Rich boy traduction Turc
221 traduction parallèle
I remember it being all over the news when I was younger. The rich boy and his girlfriend both were kidnapped together.
Zengin aile oğlu ve kız arkadaşının kaçırıldığı olay.
That's just storybook stuff about the rich boy and the poor girl not being able to marry.
Zengin çocuk ile fakir kızın evlenemeyeceği sadece bir hikayeden ibaret.
I'm a rich boy.
Zenginim artık.
- Once upon a time, there was a poor little rich boy.
- Bir zamanlar, zavallı, zengin bir çocuk varmış.
As a matter of fact, Sergeant Rich Boy, you just keep your mouth shut.
Aslına bakarsan Zengin Çavuşu, çeneni kapasan iyi olur.
I told you, Sergeant Rich Boy, don't you call me Hiawatha.
Sana demiştim, Zengin Çavuşu, bana sakın Hiawatha deme.
I didn't volunteer to take puke from Sergeant Rich Boy here because I'm Navajo.
Navajo olduğum için Zengin Çavuş'un beni aşağılamasına gönüllü olmadım ben.
Why, you lousy Sergeant Rich Boy.
Seni adi Zengin Çavuşu.
All right, rich boy.
Peki, zengin çocuk.
There's a taco place, and you ask for Satellite or Rich Boy.
Taco'ya git ve Satelitte veya zengin çocuğu sor.
Let's go. Not yet, rich boy.
Alışverişimizi yapıp gidelim.
Maybe there's nothing else you need, rich boy.
Buraya artık ihtiyacımız yok. Belki de sana göre bir şey yok, zengin çocuk.
Hope you don't catch cold, rich boy.
Umarım üşütmezsin, zengin çocuk.
Hey, rich boy.
Hey, zengin çocuk.
Rich boy, redneck asshole.
Zengin çocuk, şu ırkçı götveren.
Your family's a picnic, rich boy!
Ailen bir piknikte, zengin çocuk!
The little rich boy's lost for words!
Küçük zengin çocuk dilini yuttu!
We are divided, rich boy.
Bölündük bile zengin çocuk.
Or will he run like the spoiled rich boy I always took him for?
Yoksa hep tahmin ettiğim üzere şımarık zengin bir çocuk gibi kaçacak mısın?
Do we follow the rich boy's code or not?
Zengin çocukların kurallarına uyalım mı, uymayalım mı?
- Nothing. If it wasn't for you, rich boy, I'd be in the Olympics right now.
Sen olmasaydın zengin çocuk, şimdi olimpiyatlarda olacaktım.
- Says me, rich boy. What you know about it?
- Ben diyorum zengin çocuk.
- Don't tell me how to talk, rich boy!
- Bana nasıl konuşacağımı öğretme zengin çocuk!
You finished, rich boy?
Lafın bitti mi zengin çocuğu?
Look at you, rich boy!
Sen kendine bak zengin çocuk!
I knew you was a rich boy. Huh.
- Zengin çocuğu olduğunu biliyordum.
- You got that rich boy act down.
- Neredeyse bu zengin çocuğu etkileyecektin.
I'm a rich boy, right?
Evet, fakat sen düzgün zengin bir çocuksun.
The little rich boy had a problem with the butler?
Küçük zengin çocuğun kâhyayla sorun yaşaması mı?
Boy, you really struck it rich.
Vay canına, gerçekten çok zengin oldun.
Big rich family in Boston... social register, nice unmarried boy.
Boston'da zengin bir aile... sosyal işler memuru, hoş bekar bir oğlan
My boy... you've become rich.
Benim oğlum... zengin oldun.
Boy the same, only rich.
Oğlan da aynı şekilde, ama zengin.
- Boy, I bet you that guy's rich.
- Eminim zengindir.
The good one is set to marry this rich handsome boy.
İyi olanı zengin ve yakışıklı bir çocukla evlenmek üzereymiş.
Boy, it sure looks like a whole bunch of people got rich during the war :
Görünüşe bakılırsa, bir grup insan savaş süresince zengin oldu.
Oh, boy, are we going to be rich!
Zengin olacağız. Oteli satacağız...
She was the beautiful and rich girl of the people, when I was just a poor boy chubby you know.
Benim otelimde kalan güzel ve zengin kızdı. Bense yoksul şişko bir çocuktum, bilirsiniz.
Get your fucking car, rich boy.
A. koyim, şu arabanı yanaştır.
Rich boy, you pick me up at eleven.
Zengin çocuk.Beni 11'de kaldır.
If you want a boy, you eat more sodium-rich food.
Erkek istiyorsan, sodyumdan zengin şeyler ye.
Boy, Kenshin's dad must be seriously rich.
Kenshin'in babası cidden zengin olmalı.
All the love in his rich and deep nature seemed to concentrate... on this boy.
Zengin ve derin doğasındaki tüm sevgi o çocuk üzerine yoğunlaşmıştı.
If a rich, white boy had his fingers torn off, they`d do something.
Zengin beyaz bir çocuğun parmakları parçalanırsa birşey yaparlar.
Boy, the rich sure know how to live.
Tanrım, zenginler yaşamasını gerçekten biliyorlar.
It doesn't matter whether you're a girl or a boy... man or a child, rich or poor, fat or thin.
Bir kız ya da oğlan olmanız farketmez... yetişkin ya da çocuk, zengin ya da fakir, şişman ya da zayıf.
Since I last saw him, Sick Boy had reinvented himself as a pimp and a pusher and was here, he said, to mix business and pleasure, setting up contacts, as he constantly informed me, for the great smack deal that was one day going to make him rich.
Onu son gördüğümde Hasta Çocuk kendini bir pezevenk ve torbacı olarak yeniden keşfetmişti ve işle zevki birbirine harmanlayarak müşteriler ayarlıyordu.
Sick Boy didn't do his drug deal and he didn't get rich.
Hasta Çocuk, uyuşturucu satışı filan yapmadı ve zengin de olmadı.
Boy, when I'm rich, I'll make a ship-owner out of you.
Zengin olduğum zaman sana kendi gemini alacağım.
Yeah, but you're a cool rich boy.
Bundan artık emin değilim, fakat...
I'm telling you, that boy sees her as a rich girl.
Sana söylüyorum bak, o çocuk bizim kızı, zengin biri sanıyor.
boyle 310
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boys 7010
boyka 121
boyd 649
boyfriend 977
boyce 31
boyfriends 122
boyo 55
boy or girl 87
boy meets girl 28
boychik 17
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
rich girl 19
rich man 36
boys and girls 256
boys will be boys 42
boy wonder 27
boy scout 43
boykewich 37
boyd crowder 43
boycie 17
rich girl 19
rich man 36