English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Satisfy

Satisfy traduction Turc

1,375 traduction parallèle
He thought that just making the decisions would never satisfy you.
Sadece karar vermenin, asla seni tatmin etmeyeceğini düşünüyordu.
And we can help you satisfy that desire in ways the solids never could.
Tıpkı bizimki gibi. Katıların asla gideremeyeceği bu arzuyu bir çok yönden gidermene yardımcı olabiliriz.
Married life is easy. You only got one woman to satisfy.
Evlilik kolay, memnun edecek tek kadın var.
Are you willing to take that risk, just to satisfy your ego?
Sırf egonu tatmin etmek için bu riski göze alacak mısın?
Always satisfy the needs ofyour customer.
Her zaman müşteri memnuniyeti.
Mr. Young, I am not here to satisfy any sexual fantasies that you may have.
Bay Young, ben buraya sizin fantezilerinizi tatmin etmek için gelmedim.
But I beseech you, straight satisfy yourself :
Ama rica ederim araştırın :
Recapturing a genius's nature... will satisfy me more... than any brushstroke of my own.
Dâhilerin özelliklerini anımsatmak,.. ... beni fazlasıyla memnun eder ve her fırça darbesinde kendimi ortaya koyarım.
Some can be fun to satisfy.
Bazılarını karşılamak eğlenceli olabilir.
This is just to satisfy my curiosity.
Sadece merakımı gideriyorum.
No one can satisfy all ten.
Hiç kimse bu on şeyin hepsini tatmin edemez.
If you can satisfy five or six, you're nearly there.
5 ya da 6 tanesini tatmin etsen idare eder.
Just satisfy me and you will own diamonds worth Rs.1.1 billion!
Tatlım. Seni 10 crores değerinde.. .. elmas ile ödüllendireceğim.
Not half a dozen would satisfy my notion of accomplished woman.
Benim yetenekli kadın anlayışımı tatmin edebilenlerin sayısı yarım düzineyi geçmez.
My dear cousin, being, as I am, to inherit all this estate after the death of your father, I could not satisfy myself without resolving to choose a wife from among his daughters.
Sevgili kuzenim babanızın vefatından sonra bütün mülküne ben varis olacağım için eşimi onun kızları arasından seçerek bu sorunu çözüme kavuşturmadan içim rahat etmezdi.
I think we've seen woods and groves enough to satisfy even your enthusiasm for them, Lizzy!
Senin bile hevesini tatmin edecek kadar koru ve ağaçlık gezdik, Lizzy!
I have written to Colonel Forster to request that he will satisfy Wickham's creditors in Brighton, for which I've pledged myself.
Albay Forster'a bir mektup yazıp Wickham'a kefil olduğumu bildirerek Wickham'ın Brighton'daki alacaklılarını ikna etmesini istedim.
and therefore is not by any to be enterprised lightly, or wantonly, to satisfy man's carnal lusts and appetites, but reverently, discreetly, advisedly, soberly, and in the fear of God, duly considering the causes for which matrimony was ordained.
Bu yüzden şehvet ve cinsel ihtiyaç karşılama aracı gibi görülerek hafife alınmamalı ya da ahlaksızca davranılmamalıdır. Bilakis saygılı, ihtiyatlı, akıllı ve ölçülü bir şekilde Allah korkusuyla davranılmalı ve evliliğin emredilme nedenleri layıkıyla dikkate alınmalıdır.
Like the fresh water from the source of the oasis you'll satisfy my desires.
Vahanın kaynağındaki tatlı su gibi.. arzularımı tatmin edeceksin.
I satisfy one desire, and it just agitates another. And then I think, to hell with it, right?
Bir arzumu tatmin ediyorum, bir diğerini tetikliyor.
She is one tough lady to satisfy.
Tatmin etmesi zor bir bayandı.
Let me have another peek, just to satisfy my aesthetic needs.
Estetik duygularımı tatmin edecek başka şeyler var mı, diye bir göz atayım.
To satisfy Hera who hates us for refusing to sacrifice our first-born sons.
Hera'yı tatmin etmek için istiyor. İlk doğan oğullarımızı kurban etmeyi reddettiğimiz için bizden nefret ediyor.
- And only the purest syrup nectar can satisfy you.
- Ve seni sadece en saf şuruplar tatmin edebilir.
And I'm not going to put my reputation on the line just to satisfy some whim of yours.
Sırf senin bazı geçici heveslerini yerine getirmek için itibarımı riske atamam.
His little "worm"... couldn't even satisfy him in bed.
Onun küçük "solucanı"... yatakta bile memnun edemedi.
Only to satisfy all that the devil's not among us.
Sadece şeytanın aramızda olmadığını herkes görsün diye.
I SHALL NEVER FOLLOW IN HER FOOTSTEPS. DOES THAT SATISFY YOU?
Asla onun izinden gitmeyeceğim, tatmin oldun mu?
I reckon that didn't satisfy me... so I hit him again in the neck with the sharp edge... and just plumb near cut his head off, killed him.
Sanıyorum, yeterince tatmin olmamıştım bu yüzden boynuna keskin tarafıyla bir daha vurdum derine inip, kafasını uçuruverdi. Öldürdüm onu.
The production of objects to satisfy man's needs.
Üretim maddeleri insan ihtiyaçları için kullanılırlar.
Miss Woodhouse, I have come here determined to dance, and nothing will satisfy me but that you and I shall show the way.
Bayan Woodhouse, buraya dans etmeye kararlı bir şekilde geldim ve ikimizin ilk dans etmesinden başka bir şey beni memnun edemez.
It doesn't do anything except maybe satisfy a kind of a biblical need for revenge.
Belki bir çeşit İncilsel intikam arzusunu tatmin etmekten başka hiçbir işe yaramıyor.
Husbands aren't able to satisfy their wives every night.
Gece yatakta başarılı olamayan erkekler.
I just didn't want her going around kissing some guy just to satisfy her curiosity.
Ben onun etrafta gezip sadece merakini gidermesi için bir erkegi öpmesini istemiyorum..
You want me to piss in that mug? Would that satisfy you?
- Şu bardağa işersem tatmin olur musun?
Went back to satisfy a curiosity about what happened out there that night.
Bir merakımı gidermek için geri döndüm... o gece orada neler olduğu hakkındaki.
There's over a thousand names, but nothing to satisfy motive.
Binden fazla isim var, ama sebebi ve amacı anlamamızı karşılayacak bir şey yok.
long enough to satisfy Tavnian law and then get an annulment of our own.
Sonra da boşanırız.
If you're trying to satisfy some morbid curiosity about what happened...
Olanlarla ilgili merakını dindirmeye mi çalışıyorsun?
You need me to show you, to lead you through it, because after all these years, anything less than that's not gonna satisfy you, right?
Sana göstermeme ihtiyacın var. Sana rehberlik etmeme ihtiyacın var, çünkü bunca yılın ardından, bundan daha azı seni rahatlatmayacak, değil mi?
I want to satisfy it.
Onu tatmin etmek istiyorum.
Made by those weakest of beings made with wisdom acquired because of that weakness. A paradise of our own. To protect us from the fear of death, to satisfy ourselves with joy, was made a paradise...
Varlıkların en güçsüzünün... kendi öz cennetimiz. zevke olan açlığımızı dindirmek için kendi tarafımızdan yaratılan bir cennet.
Up here they are safe from other bears... who would kill them to satisfy their hunger.
Burada, açlığını bastırmak için onları öldürebilecek olan diğer ayılardan uzakta, güvendedirler.
Well, I hoped I could satisfy her.
O'nu tatmin edebileceğimi sanmıştım.
What would satisfy you?
Hangisi sizi tatmin eder?
I'll do my best to satisfy you in the bedchamber now, but do not mistake compliance for enthusiasm.
Yatak odanızda yapabileceğim en iyi şey sizi tatmin etmektir ama itaat etmeyi, rıza göstermeyle karıştırmayın.
However, merely to dress as a woman was not enough to satisfy me.
Ancak bunun yanında, bir kadın olarak sadece bir elbise beni tatmin etmiyordu.
Hello, Mrs. Satisfy.
Merhaba Bayan Satisfy.
Hello, Mr. Satisfy.
- Merhaba Bay Satisfy. - Selam.
He was stronger than me and emerged spontaneously to satisfy... the unknown and the unseen.
Beni baştan çıkarıyordu.
The only way to really satisfy a woman and yourself... is to have control... complete control over your ejaculation.
O zaman seni penisin yönlendirmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]