Resign traduction Turc
1,673 traduction parallèle
After I was forced to resign, my relationship with them changed.
İstifa etmeye zorlandıktan sonra, onlarla ilişkim değişti.
I was only forced to resign because they found out about my relationship with you.
Sizinle ilişkim ortaya çıktığı için istifaya zorlandım.
Mr. Allen has notified the President he'll resign.
Bay Allen Başkan'a istifasını sunacağını bildirdi.
He has to resign.
İstifa etmelidir.
If you want to get into politics, resign and get yourself elected!
Eğer siyaset yapmak istiyorsanız, istifa edin ve seçimlere katılın.
Today I decided to resign from my position as head of the biotechnology institute.
Bugün, başkanlığını yürüttüğüm biyoteknoloji enstitüsünden istifa etmeye kadar verdim.
I'll resign and come. Then we'll go.
Ben istifa ederim ve çıkarız.
Okay, you resign and come.
Tamam, istifa et ve gel. Ben bekleyeceğim.
Guys down at the station are saying you might resign or something.
Ofistekiler, işten ayrılmayı düşündüğünü söylediler.
Thanks to your performances in the House, Fox and North will resign.
Parlamento'daki çabaların sayesinde, Fox ve North'un istifa etmekten başka çaresi kalmadı.
So I just resign myself.
Sonunda ben de tam anlamıyla pes ettim.
"Prison warden forced to resign."
"Cezaevi Müdürü istifa etmek zorunda"
Maybe I should resign.
Belki de istifa etmeliyim.
I was asked to resign.
İstifam istenmişti.
And I didn't resign.
Ben de istifa etmiyorum o zaman.
And you resign from your right to sell.
Satış yapma hakkından vazgeçiyorsun.
Therefore, I shall resign the Presidency effective at noon tomorrow.
Bu nedenle yarın gün ortasından itibaren geçerli olmak üzere başkanlıktan çekiliyorum.
What if I were to resign my post?
Bu işi bırakırsam ne olur?
Resign your post and do what?
İşini bırakıp da ne yapacaksın ki?
All that's left is to resign yourself.
Bundan sonrası ona kalmış.
They do not want to resign to its supper they do not want to ayunar during 3 days or 40 days or what is.
Akşam yemeklerinden vazgeçmek istemiyorlar. 3 günlük ya da 40 günlük oruçlarını tutmak istemiyorlar.
Sir, you do not let to us resign, you do not allow that this struggles.
Rabb'im bocalamamıza, yoldan çıkmak için ikna edilmemize izin verme.
Resign yourself, it's all legal.
Vazgeç bu işten.
- Resign.
- İstifa edin.
You're asking me to resign?
İstifa etmemi mi istiyorsun?
If you want me to resign, just say so.
Eğer istifa etmemi istiyorsan, söyle gitsin.
You asked Burrell to resign. He declined.
Burrel'den istifa etmesini istediniz, reddetti.
I'm not offering to resign.
İstifa etmiyorum.
I was summarily forced to resign.
Hemen istifa etmeye zorlandım.
Okay, I tell you what, I resign.
İstifa ediyorum.
I kept trying to resign myself to the fact I'd never see you again... but...
Seni bir daha göremeyeceğimi düşünmüştüm. Ne kadar durdurmaya çalışırsam çalışayım...
This is where I resign.
İstifa ediyorum.
He wants to resign!
İstifa etmek istiyormuş!
Uh, Your Honor, I would like to resign as this woman's counsel.
Ah, Sayın Hakim, bu kadının avukatlığından çekilmek istiyorum.
He'll resign without a fight in exchange for clemency.
Affına karşılık görevi rızasıyla bırakacaktır.
Resign yourself.
Uğraşma artık.
I was thinking, maybe, you could confess and then resign temporarily...
Düşünüyorum da ; itiraf etseniz, geçici olarak istifa etseniz.
I'm not inclined to resign to maturity
# Meyilli değilim olgunluğa yenilmeye #
I'm not inclined to resign to maturity
Eğer tamamen hatalı olmanda Sorun yoksa
I'm not inclined to resign to maturity
Bırakmaya istekli değilim.
We'll let the Director know they're probably dead and resign for disobeying a direct order.
Müdüre muhtemelen öldüklerini söyleyip kesin bir emre uymadığım için istifa edeceğim.
'They would like the Prime Minister to resign...
"Başbakan'ın istifa etmesini istiyorlar..."
- Resign?
- İstifa mı?
- He may be asked to resign.
O istifa etmek isteyebilirdi.
If anyone wants to be removed from this investigation, please resign.
Eğer soruşturmadan ayrılmak istiyorsanız, lütfen şimdi ayrılın.
If you resign, you will not be demoted.
Özel timi bırakınca rütbeniz düşmeyecek.
I'm sure he'd resign.
Eminim istifa ederdi.
Resign!
İstifa mı?
Won't you resign?
İstifa etmeyecek misin?
Why don't you resign?
Neden istifa etmiyorsunuz?
Resign?
İstifa mı?