Send her in traduction Turc
614 traduction parallèle
- Send her in.
- İçeri gelsin.
Yes, send her in.
Evet, içeri gelsin.
- Oh, send her in.
- İçeri gönder.
Send her in.
Ah, evet.
Send her in and thank everybody else.
Onu buraya gönder ve diğerlerine teşekkür et.
- Yes. Although we find nothing except good in her, still we are not certain if it's wise to send her into battle.
Evet, Joan'da iyilikten başka bir şey bulamamış olsak da onu savaşa yollamanın akıllıca olup olmadığından hâlâ emin değiliz.
- Oh, send her in, sergeant.
- İçeri al çavuş.
OWENS : Send her in.
- İçeri gönder.
- Send her in.
- Gelsin.
If you see Katy, send her in here. All right.
Ve eğer Katy'i görürsen, buraya yolla.
- All right, send her in.
- Tamam, içeri gönder.
- Send her in, please.
- İçeri gönder, lütfen.
Send her in around 2 : 00.
2 : 00 gibi gelebilir.
- Uh, Mrs. Abbott. Send her in, please.
Onu içeri gönderin lütfen.
Shall I send her in?
İçeri göndereyim mi?
Send her in, please.
- İçeri gönderin.
"Is the bride present?" - "She is." - "Then send her in."
"Gelin hazır mı?" - "Evet" - "Öyle ise içeri gönder"
If I fall in battle, send one letter per month, in order.
" Eğer savaşta ölürsem, bu mektupları sırayla her ay yolla.
" We will send her adrift in the fog tonight before the new crew goes aboard. -
Bu gece sisli havada, yeni tayfası gemiye çıkmadan onu akıntıya sürükleyeceğiz.
And don't send her anymore flowers in pots
Ayrıca saksı içinde çiçek de göndermeyin.
Send her to Mr. Preysing's room. 166.
Bay Preysing'in odasına gönderin. 166.
She goes back to Shanghai tonight if I have to send her back in a freight car!
Nakliye aracıyla göndermek zorunda kalsam bile, bu gece Şangay'a geri dönüyor.
I was in hopes that she'd send some note with this raincoat, along with her address.
Adresinin yanında trençkotla birlikte bir not göndereceğini umut etmiştim.
The death to which you're dooming hundreds of poor men daily... in a frantic effort to send their souls to perdition before your own... is a light pleasantry... compared to the bleeding death in the lungs... to which the great Judge has condemned you.
Öyle bir ölüm ki her gün yüzlerce masum insanı mahkum eden kendininkinden önce onların ruhlarını cehennem azabına çevirerek... sizin gibi suçu kanıtlanmış büyük yargıcın... akciğerlerindeki kanamaya kıyasla bunla size göre küçük bir şakadır.
It wasn't easy for a woman to send her son... to college in Tokyo.
Bir kadın için, oğlunu Tokyo'da üniversiteye yollamak hiç kolay değildi.
In the morning you will send Mrs. Hudson for a handsome cab, desiring her not to take the first or second which may present itself.
Sabahleyin Bayan Hudson'dan bir araba çağırmasını iste, ama ilk veya ikinci olarak ortaya çıkanlar olmamasına dikkat etsin.
Yes, I'm going to send her to the best schools in Charleston.
Onu Charleston'daki en iyi okullara göndereceğim.
I'm knee-deep in friends around here, but I can send you out in any weather, on any job,
Burada dostlar arasındayım ama seni her havada her işe gönderebilir
Wasn't it clever of me to send her over in the rain?
Onu yağmur yağarken göndermem çok zekiceydi.
Germany wanted the Tobel bomb sight, but will send her thousands of them in our airplanes.
Almanya Tobel bombasını istiyordu şimdi binlercesini uçaklarımızla onlara göndereceğiz.
- Send her right in please.
- Onu hemen içeri gönder lütfen.
Don't know who the Bishop is going to send in his place... but whoever he is...
Piskopos onun yerine kimi gönderecek bilmiyorum ama... - her kim ise...
But if they send him to prison, it will martyr him in her eyes.
Ama, onu hapse gönderirlerse, onun gözünde mağdur olmuş olacak.
Get a composite photo of these and send them to every editor in the East.
Bunların kompozit bir fotoğrafını al ve Doğu'daki her yayımcıya gönderin.
Since I was in it with her, that gun could send us both to the chair.
İşbirlikçisiydim, silah ikimizi de elektrikli sandalyeye yollar.
Put Maxwell in her slot and send her on after the cyclists.
Onun sırasına Maxwell'i koy, o da bisikletçilerden sonra çıksın.
Send out every man we can spare, surprise the Sioux in his camp...
Bulabildiğimiz her adamı göndererek sürpriz bir şekilde Sioux Kampını basalım...
I've got everything covered, but in case something does go wrong and I can't make the payoff myself, the cards will identify you to whoever I send with the money.
Her şeyi ayarladım. Ama bir terslik olur da ödemeyi ben yapamazsam parayı gönderdiğim kişiler sizi bu kartlarla tanıyacak.
"Send me over 20 feet's worth of paintings in assorted colours."
"Her renkten 7 metre tutacak tablo yollayın."
The princess requests you to send it to her with enough water to bathe in.
Prenses küvetin doldurulup gönderilmesini istiyor.
You send her a wire in a couple of days and she'll come running.
Bir iki gün içinde kıza bir telgraf çekersen hemen gelecektir.
Send her right in, please.
Hemen içeri yollayın lütfen.
Put her in a canoe and send her back.
Onu bir kanoya bindir ve gönder.
I think I'll send her and the kids back to her folks in Virginia.
Galiba onu ve çocukları Virginia'ya ailesinin yanına geri göndereceğim.
We'll send out a call to every city in Greece.
Yunanistan'in her sehrine haber gönderecegiz.
It will all be there next year, they'll send another party up in the spring.
Oradaki her şey baharı bekleyecek, yeni grubu o zaman gönderirler.
I will inform the coroner and he'll send a preacher out here In order that things are done proper.
Yargıca söylerim buraya bir rahip gönderir her şeyi uygun biçimde yapar.
Her neighbors decided to chip in and send her.
Komşularla ona bir çip yerleştirip buraya göndermişler.
Son, all I'm asking you to do is to finish Yale. Then if you still want to marry her, return and marry her with my blessing. I'll send you both off to Europe for a honeymoon.
Yale'deki öğrenimini bitirdikten sonra hâlâ Loomis'in kızıyla evlenmek istersen balayı için seni Avrupa'ya gönderirim.
The law demands that every landowner send soldiers to give me service or pay a tax in silver, is that correct?
Kanuna göre, her toprak sahibi, hizmetime asker göndermek, veya gümüş üzerinden vergi ödemek zorunda, Doğru muyum?
Why don't you both send in reports and let London decide?
Neden her ikiniz de Londra'ya mesaj geçip kararı onlara bırakmıyorsunuz?
send her up 20
send her away 18
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
send her away 18
ines 33
in fact 10253
internet 115
india 252
invite 16
invasion 24
inter 39
instagram 35
interior 21
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
inside 950
indian 84
indiana 185
intelligent 217
indeed 4544
instant 24
international 47
intel 28
interpol 81
independence 32
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
intelligence 152
internal 17
interview 123
inch 105
inferno 25
incredible 769
indians 76
insight 19
instead 1488
intelligence 152
internal 17
interview 123
inch 105
inferno 25