Scraping traduction Turc
546 traduction parallèle
You've just got fuzz now, but if you start scraping them off they'll toughen up and get like...
Şimdi sadece ana tüylerin var, ama tıraş etmeye başlarsan sertleşirler. Şey gibi...
Cape Town and mines and shares and people bowing and scraping.
Cape Town, madenler, hisseler, el pençe divan duran insanlar...
National Air Races, five times a day scraping noses on the ground.
Milli Hava Yarïsï, günde bes kere burnu yere sürtmek demek.
[Scraping Sound]
[Kazıma Sesi]
[Scraping Continues]
[Kazıma Devam Eder]
Holmes, you drive me raving mad standing there scraping on that filthy fiddle as if you haven't got a care in the world.
Holmes, beni çıldırtıyorsun, orada durmuş pis kemanını gacırdatıyorsun, sanki dünyada hiç tasan yokmuş gibi.
We're scraping up all we can to form a naval battalion.
Deniz taburundan kim varsa toplamaya çalışıyoruz.
They're still scraping her sides.
Temizleme çalışmaları sürüyor.
You better start scraping and bowing now because the lady with me happens to be none other than the famous Miss Turnstiles.
Eğilmeye başlasanız iyi olur çünkü yanımdaki Turnike Güzeli.
A face of a wrenching, grasping, scraping, covetous old sinner.
Yaşlı bir günahkarın buruşmuş, bozulmuş, açgözlü yüzü.
I'm sick and tired of bowing and scraping to the king.
Krala yaltaklanmaktan bıktım.
- The fender's scraping in the tyre.
- Çamurluk lastiğe sürtüyor.
It's a mistake scraping this ship.
Bu gemiyi yüzdürmek hata.
Now go on and get scraping'!
İşinizin başına!
And once upon a time... she was walkin'along by the riverbank, and she seen somethin'... bumpin'and scraping'along on a sandbar... down under the willows.
Bir gün kız nehir kıyısında yürürken söğütlerin altında, sığlık bir yerde çarparak, sürtünerek ilerleyen bir şey görmüş.
My only answer is to keep on scraping, and fast.
Şahsi kanaatim toprağı düzeltmeye devam etmekten yana. Hem de çabuk.
Scraping away as usual, huh?
Her zamanki gibi donuyorsun, ha?
Watching you work, I'd say there's no point to that scraping at all.
Çalışmana bakarsak, o kazımanın hiçbir manası yok derim.
Some folks'll be scraping'the bottom of their meal barrels come wintertime.
Bazıları kış geldiğinde yemek fıçılarının dibini kazıyor olacak.
- Scraping the bottom of the barrel?
- Böyle bir hurdayı bile mi?
Kaji's been scraping away the mold until I'm practically raw.
Kaji beni derim büsbütün soyulana kadar törpüledi!
She just looks at a man, and right away he starts... scraping sand with both feet.
Bir göz süzüşüyle, erkekleri... kendinden geçirir.
I have detected scraping noises, particularly when I was parking.
Son zamanlarda arabamı park etmekte biraz zorluk çekiyorum.
You lived like in a moral prison from which you were trying to evade by scraping day after day the wall of conventions and inhibitions the past had erected in front of you.
Bir ahlak hapishanesinde gibi yaşadın kurtulmayı denedin günden güne kurulan düzenin duvarlarından ve kısıtlamalarından kaçmak için önündeki geçmişi kaldırdın.
- Here I am scraping and skimping, trying to make ends meet, getting worse and worse. And you're no bloody help, either.
Ben tasarruf etmeye çalışıyorum iki yakamızı bir araya getirmeye uğraşıyorum ama sen hiç yardımcı olmuyorsun.
I'm a boy in the Amazon jungle. A brown boy, not a black boy. Someone is scraping my thigh with the teeth of the piranha fish... to change my blood to white blood.
Amazon ormanında siyah değil esmer bir çocuğum, birisi kanımı beyaza çevirmek için uyluklarıma pirana dişi sürüyor.
And someone is scraping my thigh with the teeth of the piranha fish... to change my blood to white blood.
Birisi kanımı beyaza çevirmek için uyluklarıma pirana dişi sürüyor.
Would you look at him... sitting there with his hooter scraping away at that book.
Şuna bak.. ... düdüğüyle oturmuş kitap okuyor.
Soon, they wasn't only collecting'it, they was scraping'and washing'dishes.
Çok geçmeden, toplamakla kalmayıp bulaşıkları da yıkamaya başladılar.
We are scraping the sides of the barrel, but you'll have 4,000.
Biz dibi bulduk ama siz 4000 adam alacaksınız.
They're scraping his body up off the sidewalk in front of the Huntley.
Huntley'in önündeki kaldırımdan cesedini kazıyorlar.
It's better, because it's morally honorable for the square peg to keep scraping about in a round hole rather than to discover and use the unorthodox one that would fit it.
Dört köşe çivinin tastamam oturacağı, alışılmışın dışında bir delik aramaktansa yuvarlak bir deliğe girmeye çalışması daha iyidir. Çünkü ahlaki açıdan daha doğrudur.
Keep scraping till I'm satisfied!
Ben tatmin olana kadar kazımaya devam et!
To tell you the truth scraping off from the poor - isn't what I intend to do
Doğruyu söylemek gerekirse... Fakirlerden haraç toplamak hiç de bana göre değilmiş!
Cook uncovered over moderate heat for 35 to 40 minutes, scraping the pan occasionally to prevent the hash from sticking.
Kapağı kapamadan orta ateşte 30-35 dakika pişirin. Etlerin birbirine yapışmaması için tavayı sık sık çevirin.
Rimspoke comes out of the bend with Gore-Slimey scraping his exhaust.
Rimspoke virajdan çıkıyor ve Gore-Slimey'i dumana boğuyor.
In your bath at home is just scraping off the dirt.
Evdeki banyoda sadece temizleniyorsun.
Scraping the bottom of the boat.
Teknenin altını sıyırıyordum.
- Scraping the bottom of the barrel.
- Onda da fazla uçak yok.
What if I were to tell you that I could take a scraping of skin from your finger and create another Ezra Lieberman?
Ya size parmağınızın ucundan bir deri parçası alıp yeni bir Ezra Lieberman yaratabilirim desem ne derdiniz?
We then implant the nucleus of the donor cell, which could be taken from a blood sample, or even a skin scraping.
Ardından içine verici hücrenin çekirdeğini yerleştiriyoruz. Bu bir kan örneğinden alınabilir, hatta bir deri kazıntısından bile.
No, but they want some dinner, and they insist first on scraping off some of the filth that somehow got caked to them cruising down the M5.
- Yok, ama yemek istiyorlar... ve önce M5'te gelirken bir şekilde üzerlerine... yapışan pislikleri kazımak konusunda ısrarlılar.
You're... you're scraping the bag now.
- Çantayı yere sürtüyorsun
She's scraping up everything to to save him.
Onu kurtarmak için ; güçlükle topladığı her şeyi satıyor.
- Scraping by.
- Ufak ufak.
I'm tired of scraping him off the front steps.
Onu yerden kazımaktan bıktım.
- I was just working on my new technique for walking in corduroy pants to eliminate the scraping when your thighs rub together.
- Ben sadece kadife pantolonla bacakları birbirine sürtmeden yürüme tekniğim üzerinde çalışıyordum.
Scraping by on four hours of sleep a day.
Günde dört saat uykuyla yetiniyoruz.
CJ Memphis playin'cotton picker, singin'the blues bowing'and scraping', smiling'in white folks'faces.
CJ Memphis... pamuk toplayıcısını oynar, blues söyler... dalkavukluk eder, beyazların yüzüne güler.
They're really scraping the bottom of the barrel these days.
Bugünlerde gerçekten meteliğe kurşun atıyorlar.
( Scraping )
Eğer görmek istersen...