Repeat traduction Turc
9,225 traduction parallèle
Repeat after me.
Söylediklerimi tekrar et.
All right, and now... a-and repeat after me.
Tamam, şimdi de benim ardımdan tekrar edin.
- Repeat. Fall back.
- Tekrar ediyorum.
A little bit about me. I was a repeat sexual harassment offender who, thanks, to a complicated plea deal, is now working for the good guys. That's right, they Hannibal lectered me.
Azılı bir cinsel tacizciydim, uzlaşma sayesinde artık iyi adamlar için çalışıyorum.
They aired a repeat of "family matters."
Family Matters'ın tekrarını yayınladılar.
Not really, uh, an experience I'd care to repeat, Master Bruce.
Tekrarlamak istediğim bir tecrübe değildi tam olarak Efendi Bruce.
Repeat, do not approach.
Tekrar ediyorum, yaklaşmayın.
Repeat, 15 minutes to the drop...
Tekrar ediyorum, teslimata 15 dakika var.
There is a saying that goes : "Those who don't know history are doomed to repeat it."
Şöyle bir deyiş vardır : "Tarihini bilmeyenler, onu tekrarlamaya mahkumdur."
We cannot allow now for history to repeat.
Artık tarihin tekerrür etmesine göz yumamayız.
Can you repeat the question?
Soruyu tekrarlayabilir misin?
Uh, could you... could you just repeat the last part?
Acaba... son dediklerini tekrarlayabilir misin?
Repeat, target is down.
Tekrarlıyorum. Hedef düştü.
Repeat it.
Tekrar et.
I'm still here. Anything could've triggered the Wormhole that allowed you to repeat your day.
Geçmişe gitmeni sağlayan solucan deliğini açmana bir çok şey sebep olmuş olabilir.
A sentence you will never repeat to anyone.
Başka kimsenin duymayacağı bir cümleydi bu.
Then splinter, apocalypse, rinse, repeat.
Sonra parçalanma, kıyamet, durulama ve tekrar.
For example, if we end up in court, do you intend to repeat your pre-trial testimony against me?
Örneğin, eğer mahkemeye gidersek aleyhimdeki ön duruşma ifadeni tekrarlamak niyetinde misin?
You're leaving? I'm gonna grab some man-on-the-street reaction bits, request interviews from police, get shut down, rinse, repeat.
Biraz sokaktakilerle konuşacağım, polisle röportaj istediğinde bulunacağım reddedileceğim, tekrar edeceğim.
Pick one, slay one, console one, then repeat.
Birini seç, öldür, teselli et. Ve tekrar et.
Repeat, this is an APB for Seth Branson who has escaped from the Lakewood City Jail.
Tekrar ediyorum, bu Lakewood City Hapishanesi'nden kaçan Seth Branson için yakalama emridir.
I'm sorry, can you repeat that?
Pardon, tekrar söyleyebilir misin?
Please repeat that for the camera.
Kamera için tekrar eder misin?
His words, Luke. Repeat his words.
Sözleri diyorum Luke, sözlerini tekrar et.
♪ Now I will repeat ♪
Şimdi tekrarlayacağım
I repeat... naive.
Tekrar ediyorum... saf!
Do not repeat.
Tekrar etme.
One day long after that, you will repeat this process all over again.
Bundan uzun bir süre sonra, bu işlemi sil baştan tekrarlayacaksın.
History will repeat itself?
Tarih tekerrür eder mi sizce?
I repeat, the target is secure.
Tekrar ediyorum. Hedef elimizde.
We are told that those who ignore the past are doomed to repeat it, while those who dwell in the past would love nothing more than to repeat it over and over again.
Bize, geçmişi görmezden gelenlerin geçmişi hatırda tuttukları söylendi geçmişte yaşarken hiçbir şeyi, defalarca tekrarlamaktan çok sevmeyecekleri...
Now, hand over the candle, and repeat after me.
Şimdi mumu uzatın ve dediklerimi tekrar edin.
It's like a good song on repeat.
Devamlı tekrar eden iyi bir şarkı gibi.
Repeat, Dr. Bertoli to CICU.
Tekrar ediyorum, Dr. Bertoli, kalp yoğun bakım ünitesinden bekleniyorsunuz.
I figured out all I have to do is repeat what the other person says and then add the word "cool."
Yapmam gerekenin söylenenleri tekrar etmek ve sonuna müthiş eklemek olduğunu anladım.
By the way, totally cool you guys want to keep where you got the doxo as your little trade secret, but if you're interested in a little repeat business,
Bu arada, doksurubisini ufak ticaret sırrı olarak nereden bulduğunuzu söylememeniz hiç sorun değil ama sürekli iş almayı düşünüyorsanız...
I repeat, we're under fire!
Tekrar ediyorum, ateş altındayız!
If asked, you're only to repeat that you fell asleep on duty.
Sorulursa tek diyeceğiniz nöbette uyuyakaldığınız.
I repeat, the shields are down!
Tekrar ediyorum, kalkanlar düştü!
Excuse me, could you please repeat that?
Özür dilerim.Bunu tekrar eder misiniz lütfen?
Repeat. This is an emergency broadcast.
Tekrar ediyorum, bu bir acil durum yayınıdır.
Repeat. Keep him alive at all costs.
Ne pahasına olursa olsun hayatta kalmalı.
Right, we need to repeat the results.
Sonuçları tekrar etmeliyiz.
I repeat, deny access into Pretty Lake.
Tekrar ediyorum : Pretty Lake'e erişimi reddedin.
Not repeat the same mistakes.
Aynı hataları tekrarlamayız.
I repeat, evacuate the prison immediately.
Tekrar ediyorum : Derhâl hapishaneyi boşaltın.
- We are all warriors now. - I repeat, this is Amy Granderson.
- Tekrar ediyorum ; ben Amy Granderson.
I repeat, we are under attack.
Tekrar ediyorum ; saldırı altındayız.
Repeat...
Acil Bölümü tecrit altındadır.
I repeat... stand... down! We need to find out what was in that laptop.
Laptopun içinde ne olduğunu öğrenmeliyiz.
Repeat.
Tekrar ediyorum...