English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Send them in

Send them in traduction Turc

560 traduction parallèle
Send them in.
İçeri gönder.
Take that to Shubin, have him send them in the first diplomatic mail to Holland.
Bunları Shubin'e götür ve ilk diplomatik postayla Hollanda'ya göndermesini sağla.
I've got to stay here and send them in the other direction.
Kalıp onları yanlış yönlendirmeliyim.
Send them in.
Lütfen içeri alın.
SEND THEM IN.
İçeri gönder.
Send them in here.
İçeri gönderin.
- Send them in.
İçeri gönder.
We grow'em right here in Texas and they send them in from Florida.
Biz, burada, Teksas'da yetiştirelim, onlar Florida'dan göndersinler.
Right. Send them in.
Pekâlâ askerleri gönderin.
- Send them in.
- Onları içeri al.
If you find anyone else, send them in.
Eğer birini bulursanız yollayın.
Send them in.
İçeri gönder onları.
Yu Jiang and The Swamp Master are here Send them in
Yu Jiang ve Ejder Beyi buradalar içeri al!
There are a couple of kids around, stir them up and send them in to make a couple of bucks.
Etrafta birkaç çocuk var, onları kışkırtıp birkaç dolar kazandırmaya gönder.
If anyone wants to inspect you I'll send them in.
Seni incelemek isteyen olursa onları içeri yollarım.
They won't send them in 10s or 20s.
Onar veya yirmişer göndermezler.
Send them in.
Onları içeri gönderin.
You send them in.
Onları gönderin.
– May I send them in after you've left? – Yes.
- Siz gidince mi içeri yollayayım?
- Okay, send them in.
- Tamam, içeri gönder.
They could send us a signal, in four years'time it would get here, and then we could reply eight years later to them.
Bize bir sinyal yollasalar buraya ulaşması 4 yıl sürer, Ve biz de cevap versek 8. Yılda onlara geri döner.
- What do you do with them? Send them back to fight in the war.
Düşmanla savaşmak için geri gönderin.
I want you to take five dozen roses... deep red roses... and I want you to put them in a basket... and send this basket tomorrow morning to Madame Colet.
Beş düzine gül istiyorum... koyu kırmızı güller. Onları bir sepete koyup bu sepeti... yarın sabah Madam Colet'e göndermenizi istiyorum.
I'll telephone the hotel in Visegrad and ask them to send a car.
Visegrad'daki otelimizi arayıp bize bir araç göndermelerini isteyeceğim.
Send them away, and come back in here.
Onları gönderip buraya geri gel.
Then why do you send them up in that weather?
O halde onları o havada neden havalandırıyorsun?
- Orders are to collect all petrol boats of 30 feet and over I can lay my hands on shove crews in, fill them and send them to Ramsgate.
- 10 metre üstündeki tekneleri toplayıp içine mürettebat koyup Ramsgate'e yollama emri aldım.
Germany wanted the Tobel bomb sight, but will send her thousands of them in our airplanes.
Almanya Tobel bombasını istiyordu şimdi binlercesini uçaklarımızla onlara göndereceğiz.
They're fine, clean young boys from good homes... and we can't send them off to be killed... in the rockets'red glare, bombs bursting in air... without anybody to say goodbye to them, can we?
İyi ailelerden gelen, iyi ve temiz oğlanlar ve kimse onlarla vedalaşmadan onları roketlerin kırmızı parıltıları ve hava patlayan bombalarla ölmeye gönderemeyiz, değil mi?
Get a composite photo of these and send them to every editor in the East.
Bunların kompozit bir fotoğrafını al ve Doğu'daki her yayımcıya gönderin.
- You'll send them up in the fall?
- Sonbaharda mı göndereceksin?
Send them out in the streets to tell their friends... how wonderful it is to be scared to death.
Onları sokaklara salıp tanıdıklarına anlatmaları için... Ölümden korkmak ne harika bir şey...
Either there is a civil strife in heaven, or else the world, too saucy with the gods, incenses them to send destruction.
Ya bir iç savaş var göklerde ya da göklere karşı geldiği için tanrılar yıkmak istiyor dünyamızı.
As for the flowers, I was requested to send them to a place in Sheridan Falls.
Sheridan Falls'da bir yerden çiçek göndermelerini rica etmiştik.
Yes. For in that act I saw something that might unite our torn and bloody land, and put an end to Greeks killing Greeks, and send them marching under Philip on their holy mission... to conquer Persia and destroy it.
Bence bu olay, kana bulanmış perişan ülkemizi birleştirebilir Yunan kardeşin kardeşi kırmasına son verir Philip'in komutası altında onları kutsal görevlerine, Pers ülkesini fethedip yok etmeye koşturur.
I would send them this louse in a registered letter!
... onlara bu biti taahhütlü mektupla göndereceğim!
You force your way in, you remove remains of long-dead kings and send them to the British Museum where thousands of people can stare at them.
Zorla giriyorsunuz, yüzyıllardır ölü kralların kalıntılarını alıp... ... binlerce insanın onları seyredeceği... ... İngiltere Müzesi gibi yerlere gönderiyorsunuz.
The rest of the troops will stand by in reserve until I send for them.
Kalan bölükler, ben çağırana kadar beklemede duracaklar.
There's still a war going on in Japan, you might send them over there.
Japonya'da savas hala sürüyor oraya gönderin.
We'll send for them and, in the meantime, I can buy you new ones to take the place of the old ones.
Onları istetiriz, bu arada ben sana yenilerini alırım... eskilerinin yerine.
And if it did, we could write out papers telling our side of the story, seal them in bottles and send them floating on the sea.
Fark da etse, kağıtlara hikayenin bizim gözümüzden olan halini yazıp boş şişelere koyup denize bırakabilirdik.
You send them out to people in films and a few days later maybe they phone you
Sinema işindeki insanlara gönderirsin. Belki onlar da birkaç gün içinde ararlar ve bu şekilde keşfedilmiş olursun.
And knowing that these mutated creatures exist outside the city, you're willing to send one of us in amongst them?
Dışarıda mutasyon geçirmiş yaratıklar olduğunu bile bile aramızdan birini oraya mı göndereceksiniz?
And nobody can ever make me believe that Jewel Mayhew didn't send them!
Bunları Jewel Mayhew'in göndermediğine kimse beni inandıramaz!
I send them now'n telegram on that country in the river.
Onların nehirde o ülkede şimdi telgraf gönderiyorum.
Watch out for as soon as it pleases them, they will send you out to protect their wealth in wars...
Dikkatli olun çünkü canları istediği anda, sizi servetlerini korumanız için savaşa gönderirler...
Tell them to send someone in the morning.
Söyle sabah birini göndersinler.
Now, if you put them in jail you could send somebody to Sweetwater for the marshal there.
Onları şimdi hapse atarsın ve Sweetwater'da şerife birilerini gönderebilirsin.
Send them air freight to Bradley Morahan, care of Cooley's store, Checkabarame.
Hava yoluyla Cooley'in dükkanı eliyle Bradley Morahan'a gönder.
And send the Boleyns, father, mother, son and eldest daughter, back to their castle in Kent, and send Annee with them tonight.
Ayır. Boleynleri ; babayı, anneyi oğlanı ve en büyük kızı Kent'teki şatolarına gönder. Anne'i de onlarla birlikte yolla.
Okay, I'll send them over in twos and threes.
Pekala, onları ikişer üçer göndereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]