She's alive traduction Turc
2,805 traduction parallèle
- Signs that she's alive?
- Kızımın hayatta olduğuna dair şey var mı?
The last one to see Louise alive. - Her Husband says she's here.
Louise'i canlı gören son kişi.
Emilie's mother has come to believe she is still alive. Yes...
Emilie'nın annesi yaşadığına inanmaya başladı.
She's alive.
Yaşıyor mu?
- We don't know if she's alive.
Yaşadığından da emin değiliz.
Even if we find the container, we can't be sure that she's alive.
Konteyneri bulsak bile kızın yaşadığından emin olamayız.
Let's say that we find the container and that she's alive.
Diyelim ki konteyneri bulduk ve kız yaşıyor.
And ask you, whether she's dead or alive, and where she's buried
Ve sana onun yaşayıp yaşamadığını, ya da cesedinin yerini soracaktım.
( Sighs ) I hope that she's still alive.
- Umarım hala hayattadır.
So if Sarah's alive and comes back after Ron and Dana have given up, they'll never forgive themselves. But if she's dead, and they don't move on, they could spend decades just waiting.
Eğer Sarah hayattaysa ve Ron ve Dana artık pes etmişken çıkıp gelirse kendilerini asla affetmezler ama eğer öldüyse ve hayatlarına devam etmezlerse de bekleyerek yıllarını mahvedecekler.
Rachel's... She's alive?
Rachel hâlâ yaşıyor mu?
She's alive!
Yaşıyor!
Of course, we don't know her name but she was a survivor, and we could call her simply "Mother", because there is a tiny genetic mutation in every single person alive today who isn't from Sub-Saharan Africa,
Tabiki ismini bilmiyoruz ama hayatta kalmış. Ve biz ona basitçe "anne" demeliyiz. Çünkü burada küçük bir genetik değişim var.
She's alive right now.
Şu anda hayatta.
I just hope she's still alive.
Umarım hala hayattadır.
She's alive.
- Yaşıyor.
So you think maybe she's still alive?
Yani hayatta olabileceğini düşünüyorsun?
And that's how you know she's still alive.
Bu yüzden hayatta olduğunu söylüyorsun.
Do you even know what it means if she's alive?
Hayatta olması ne demek biliyor musun?
– She's alive?
- O yaşıyor mu?
It's a miracle that she's still alive.
Onun hala yaşıyor olması bir mucize.
Quick, get away! She's alive.
Yaşıyor.
She's still alive!
Yaşıyor dedim!
Are you being so nervous that... you have to get her out when we don't even know if she's alive or not?
O kadar ürküyor musunuz? Hala ölü mü diri mi bilinmeyen birini çabucak kovacak kadar ürküyor musunuz?
What's the reason that she hasn't come back when she's alive and well?
Mükemmel şekilde yaşıyor olsa neden ortaya çıkmasın ki?
What happened to Suh Eun Gee? Why are they hiding her away when she's alive and well?
Seo Eun Gi'ye ne olmuş olabilir ki yaşayıp iyi olduğu halde onu böyle sessizce saklıyorlar?
She is alive and well, but she's not thinking about the company. Why do you think she hasn't come back for almost a year now?
Böyle sağ salimken şirketi terk edip neredeyse bir yıldır gelmemesinin nedeni sizce ne olabilir?
When Mum was alive, she spoilt her rotten.
Annem sağken onu çok şımarttı.
But she's alive.
Fakat o yaşıyor.
You know where Director Suh is, don't you? What's the reason for not coming back when she is alive and well?
Müdür Seo'nun nerede olduğunu biliyorsun değil mi?
After the owner of this house killed herself she came to work everyday as if the landlady was alive
Burasının ev sahibi kendini öldürünce her gün buraya gelip çalışmış. Ev sahibi sanki yaşıyormuş gibi.
She's still alive.
Hala yaşıyor.
She's alive?
Hayatta mı?
She's alive.
Hayatta mı?
You killed her but... she's still alive?
Onu öldürdün ama yaşıyor mu?
She's alive.
Yaşıyor.
I thought if your very beautiful mother were alive, and if she could somehow see this scene, her son at work and his father a resident at Harbor Street shelter for the homeless.
Sonra güzeller güzeli annenin yaşıyor olup bu halimizi görebildiğini düşündüm oğlu, babasının da kaldığı evsizlere barınak olarak yapılmış Harbor Street'te çalışıyor.
You don't think she's still alive, do you? ]
Yaşamıyordur, değil mi?
She's not alive.
Hayatta değil.
Just let us know she's alive, okay?
Sadece Anna'nın hayatta olduğunu söyle, tamam mı?
She's still alive in there.
O hâlâ içeride yaşıyor.
We don't even know if she's alive or dead.
Onun hayatta olup olmadığını bile bilmiyoruz.
We know she's alive.
O hayatta..
You've got little Mickey back with hubby, assuming she's alive.
Küçük Mickey kocasına kavuşur, tabii yaşadığını farzedersek..
She's not dead She's still alive
Ölmemiş, hala yaşıyor.
My mom's still alive, isn't she?
Annem hala yaşıyor, değil mi?
She's still alive.
Hala hayatta.
She's alive.
O yaşıyor.
Even though she's alive, maybe she's gone.
Hayatta bile olsa belki de artık gitmiştir.
I don't know if she's dead or alive.
Sevgilim hayatta mı değil mi bilmiyorum.
If she's still alive.
Eğer hala hayattaysa.
alive 714
alive and well 49
alive or dead 65
she's my sister 210
she's my cousin 38
she's a teacher 19
she's crazy 250
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's my friend 189
alive and well 49
alive or dead 65
she's my sister 210
she's my cousin 38
she's a teacher 19
she's crazy 250
she's an angel 39
she's a doctor 61
she's my friend 189
she's a student 17
she's my girl 23
she's a bitch 68
she's my niece 28
she's a nurse 43
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's beautiful 582
she's nice 199
she's not here 659
she's my girl 23
she's a bitch 68
she's my niece 28
she's a nurse 43
she's my mother 114
she's my best friend 111
she's beautiful 582
she's nice 199
she's not here 659
she's 3411
she's my wife 185
she's my daughter 242
she's my girlfriend 101
she's awesome 57
she's my mom 39
she's a good person 54
she's hot 211
she's my favorite 16
she's my baby 33
she's my wife 185
she's my daughter 242
she's my girlfriend 101
she's awesome 57
she's my mom 39
she's a good person 54
she's hot 211
she's my favorite 16
she's my baby 33