Repeatedly traduction Turc
1,100 traduction parallèle
You haven't paid alimony in two years, repeatedly defying a court order. - Isn't that right, Mr. Clayton?
Fakat müvekkilime bir kez bile nafaka ödemeyip, mahkeme kararını hiçe saydınız.
- janet-- - [match striking repeatedly]
Janet.
I told you repeatedly not to treat when i am out.
Sana ben yokken kimseyi tedavi etmemeni tekrar tekrar söylemiştim.
She repeatedly tells Jin-Rong what happened in America driving her crazy.
Sürekli Jin-Rong'a Amerika'da onu neyin çıldırttığını anlatıyormuş.
Signor Zamba, senior partner in the firm of Castallote and Zamba, chief fruit importers of New York was stabbed repeatedly on the steps of his mansion.
New York'un lider meyve ithalatçılarından Castallote ve Zamba firmasının ortaklarından Sinyor Zamba konağının merdivenlerinde defalarca bıçaklandı.
Lately I can't even look at my mother... without wanting to stab her repeatedly.
Son zamanlarda anneme her bakışımda onu defalarca bıçaklamak istiyorum.
- You try every band? - Repeatedly. All audio-visual seem to be down.
- Tüm görsellik ve işitsellik çökmüş gibi.
I borrowed it from the library repeatedly.
Defalarca kütüphaneden o kitabı ödünç aldım.
Sound can tell the whole story, as Wild Bill Wellman proved repeatedly.
Deli Bill Wellman'ın defalarca kanıtladığı gibi,.. ... ses bütün hikâyeyi anlatabilir.
He simply let the shot go in and out of focus repeatedly, an appropriate reflection of the character " s disoriented mental state.
Defalarca bulanık çekim yapmıştı. Kafası karışmış karakterin ruh hâlinin başarılı bir yansıması olarak.
You tend to meet the same kind of person repeatedly.
Sürekli aynı insanlarla karşılaşıyorsunuz.
Murray, I've asked you repeatedly not to call me "woman."
Sana kaç kez bana kadın deme dedim ben?
The defendant, Dade Murphy, who calls himself'Zero Cool', has repeatedly committed criminal acts of a malicious nature.
sanık, Dade Murphy, kendisini'zero cool'olarak tanımlıyan bu kişi defaeten art niyetli olarak suç işlemiştir
I can produce witnesses to testify that Agent Dover had drawn a gun on my client at least three times in the past who can testify that they had seen Agent Dover taking cocaine, repeatedly and that his behaviour in the last few months was bizarre and paranoid.
Daha önce Ajan Dover'ın müvekkilime üç kez silah çektiğini söyleyecek tanıklar getirebilirim. Aynı tanıklar Ajan Dover'ın sürekli olarak kokain kullandığını son zamanlarda garip ve paranoyakça davrandığını da söyler.
My doctors have bled her repeatedly ;
Doktorlarım onun kanını akıttılar ;
I've been telling you repeatedly that it's a very simple task...
Hey abi, sana bunun çok kolay olduğunu pek çok kez söyledim.
I've told you repeatedly, this is not how I do things!
Sana defalarca söyledim, ben işleri böyle halletmem!
Mr. Kim, hail the Talvath repeatedly.
Bay Kim, Talvath'ı tekrar, tekrar arayın.
At his request, the abortion clinic where he was found has been searched repeatedly but the bodies of the women he insists perished were not found.
İçinde bulunduğu kürtaj kliniği, isteği üzerine, tekrar tekrar arandı. Fakat öldüklerini söylediği kadınların cesetleri bulunamadı.
The subjects must be repeatedly exposed to a simulation of extreme emotional trauma.
Denekler, sürekli olarak sira disi duygusal travmalara maruz birakilmali.
A word is heard repeatedly in our streets, our homes, our factories and workshops.
Caddelerimizde, evlerimizde, fabrikalarımızda sürekli aynı sözcük duyuluyor.
But Terboven has said repeatedly that Norway will cease to exist.
Ama Terboven, Norveç'in yok olacağını söyleyip duruyor.
Instead of asking for it back, I hit him in the head repeatedly... with a hammer.
Onu geri istemek yerine, kafasına tekrar tekrar vurdum bir çekiçle.
I'm going to take out my anger for what you've repeatedly done to us!
Bize defalarca yaptığın şeylerin sinirini senden çıkarcağım!
Using this knife..... Aaron Stampler repeatedly stabbed at the Archbishop's chest, his genitals and his eyes.
Bu bıçağı kullanarak..... Aaron Stampler defalarca Başpiskoposun göğsünü, üreme organlarını ve gözlerini deldi.
A violent struggle ensued, in which Potenza fought for his life... as he was shot repeatedly.
Hemen ardından da Potenza'nın defalarca vurulması üzerine çok şiddetli bir mücadele gerçekleşmiş.
You've been ostracized, spit upon, and strangers repeatedly tell you that you're crazy. You've got everything it takes.
Sürüldün, üstüne tükürdüler ve yabancılar tarafından Sürekli delilikle suçlandın.
Well, suffice it to say I learned today it is unwise to slide repeatedly down a fire pole wearing woolen trousers.
Yün pantolonla yangın direğinden kaymak pek akıllıca değilmiş. - Daphne...
A violent repeat offender, repeatedly jailed.
Defalarca yakalanıp, suçlu bulunan ve hapse atılan öfkeli bir suçlu.
Hasn't Mr. Gettys had to talk to you repeatedly about your behavior?
Bay Gettys sana davranışların hakkında sürekli uyarı da bulunmuyor muydu?
You have been told repeatedly not to stand in the courtyard... unless requested to do so.
Sana defalarca aksi söylenmediği sürece avluda beklememen söylendi.
And is it not true, Mrs. Black, that this capable, truthful man told you repeatedly that a bone marrow transplant would do your son no good because of the type of leukemia he had?
Peki Bayan Black, bu yetenekli, dürüst kişinin size defalarca, löseminin türü nedeniyle kemik iliği naklinin oğlunuzu iyileştirmeyeceğini söylediği, doğru değil mi?
He repeatedly tried the combinations to no avail.
Sürekli şifreleri deneyip bir türlü açamıyordu.
This woman has repeatedly avoided... my agents'attempts to find the formula.
Bu kadın aracılarımın formülü bulma çabalarını boşa çıkarttı.
It is intellectual and it repeatedly exists between an elder and a younger man, when the elder has intellect
Bu entellektüelce.. Ve her zaman var olmuş.. Genç ve olgun erkeğin arasında...
Hey, don't you feel ashamed, repeatedly asking for money?
Hey, sen utanmıyor musun, parayı istemekle?
Doing this repeatedly,... I feel....
Defalarca bunu yapmak, benim duygularım... Tuhaf değil mi?
Repeatedly.
Defalarca kötülük yaptım.
I took her by force... and did it repeatedly, promising to marry her.
zor kullanarak ona sahip oldum... ve ona evlenme vaad ederek bunu sürekli yineledim.
Why would we lie about something the courts have ruled on repeatedly?
Mahkemenin defalarca aynı hükmü verdiği bir şey konusunda neden yalan söyleyelim?
Then shooting a man repeatedly to his death and you seem so unaffected by it all.
Sonra bir adamı tekrar tekrar vurarak öldürmekten bahsediyorsunuz ve tüm bunlardan hiç etkilenmemiş görünüyorsunuz.
The government has been repeatedly told by its most senior military advisors that it needs far more troops.
O adamı sokağa salmaya yardım ettin. Senin ekmek paran, suçluların serbest kalmasını sağlıyor.
Bart, if life has taught me one lesson repeatedly it's to know when I'm beaten.
Bart eğer hayat bana bir şey öğrettiyse, o da yenilgiyi kabul etmektir.
[Gasps] And the price has been slashed repeatedly.
Ve fiyatı da defalarca düşürülmüş.
I have asked you repeatedly to call me Dad.
- Defalarca bana "baba" demeni istedim.
You repeatedly get wounded on behalf of a mere woman.
Bir de değil şu kadın için iki kere vuruldun!
At a Washington Press Conference, journalists repeatedly pressed Truman on the possible use of the atom bomb.
Washington'da yapılan basın toplantısında, gazeteciler Truman'ı atom bombasının olası kullanımıyla ilgili sürekli sıkıştırdılar.
I requested such a test, repeatedly.
Sürekli bu testin yapılmasını istedim.
Repeatedly.
Devamlı.
But last night, someone's hand repeatedly brushed up against James and the giant peaches.
Gece birinizin eli durmadan James ve Dev Şeftalileri * okşadı.
- Repeatedly.
- İçkili miydiniz yoksa?