Sexuality traduction Turc
806 traduction parallèle
I heard cabbie's see all types of sexuality
İnsan sizin meslekte en olmayacak şeyler görürmüş anlaşılan. Anlaşıldı!
Same routine, sexuality, same old jazz,
Hep aynı şey... Hep cinsellik... Hep bu konuşuluyor...
I'm not denying the importance of sexuality in all our lives. ... as a contributing factor, but you'll never convince me. ... it's the one and only cause of neurosis.
Cinselliğin hepimizin yaşamında katkıda bulunan bir faktör olduğunu inkâr etmiyorum ama nevrozun tek nedeninin cinsellik olduğuna beni asla ikna edemezsin.
At war with our society. which would collapse in a day if sexuality were allowed free expression.
Cinselliğin serbestçe ifade edilmesine izin verilirse bir günde çökecek toplumumuzla mücadele içinde.
Unless it entailed pain or violence, it would mean nothing to the child. ... for the good and simple reason that he has no sexuality.
Cinselliğe sahip olmaması gibi iyi ve basit bir nedenle acıya veya şiddete yol açmadıkça, çocuk için hiçbir anlamı olmayacaktır.
There must be sexuality in childhood.
Çocukluk çağında cinsellik olmak zorunda.
There is no guilt in sexuality at its source.
Cinselliğin kaynağında bir kusur yok.
To be specific, what do you think of infantile sexuality?
Daha açık sorayım, bebeklik cinselliği hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
These past generations'idea of sexuality as something sordid and simple, has always been foreign to you.
Bu önceki nesillerin cinsellik ve aşk üzerindeki görüşlerinin banalliğini ve sıradanlığını siz hiçbir zaman dikkate almadınız.
- It's sexuality.
- Cinsellik.
For me, first of all, sexuality means skin.
Bence, her şeyden önce ; cinsellik, cilt temasıyla başlar.
Sexuality...
Seksi bir şekilde...
Your mother and I had what you'd call... different sexuality outlooks.
Annenle bizim, sizin deyiminizle sekse bakış açımız farklıydı.
Here the theme is "Sexuality and the Break."
Buradaki tema "Cinsellik ve Parçalanma".
You told me yourself that sexuality couldn't be understood by itself.
Sen cinselliğin kendi başına anlaşılamadığını bana kendin söyledin.
Penic erection was one of the many unsolved evolutionary mysteries of sexuality.
Penis ereksiyonu, cinselliğin anlaşılmayan evrimsel gizemlerinden biridir.
Sexuality declined probably because we no longer needed to procreate.
Cinsellik, büyük olasılıkla artık üremeye gerek duymadığımız için köreldi.
Sexuality equals fulfillment on earth and frees us from constraints dictated to us.
Cinsellik, insanları eşit kılar ve bizelere dikte edilen baskılardan özgür kılar.
Selfish, subnormal and obsessed by its own sexuality.
Bencil, geri zekâlı ve kendi cinsiyetine karşı takıntılıydı.
Bi-sexuality is a lot older than any of my blocks.
Tarihte çift cinsiyetlilik, benim bütün görüşlerimden daha eskidir.
Pleasure and sexuality and horror and obscenity.
Zevk ve cinsellik ve korku ve müstehcenlik.
What naturally follows thoughts of the sea and murder... is the thought of love or sexuality.
Bu fikri doğal olarak takip eden şey aşk yada cinsellik fikridir.
I examine the conditions of sexuality in the brain.
Beyinde ki cinsel koşullandırma konusunda çalışıyorum.
"From the outside, my days in baseball seemed glorious, but the greater my fear became of my true sexuality, the more I compensated with typical Don Juan promiscuity."
"Dışarıdan bakınca beysbol günlerim fevkalade güzeldi." "Ama gerçek cinselliğimle ilgili korkularım büyüdükçe..." "... kadınlarla daha da pervasızca ilişkiye girmeye başladım. "
I'm everything that's forbidden, that's shameful... a black woman with an undefined sexuality... shameless and irresistible.
Ben yasaklanan herşeyim, Utanç vericiyim... tarif edilemeyen cinsellikteki siyah bir kadınım... utanç verici ve karşı konulamaz.
People will say, "Billy Ray, you're sexy," and not understand my sexuality.
İnsanlar "Billy Ray, sen seksisin," diyor ama seksapelimi anlamıyor.
If our Lord wasn't testing us, how would you account for the proliferation these days of this obscene rock and roll music with its gospel of easy sexuality and relaxed morality?
eğer Tanrımız bizi denemiyorsa, bu günlerde "rock and roll" denen müstehcen müziğin seksi ve gevşek ahlakı da beraberinde yaymasını başka nasıl izah edebilirsiniz?
"They're treading water in a sea of retarded sexuality and bad poetry".
Buruşuk çekicilik ve kötü söz yazımı denizindeki ufak dalga gibiler
It will always be horrible for me to be the Master, but there ´ ll be no more sexuality in me.
Benim Patron olmam çok kötü olacaktır ama içimde en küçük bir seks isteği bile kalmayacak.
Because I didn't see it as having anything to do with my sexuality.
Çünkü seksapelime bir etkisi olduğunu görmedim.
I get a kick out of eminent... sociologists and psychologists... who spew fonh theories of sexuality... when I've seen them... being flogged with wet towels in a massage parlour.
Götlerinden cinsellik üzerine teoriler uyduran ünlü sosyolog ve psikologları masaj salonlarında ıslak havlularla dövüldüklerini görmek bana inanılmaz bir zevk veriyor.
You'll radiate an aura of energy and sexuality that even Al can't resist.
Sen enerji ve cinsellik yayacaksın ve buna Al bile karşı koyamayacak.
Psychological scars stemming from moral conflicts... and overt sexuality.
Ahlaki çatışmalardan ve açığa vurulmuş cinsellikten kaynaklanan psikolojik yaralar.
... explores the byways of sexuality... is ahead of its time.
... cinselliğin yan yollarını keşfeden bir kitap... çağının ötesinde.
"The History of Sexuality" by Foucault.
Foucault'nun "Cinselliğin Tarihi".
You know, it's just so... Human sexuality is just...
Bilirsin, sadece cinsellik işte.
Perhaps his sexuality is too strong for you. Too strong?
Cinselliği belkide senin için çok kuvvetli.
Which exercise would you find most beneficial to geriatric sexuality?
Geriatrik cinsellik açısından hangi egzersizleri... yararlı buluyorsunuz?
The Horga'hn is the Risian symbol of sexuality.
Horga'hn, Risia'ya özgü cinsellik sembolüdür.
Your data bank on sexuality, level two, will define parameters.
Cinsiyet hakkındaki veritabanın, seviye iki, özellikleri belirleyecektir.
Perhaps his sexuality is too strong for you.
Cinselliği size çok ağır gelebilir.
The awkwardness you feel, walking down the street and some leering fool is making fun of your sexuality the turmoil you feel, extra bad when that time of the month comes around the anger you feel that your mom and dad won't let you grow up and be yourself, be a woman.
Sakarlaştığını hissetmen, sokakta yürürken... ağzı sulanan bir aptalın cinselliğinle dalga geçmesi... özellikle ayın muayyen günlerinde artan içinde hissettiğin o karmaşa... annen ve babanın büyümene ve... bir kadın olmana izin vermeyişlerine karşı duyduğun öfke.
- Uh, well, um do you have a problem with your sexuality?
- Şey... - Cinselliğinizle ilgili bir sorununuz mu var?
- Are they afraid of women's sexuality?
- Kadınların cinselliğinden korkuyorlar mı?
We can get to know ourselves by exploring different sides of our sexuality with our partner or indeed different partners.
Partnerlerimizle cinselliğin... uzak uçlarını keşfedebiliriz, ya da partnerimizi değiştirebiliriz.
You wanna present an image of a man... who's very comfortable with his sexuality.
Cinselliğiyle son derece rahat bir adam izlenimi vermek istersin.
I had no idea you were filled with such sexuality.
Senin böyle dolu olduğunu hiç bilmiyordum cinsellikle.
Madonna exploit her sexuality on her own terms.
Madonna cinselliğini kendine göre sömürüyor.
What does it mean to exploit your sexuality on your own terms?
"Cinselliğini kendine göre sömürmek" ne demek?
The representation of female sexuality that she offers is of strength and self-determination.
Kadın cinselliğini güç ve kararlılıkla yorumluyor.
Exploitation of sexuality has achieved a new... respectability because some of those women whose bodies are being exploited have gained control over that exploitation.
Cinselliğin sömürüsü yeni bir saygınlığın başarısıdır. Çünkü vücudu sömürülen kadınların bazıları sömürünün kontrolünü ellerine geçirirler.