actually, I just heard that they're moving my rehearsal to Pier 17, right next to the bridge.
Yeni haber verdiler provamı 17. İskeleye almışlar, köprünün hemen yanında.
Shifting her rehearsal to Pier 17 was a genius move.
Provasını 17. İskeleye almak dahiyane bir hareketti.
So, we won't be there for the rehearsal dinner, but we'll definitely be there for the wedding on Saturday.
Prova yemeği için orada olmayacağız, ama Cumartesi günü kesinlikle nikahta olacağız.
After an awful rehearsal of Iphigenia Pina didn't say a word to me.
Iphigenia'nın berbat bir provasından sonra Pina bana tek kelime bile söylemedi.
Hello, Prof. Shkolnik, you're requested to come to the general rehearsal, please.
Merhaba Profesör Şkolnik. Genel provaya bekleniyorsunuz.
That's why I'm doing a rehearsal with each one of you.
Bu nedenle her birinizle prova yapıyorum.
Prof. Shkolnik, let's try to do a rehearsal.
Profesör Şkolnik, hadi bir kez prova yapalım.
I left the rehearsal dinner last night.
Dün prova yemeğini bırakıp gittim.
This whole last year has been nothing but a rehearsal for today's main event.
Koca bir yıl bunun için hazırlanmışız.
"I'm even more depressed for being unable to concentrate all my thoughts on you, as we are in the throes of rehearsal."
"Provanın derdine düştüğümüzden dolayı..." "... bütün dikkatimi sana yoğunlaştıramadığım için... " "... daha da üzgünüm. "
This is a closed rehearsal.
Bu prova özeldir.
I'm gonna go check the garage rehearsal space, get a feel of the room.
Prova için yer var mı diye gidip, garaja göz atacağım.
I got rehearsal.
Provam var.
Hey, this is a private rehearsal.
- Hey bu özel bir prova.
Right after Glee rehearsal,
Glee provasından sonra,
- We haven't had enough rehearsal.
- Yeterince prova etmedik.
I'll see you in Glee rehearsal, okay?
Glee provasında görüşürüz, tamam mı?
Hey, we got rehearsal!
- Hey, provamız var.
So do me a favor and take all this stuff to the Dumpster on your way to the rehearsal... for whatever treacly ballad you're planning on using to ruin my sister's funeral.
Bana bir iyilik yapın ve ablamın cenaze törenini mahvetmek için seçtiğiniz tiksindirici baladın provasını yapmaya giderken, her şeyi çöpe atın.
Well, we booked the chapel, bought the rings, and The League is on patrol to protect the city while you're M.I.A., and everybody is currently converging on the rehearsal dinner.
Kiliseyi ayırttık, yüzükleri aldık. Sen yokken ekiptekiler şehri kontrol edecekler. Şu an herkes prova yemeği için geliyordur.
Now, Homer, what did we agree about personal phone calls during rehearsal time?
Homer, prova esnasında telefon görüşmesi yapmak konusunda ne karara varmıştık?
- And welcome to the first rehearsal...
- İlk provaya hoş geldiniz.
Oh, and Sharpay, can you remember to invite as many people from my fan club as possible to opening-night dress rehearsal?
Sharpay, açılış gecesi kostümlü provasına, hayran kulübümden olabildiğince çok kişiyi davet eder misin?
How are we supposed to get rid of one of our main characters a day before our dress rehearsal in front of an audience?
Seyirci önündeki kostümlü provadan bir gün önce ana karakterlerimizden birini nasıl metinden çıkaralım?
Tonight is the dress rehearsal.
Bu gece kostümlü prova var.
Peyton, start shooting the rehearsal.
Peyton, provayı çekmeye başla.
No rehearsal, no program, the bride wore a black cocktail dress.
Ne prova ne de bir program vardı. Gelin siyah bir kokteyl elbisesi giyiyordu.
Now, Jerry, in rehearsal, it's okay to play with yourself.
Şimdi, Jerry, provadayken kendinle oynamanda bir sorun yok.
Well, at least Jerry bothered to come to rehearsal.
Jerry en azından provaya gelme zahmetinde bulundu.
Okay, we are gonna have a double rehearsal tomorrow morning, so be on time, everybody.
Yarın sabah iki tane provamız var. Herkes zamanında gelsin millet.
Maybe we can manage a rehearsal, the day of.
Belki boş gününde bir prova ayarlayabiliriz.
I gotta go by there tomorrow after work before rehearsal.
Yarın işten sonra oraya gitmek zorundayım. Provadan önce.
I thought rehearsal was for noon.
- Prova öğlen sanıyordum.
Everybody else knew what time rehearsal was for.
- Diğer herkes provanın saat kaçta olduğunu biliyordu.
McAlary, are you paying for rehearsal space?
McAlary, prova stüdyosunun parası senin cebinden mi çıkacak?
The bulk of the guests will be arriving on the midday ferry, followed by 3 : 00 pm, the rehearsal.
Davetlilerin çoğu öğle vapuruyla gelecek, ardından 15.00'de prova yapılacak.
And then cocktails and the rehearsal dinner in the tent.
Sonra çadırda kokteyller ve prova yemeği var.
We'll have to serve it tonight at the rehearsal dinner.
Prova yemeğinde servis ederiz.
I'll see you at the rehearsal dinner.
Prova yemeğinde görüşürüz.
Oh, well, that's part of the dress rehearsal, buddy.
bu kısım elbise provası dostum.
Just let him have fun. Okay, he was having fun, and then he had one little hiccup during a dress rehearsal, and now we're saying throw in the towel.
Sadece izin ver de eğlensin. ve şimdi de ona havlu atmasını söylüyoruz.
Our last rehearsal.
Bu bizim son provamiz.
It wasn't a party. It was a band rehearsal for the talent show. That's all it was.
Parti değil, yetenek yarışması için bir provaydı sadece.
Greg, you told me it was a couple of kids, a band rehearsal!
Greg bana birkaç kişilik bir prova olduğunu söylemiştin.
Consider this the dress rehearsal.
Bunu bir deneme olarak düşünebilirsiniz.
Stanislavski and the Method are perfectly fine in the rehearsal room, but they don't belong on a film set.
Stanislavski ve şu'Teknik'prova odasında gayet başarılı, ama onlar bir film setine ait değil.
- Film sets and rehearsal rooms are coldest places on Earth.
- Film setleri ve prova odaları dünyanın en soğuk yerleridir.
Well, Friday's kind of a dress rehearsal.
Cuma günü kostümlü prova gibi bir şey.