Rehearsals traduction Turc
586 traduction parallèle
Anyone who's followed the modern trend of pscyhological investigations must be aware that any person suffering from severe mental strain, such as the prisoner may have been following on so many rehearsals and things, may bring about a sudden condition
Modern psikolojik araştırmalar trendini takip etmiş olan herkes şunu bilmek zorundadır. Ciddi akıl rahatsızlığı sorunu olan herkes, mesela o tutuklu, ani bir durumla karşı karşıya kalabilir.
We'll panic them after a few rehearsals.
Birkaç provadan sonra seyirciyi coşturacağız.
Rehearsals?
Prova mı?
I have to go to rehearsals.
Provaya gitmem lazım.
Uh, Mr. Douglas seems to think that I might be of great help during rehearsals.
Bay Douglas, provalarda yardımım olabileceğini düşünüyor.
The play, by the way, is in its second week of rehearsals... and looks hotsy-totsy.
Bu arada oyun da provalarda ikinci haftasını geride bıraktı ve tabiri caizse ortalığı yakıyor.
She just passed through many weeks of very tedious rehearsals.
Haftalar boyunca yoğun provalardan geçti.
Tell him I'll start rehearsals the instant he can get away from those pictures.
O filmi bırakır bırakmaz provalara başlayacağımızı söyle.
I only get to see him at the rehearsals or with you and Pop... or when somebody else is around.
Sen ve Pop'la birlikte. - Yanımızda hep birileri oluyor. - Merak etme tatlım.
Not a bad performance considering no rehearsals or anything.
Provasız olduğunu düşünürsek fena bir performans değil.
They've started rehearsals for the show.
Gösteri için provalara başladılar.
- Started rehearsals?
- Provalara başladılar mı?
Why didn't you tell us rehearsals started?
Neden provaların başladığını söylemediniz?
I said a million times that rehearsals should not be disrupted with... romantic phone calls!
Provaların romantik telefon konuşmalarıyla bölünmemesi gerektiğini milyonlarca kez söyledim.
Oh, Captain Curtis, are we too late to see the rehearsals?
Yüzbaşı Curtis, provaları kaçırdık mı?
You could've told during rehearsals that I'd be a sensation.
Büyük olay olduğumu provalar esnasında da söyleyebilirsiniz.
- Return immediately for rehearsals. "
- Provalar için hemen gelin.
Rehearsals are at 10.
Provalar saat 10 : 00'da.
Rehearsals are called for 10.
Provalar saat 10 : 00'da.
They started rehearsals without us ages ago.
Onlar biraz önce bizsiz provalara başladılar.
And then the dress rehearsals? The heartening moments when it seems to be going right...
Sonra kostümlü provalar her şey yolunda gidiyor sandığınız, güven verici dakikalar.
I was very anxious to know how you feel after today's rehearsals.
Bugünkü provalardan sonra nasılsın diye merak ediyordum.
- You seen any of the rehearsals lately?
- Son zamanlarda hiç provasını seyrettin mi?
Jacques, you did telephone me at the hotel during rehearsals, didn't you?
Jacques, provalar sırasında beni otelden aramıştın, değil mi? Hayır.
You didn't telephone me during rehearsals?
Provalar sırasında beni aramadın mı?
I did think for a while that... I might have some feeling left for Josh... when I was faltering in rehearsals.
Provalarda bocalarken... bir süre Josh'a karşı hala hislerim... olduğunu sandım.
Thanks for coming to rehearsals.
Provalara geldiğiniz için teşekkürler.
No rehearsals or ballet shoes.
Prova yok, balerin ayakkabıları yok.
And I thought it might be best if I skipped rehearsals from then on.
Ben de artık provalara gitmemenin daha iyi olacağını düşünmüştüm.
She's had rehearsals all day today at the Royal Academy of Dramatic Art.
Kraliyet Akademisine provaya gitti.
Rehearsals from morning till night.
Sabahtan akşama kadar prova.
Thanks for showing up at rehearsals.
Provaya geldiğin için teşekkür ederim.
No reporters today, it's dress rehearsals.
Bugün kıyafet provası olduğu için gazetecilere izin verilmiyor.
Night rehearsals are a bugger.
Gece provaları berbattır.
I've had three weeks of these lovely rehearsals... three weeks of Chinese torture.
Üç haftadır bu sevimli provalardan üç haftadır Çin işkencesinden bıktım.
It was obvious during rehearsals.
Provalar sırasında iyice belli oldu.
We start rehearsals right after breakfast.
Kahvaltıdan hemen sonra provalara başlıyoruz.
I have watched you at rehearsals... discreetly.
Provalarda sizi izledim... tabii mesafeli bir şekilde.
We had no trouble casting the mother and father... but we kept losing them in rehearsals.
Anne ve babayı oynayacak oyuncuları seçmekte zorlanmadık ama provalarda isteneni bir türlü veremediler.
Don't you have rehearsals with your boyfriend?
Sevgilinle prova yapmayacak mıydınız?
We started rehearsals last Monday.
Provalara geçen Pazartesi başladık.
He'd read it before rehearsals.
Provalardan önce haberi okumalı.
But signor Romano, why should she need rehearsals? Ma scusa, signor.
Fakat Bay Romano, niçin onun provalara ihtiyacı olsun?
How many hours a day do these rehearsals usually go on?
Bu provalar günde kaç saat sürer genellikle?
They want to start rehearsals right away, so I'll have to get hold of it fast.
Hemen provalara başlamak istiyorlar, yani hemen elime ulaşması şart.
- Where're we going? - My rehearsals's at 6
- Provalarım saat 6'da.
- Why not pay us for rehearsals?
- Siz neden para ödemiyorsunuz?
The rehearsals will go much faster.
Provalar hızla ilerliyor.
She made me promise not to watch any of the rehearsals.
Provaları seyretmemi istemedi.
I've been going to extra rehearsals.
Ek provalara gidiyordum.
Rehearsals!
- Provalar.