Running around traduction Turc
3,142 traduction parallèle
We'll have dolls running around in the party office.
Örgütün ofisinde koşuşan oyuncaklarımız olacak.
Do you think you could call dispatch, see if there any reports of a violent animal running around the park?
Sence parkın etrafında koşan.. vahşi bir hayvan görüp, rapor eden olmuşmudur?
Now nobody seems to have time to read the paper any more, too busy running around with their ithings and their sketch phones.
Artık kimsenin gazete okumaya vakti yok gibi, etrafta akıllı telefonlarıyla ve i-şeyleri ile dolaşmakla meşgüller. Hayır, hayır.
Because you're never satisfied... And you're always running around changing stuff.
Çünkü asla tatmin olmuyorsun... ve sürekli birşeyleri değiştirmeye uğraşıyorsun.
I don't recall Socrates running around blowing up shops.
Sokrat'ın dükkânları havaya uçurduğunu hatırlamıyorum.
And the dog running around the feckin'place.
Köpek lanet evin etrafında koşturuyordu.
Sweet, sensitive guys like you, they spend their entire high school years frozen in place while... everybody is running around going to parties and getting laid, doing whatever.
Senin gibi şeker ve hassas çocuklar diğer herkes partilerde eğlenirken sevişirken hayatını yaşarken bütün lise yıllarını bir yerde sakince geçirir.
You're running around behind his back.
Arkasından iş çeviriyorsun.
Probably too busy running around shooting black guys.
Muhtemelen zenci elemanları vurmakla meşguldün.
Yeah, no offense but we're gonna be, ya know, running around and stuff?
Evet, alınma ama koşucaz falan.
The rest of us are just running around like idiots hoping for even half of what you have.
Geri kalan bizler, sizin sahip olduğunuzun yarısını umarak etrafta aptal gibi dolanıyoruz.
She's out there running around, trying to swing a boyfriend situation with her doctor friend who got us the V.I.P. hook-up.
Bize özel odayı ayarlayan doktor arkadaşıyla işleri tekrar yoluna koymaya uğraşıyor.
Don't you think it's time that you stopped playing dumb, Ms. Fernandez? Tell us who your son's been running around with these days.
Aptal numarası yapmayı bırakma zamanı gelmedi mi?
Must be bad for business having a guy like that running around.
Phantom gibi bir adamla çalışıyorsun ne de olsa. Öyle bir adamın etrafta olması işler için kötü olmalı.
Running around the governor's mansion like a couple of princes.
Vali köşkünde presmişsiniz gibi koşardınız.
We are running around trying to find a contributor, trying to pull this show together.
Yardımcı bir konuk bulmakla uğraşıp duruyoruz ki programı beraber kotarabilelim.
I mean, this dude's running around kissing every dry, desperate lip in the place.
Demek istediğim, oradan buraya koşuşturan her kuru, korkunç dudağı öpüyor.
Who in the galaxy would be running around with an extra batch of missiles?
Kim Galakside ekstra bir füze yığınıyla dolanır ki?
Hey, he's running around the house.
Evin etrafından dolaşacak.
I've had zero luck finding a job, and I got you out there, running around, jacking up our credit cards with another shopping spree!
İş bulma olasılığım hiç yok ve sen de ortalıkta gezip alış-veriş merkezlerinde kredi kartlarının anasını ağlatıyorsun!
I've just been... well, we've been running around in separate worlds.
Ayrı dünyalarda koşturup duruyoruz.
You now have your crack task force team running around, asking guys if they illegally sold fireworks to some wacko that wants to blow up Raines?
Ekibinle, millete delinin birine Raines'i patlatsın diye yasa dışı havai fişek sattınız mı diye soracaksınız öyle mi?
There's some guy running around there that killed a friend of mine.
Hemde dostumu öldüren herif ortalıkta dolaşırken.
A distraction. Everybody's running around the ship on and off.
- Gemideki herkes oradan oraya koşturup durdu.
But M Street's going to be pretty bananas with all those coeds running around, post finals.
Ama bu durumda M caddesi kız öğrencilerin parti yerine dönmüş olacak.
Isn't it gonna be a kick when we have our own little ones running around one of these days?
Bizim kendi ufaklıklarımızın, etrafta koşup durması, güzel olmaz mı?
running around, screaming.
Koşuyorlar... Sesleniyorlar...
There could be 50 other Puckermans running around Ohio.
Ohio'da 50 tane Puckerman dolanıyor olabilir.
Yeah, well the last thing I need is a hothead running around, getting people killed.
Şu an ihtiyacım olan son şey insanların ölümüne yol açan bir deli fişek.
What, like, it's my fault we have thieves Running around our house and he has no audio contingencies?
Hırsızların burada olması ve ses alamamamız benim suçum mu?
Yeah, well, who wants to spend the whole weekend, running around a bunch of pretend planets battling made up monsters.
Evet, zaten kim hafta sonunu uydurma gezegenler arasında gezip uydurma canavarlarla savaşarak geçirmek ister ki?
A family, kids running around, happily married couple thing.
Bir aile, etrafta koşturan çocuklar, mutlu evli çift olayı.
Next thing you know, you're gonna want little kids running around.
Bir de bakmışsın etrafa koşturan çocuklar istiyorsun.
Figured I'd hurt less people running around the block.
Etrafta koşarak insanları daha az inceteceğimi fark ettim.
I cannot keep running around looking for clues,
İpuçları için çevrede dolanıp duramam.
Now, ever since Dougie was a little shit running around the North Carolina governor's mansion, if I was going to pick one of my boys to end up a homosexual, I'd have picked Dougie.
Dougie, North Carolina'daki hükümet köşkünde dolanan bir veletken bile hangi çocuğun gey olacak diye sorsalar onu seçerdim.
He was running around trying to pull the labels off people's luggage.
Etrafta koşuşturup insanların bagaj etiketlerini çıkartmaya çalışırdı.
You in a white dress, frills, little bridesmaids running around.
Seni beyazlar içinde süslü püslü, etrafında nedimelerle düşünüyorum da.
They're running around like headless chickens.
Millet kafası kopmuş tavuk gibi koşuşturup duruyor.
Sue, we're all tired from running around, but this is no time to sit. Let's go.
Sue, etrafta koşturmaktan yorulduk ama oturmak için vaktimiz yok.
He was running around all night with his coasters and vacuum and his "make good choices" speech.
Elinde bardak altlığı ve süpürge ile ordan oraya koşup durdu ve "iyi seçim yapın" konuşmalarıyla. İyi.
Listen, we are not staying in a house where they think there's dead children running around.
Etrafta ölü çocukların koştuğunu bir evde oturamayız.
Nothing, just some rumors running around that, that maybe they're splitting up.
Bir şey yok ya! Ayrılmış olabileceklerine dair dedikodular dönüyor.
You see, there's this vigilante running around.
Şu etrafta dolaşan adaleti kendince sağlayan adamı duymuşsunuzdur.
I promise you he's not your problem. He's not running around Tel Aviv planning a bombing.
Artık Tel Aviv sokaklarında dolaşıp, farazi bir saldırı hazırlamayacak, tamam mı?
Yeah, running around, fighting, making a mess of things.
Evet, etrafta koşuşturmacalar, kavgalar, eşyaları dağıtmalar...
Running our kids around to lots of activities, But the only thing worse than having too many activities.
Ama çok fazla aktiviteye sahip olmaktan daha kötü olan tek şey hiç aktiviten olmamasıdır.
I really wanted my independence, but for me, that meant running away and following around the band phish.
Merak etme Cath. Göte yumruk sokma muhabbetlerini arka bahçede yapıyorum. - Adam'ı buraya göndermen lazım.
Knox is running rings around you, and I'm the liability?
Knox seni cebinden çıkarıyor ve bunun sorumlusu ben mi oluyorum?
Knox is running rings around you, and I'm the liability?
Knox seni cebinden çıkarıyor ve bunun sorumlusu ben miyim?
Card was running unauthorized Ops around the globe, and he wasn't going to stop.
Card dünyanın her yerinde gayri resmi operasyonlar yürütüyordu. Ve durmayacaktı.
around 956
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
running 198
runnin 31
around the world 31
around noon 17
around the corner 75
around me 18
around midnight 41
around here 182
around money 20
running 198
runnin 31