Shapes traduction Turc
989 traduction parallèle
If we look for life in the universe we have to understand it will come in different shapes and sizes.
Eğer uzayda yaşamı araştırıyorsak Şunu anlamalıyız ki Bu yaşam çok farklı şekillerde ve boyutlarda olacak.
This is a lava lake where submarine flows of lava have become twisted into dramatic shapes.
Burası, deniz altı lav akımlarının, ilginç şekillerde kıvrıldığı lav gölü.
This is very characteristic of how lava forms or the sort of shapes lava forms as it hits the ocean floor.
Bu lavın, tipik şekillenme biçimi ya da lav formlarının okyanus gibine çıktıklarında aldıkları biçimler.
Anywhere you go today, you see these kind of fossils with these shapes, you know you're walking on rocks that were once covered by water.
Bugün, nereye giderseniz gidin, bu şekillerde ve bu türde fosillerle karşılaşabilirsiniz ve bir zamanlar suyun altındaki kayaların üzerinde yürüdüğünüzü bilirsiniz.
Ironically, the first people to take a real interest in these strange shapes in the rocks were not scientists, but fossil hunters like Chris Moore, who made a living selling them to tourists.
İroniktir, kayalardaki bu tuhaf şekillerle ilgilenen ilk insanlar bilim insanları değil, Crish Moore gibi fosil avcılarıydı. Bu fosilleri, turistlere satarak hayatlarını kazanıyorlardı.
And it's these funny shapes, these bulbs and these contorted things that we see all over this face here that tells us that these volcanic rocks were erupted underwater.
Ve bu ampule benzeyen komik şekillerle, bu eğri büğrü şeyler burada yüzeyde gördüğümüz her şey ve bize bu volkanik kayaların, suyun altında patladığını söylüyor.
The Devil is everywhere and takes all shapes.
Şeytan her yerdedir ve her şekle girer.
Knowest thou, rash youth... devouring flames,... foul monsters, shapes of death beset the path?
Ey aceleci genç, yol boyunca yutan alevleri, iğrenç canavarları, her yanı kuşatmış ölüm çeşitlerini biliyor musun?
The shapes between the trees, resembling the shell of some mythical animal are just the roof tiles of the village.
Ağaçların arasındaki efsanevi bir hayvanın iskeletini çağrıştıran bu kabuklar köyün çatılarından başka bir şey değil.
And girls of all nations, shapes and sizes.
Her milletten, her tipten kadınlar.
They came in all shapes and sizes, from little, crawling horrors about the size of a chicken to hundred-ton nightmares.
Türlü şekil ve boyutlardaydılar, bir tavuk boyutundaki korkunç ufak sürüngenlerden... yüz tonluk kabuslara kadar.
It is by these small candles in our darkness that we see before us little by little the dim outlines of that great plan that shapes the universe.
Karanlığımızın içinde gösteren evreni şekillendiren büyük planın belirsiz ışıklarını bize parça parça bu küçük mumlar sayesinde.
The shifting shapes begin to clear.
Şekiller netleşmeye başladı.
There's a divinity that shapes our ends, rough-hew them how we will.
Tanrısal bir güç karışıp işe, biz ne taslaklar çizersek çizelim son biçimi o veriyor kaderimize.
Country boats of all shapes and sizes brought the jute to the factories.
Çok çeşitli boylar ve şekillerdeki köylü tekneleri ile fabrikalara taşınırdı.
Only the unchanging shapes of fear and doubt and death are from our world.
Sadece korkunun değişmez şekilleri ve şüphe ile korku bizim dünyamızdan gelmektedir.
I think it is the weakness of my eyes that shapes this monstrous apparition.
Gözlerim mi karardı da yorgunluktan, bu korkunç görüntü gelir gibi oluyor üstüme doğru?
The shapes of bodies or objects buried for over 2000 years are reconstructed this way.
2000 yıldan beri gömülü duran bedenler veya objeler bu şekilde yeniden oluşturuluyor.
In the regular shapes of crystals lay hidden the secret of the atom's existence. Of course, the microscope doesn't show atoms.
# Ne zaman gösterecek aynalar #
They could not discern the shapes of heads, stunning.
Kafalarının şeklini fark edemiyorlar, şaşırtıcı.
I usually might get the shapes of these things.
Neye benzediğine emin değilim.
I can add colors to the chameleon... change shapes with Proteus for advantages... and set the murderous Machiavel to school!
Bukalemunun renkleri benim renklerimin yanında hiç kalır, Proteus'la * kılık değiş tokuşu yaparım, katil Makyavelli * yanımda okul çocuğu gibidir.
Shapes up to burn down either your place, or my brother's.
Anlaşılan ya senin evini ya da kardeşiminkini yakıp yıkmak istiyorlar.
I do not know what power shapes my way, but my feet are set upon a road that I must follow.
Yolumu hangi gücün çizdiğini bilmiyorum... fakat ayaklarım, izlemem gereken bir yola değdi.
Twelve sets of eyes, ears, shapes and sizes.
On iki çift göz, kulak... Farklı şekiller ve boylar.
Trees and vines laden with fruit of strange shapes and colors.
Garip şekil ve renklerde meyvelerle yüklü ağaçlar ve asmalar.
- Some changeable shapes.
- Bazı değişken şekiller.
- Look at the different shapes.
- Farklı şekillere bakın.
They makes cages in all sizes and shapes, you know.
Her boy ve şekilde kafes yapıyorlar biliyorsun.
Evil spirits take so many shapes, it's completely confusing.
Kötü ruhlar çok çeşitli kılıklara girebilirler,... bu tamamen şaşırtmacadır.
Yeah, that's about the way it shapes up, Ed.
Evet, sözünü ettiğin şey, işlerin yolunda gitmesiyle ilgili, Ed.
Well, if she was telling the truth, which she usually does, it shapes up something like this.
Eğer söyledikleri doğruysa, ki genelde doğruyu konuşur, olaylar şöyle gelişiyor :
These shapes suggest some kind of apparatus, instruments.
Şu şekiller bana bunun bir çeşit cihaz, aygıt olduğunu düşündürtüyor.
The flesh and brain and what you call the personality, distilled down into these compact shapes.
Et ve beyin ve kişilik dediğiniz şey bu şekillerin içinde damıtılmış halde duruyor.
Colours, shapes, mathematical equations, fused and blurred.
Renkler, şekiller, matematik denklemleri iç içe geçmişti.
There is no way to judge what the unusual shapes will do to the energy flow.
Garip şekillerin enerji akımına ne yapacağını kestirmek zor.
There's all sorts of shapes.
Her türlü şekilde.
Ever since you told me how you could see shapes in it...
Bana içinde nasıl şekiller göreceğimi öğrettiğinizden beri,
Presents and prizes And sweets and surprises Of all shapes and sizes And now
Hediyeleri ve ödülleri her şekilde ve boyutta tatlıları ve sürprizleri.
I can tell by shapes and textures.
Kıvrımlarından ve dokusundan anlarım.
All colors and shapes.
Rengarenk, şekil şekil.
This sludge or slime gathered into large lumps and slowly formed different shapes.
Bu tortu ya da balçık geniş yumrular halinde topaklantı ve yavaşça değişik şekillere dönüştü.
"A man with a strong will shapes the world at his taste" Goethe.
"Güçlü bir iradeye sahip olan insan, dünyayı istediği gibi şekillendirir." Goethe.
Different colors, different shapes.
Farklı renkler, Farklı şekiller.
The stones are sent in all sizes and shapes of parcel.
Taşlar her boyutta ve biçimde koliyle gönderilebiliyor.
Observe the different sizes and shapes.
Farklı boyda, farklı tipteki insanları izleyin.
Now, they're all of varying sizes and shapes and all of different species... and you'll find that most of them grow in tropical climates.
Hepsi değişik boylarda biçimlerde ve değişik türlerde... pek çoğu tropikal iklimlerde yetişen türler.
Joiner, are you still workin'those shapes?
- Joiner, hala bunlarla mı uğraşıyorsun?
( man # 1 ) lt was a fantastic sight to see so many ships of all shapes and sizes, and all going one way.
Her ebatta ve büyüklükte gemiden oluşan o kadar büyük bir filonun aynı yöne gittiğini görmek müthişti.
These peasant shapes are not to my taste.
Köylü görünümleri benim zevkime göre değil.
He marveled at the delicate shapes of snowflakes.
# Ne zaman gösterecek aynalar #