Sad but true traduction Turc
127 traduction parallèle
Sad but true.
Üzücü ama doğru.
- Um... Well, it's sad but true
* Acı ama gerçek *
- Sad but true.
- Acı ama gerçek.
- Sad but true, Sammy.
- Üzücü ama doğru Sammy.
# Tell you a story # that's sad but true # Tell you a story # about you know who
İşte size tam da karşımda oturan birinin dramatik hikayesi
Sad but true
Üzücü, ama gerçek
Sad but true...
Üzücü ama gerçek..
You know it's sad but true
Biliyorsun, üzücü ama gerçek
Oh, it's so sad but true
Üzücü ama gerçek..
You know it's sad but true
Biliyorsun üzücü ama gerçek
Sad but true
Acı ama gerçek
Sad but true.
Acı ama gerçek.
You know, it's sad but true, and the sooner you learn it, the better.
Bilirsin, üzücü ama doğru, ve yakında daha iyi, öğreneceksin.
Sad but true
Acı ama gerçek!
You know it's sad but true
Biliyorsun, acı ama gerçek!
You know it's sad but true
Biliyorsun, acı ama gerçek
Oh, it's so sad but true
Oh, bu çok acı ama gerçek
Sad but true...
Acı ama gerçek...!
Her voice is unusable, it's sad but true.
Sesi kullanılmaz durumda, üzücü bir şey ama doğru.
Sad but true.
Hazin ama gerçek.
Sad but true.
Üzücü ama gerçek.
If you stand alone, it means a boiled egg... but if you're true to the collective spirit and stick together, you've got an omelet.
Yalnız başına rafadan yumurtaya sahipsin. Ama ortak ruha sadıksan ve birlik olursan omletin olur.
This is sad but true, and we should face it.
Bu, üzücü ama gerçek.
But the true and faithful fighter for the idea.
# Ülkünün gerçek ve sadık bir savaşçısı olacağım # #
Sad, but true.
Acı, ama gerçek.
But can I force myself to become a faithful and true lover?
Ama kendimi zorlayıp sadık uslu bir partner olabilir miyim?
Sad, but true.
Acı ama gerçek.
And remember, Andrei, the life of a man is short but true knowledge - has no limits.
Ve unutma, Andrei, bir adamın hayatı kısadır, ama gerçek bilginin sınırları yoktur.
But she remained true to me, and we would have married had it not been for the Mutiny.
Fakat Nancy bana sadık kaldı, ve evlenecektik, ama isyan yüzünden evliliğimiz gerçekleşemedi.
But that didn't make no change in her young man, and he stuck to her true as a man could be.
Ama genç adam açısından bu hiç bir şeyi değiştirmedi, ve ona tamamen sadık kaldı.
♪ It's sad, but true
# Acı, ama gerçek
Monsieur de Valmont, I know some women might be weak but believe me, there are women who will always be true.
Mösyö de Valmont, biliyorum bazı kadınlar zayıf olabilir fakat bana inanın, daima sadık olan kadınlar da vardır.
- Really? - Sad, but true.
- Gerçekten mi?
Sad, but true.
Üzücü ama gerçek.
Our gods are powerful warriors, but they are just and true to their word.
Bizim tanrılarımız güçlü savaşçılardır, ama adil ve sözlerine sadıktırlar.
But Jasmin wasn't true to him, either... and so he went back to Crimson.
Ama Yasemin de ona sadık değildi... Bu yüzden de Lal'e geri döndü.
You know it's sad, but true...
Biliyorsun, üzücü ama gerçek
Unfortunately you are, sad, But it's true.
Malesef kardeşimsin, evet. Acı ama gerçek. Malesef kardeşin ha?
But they made a pact, a promise to stay true to each other, to talk every day and maintain an exclusive relationship.
Ama anlaşma yapıp, birbirlerine Sadık kalma sözü verdiler,... her gün konuşup, ayrıcalıklı Bir ilişki sürdüreceklerdi.
Life isn't fair, it's sad but it's true
Hayat adil değil, üzücü ama doğru
But true to his campaign promises, Reagan told the country he would not step into help as all previous governments had since the war.
Ama seçim kampanyasında sözüne sadık kalan Reagen, savaştan bu yana..... bütün hükümetlerin yaptığı gibi yardım etmek amacıyla müdahale etmeyeceğini söyledi.
- True. Sad but true.
- Doğru.
But i don't think you were true to what mattered most to me.
Ancak benim için en önemli olan noktaya sadık kalmadın.
The evil sorceress had powerful magic, but the prince was brave and true.
Kötü büyücü kuvvetli bir büyü yapmıştı ama prens, cesur ve sadıktı.
It's sad, but true.
Hazin ama gerçek.
It's true, our only happy moments are from childhood... but recalling them is sad.
Tek gerçek anılarımızın çocukluğumuzdan kalanlar olduğu gerçektir ama onları anmak yine de üzücüdür.
In reverence to our blessed Prophet who brought us the religion of peace, Islam, do not let us abandon his jurisprudence and morals that he remained true with utmost care even in times when he had no choice but to fight.
Kutlu Peygamber'in hürmetine, onun mecbur kalıp savaştığı zaman titizlikle sadık kaldığı vuruşma hukuk ve ahlâkından ayırma Yarabbi!
The movie stays true to the mythology in all ways but one.
Filmde, hikayenin aslına sadık kalınmış. Bir nokta hariç.
Hitler himself doubted the power of the occult, but did his inner circle hold true believers?
Hitler'in kendisi okültün gücünden şüpheliydi ; fakat onun beyin takımı, sadık inananlar olmaya devam ettiler.
I was sent to fullfill an important mission "And there were angels that did not rebell against God" "But were not true to Him either"...
Önemli bir görevi tamamlamak için gönderildim. "Tanrı'ya baş kaldırmayan melekler de vardı." "Ama O'na sadık da değildiler."
It's sad, but it's true.
Üzücü ama gerçek.
but true 52
true 2501
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24
true 2501
true love's kiss 17
true or false 68
true blood 17
true love 107
true dat 39
true story 133
true enough 79
true or not 24