She threatened me traduction Turc
133 traduction parallèle
She threatened me.
Kadın beni tehdit etti.
She threatened me.
Beni tehdit etti.
She threatened me. I patronized her.
O tehdit etti, ben iltifat ettim.
Because she threatened me. My aunt.
Çünkü halam beni tehdit etti.
- Well, she threatened me.
- Şey, çünkü beni tehdit etti.
You saw that. She threatened me!
Gördünüz, beni tehdit etti!
She threatened me, what do we do with her?
Beni tehdit ediyor, ne yapalım şimdi buna?
- She threatened me.
Sana gününü göstereceğim.
I think she threatened me and the kids.
Beni ve çocukları tehdit etti.
She threatened me with mace and then slugged you.
Beni tehdit edip senin fahişen olmakla suçladı.
And a woman showed up she threatened me.
Ve bir kadın çıkageldi Beni tehdit etti.
She threatened me with my own club.
Beni kendi kulübümle tehdit etti.
Your Majesty, I brought it to respected Maham Anga's notice that the letter was written before marriage but she threatened me and used the letter for her own ends.
Şahım, ben Maham Anga'ya o mektubun evlenmeden önce yazıldığını söyledim ama o beni tehdit etti ve mektubu kendi çıkarları için kullandı.
I told Ruth I would never give Richard a divorce. Then she threatened to kill me. "
Ruth'a Richard'tan asla boşanmayacağımı söylediğim zaman beni ölümle tehdit etti. "
She threatened me with a shotgun.
Silahı ondan almaya çalıştım ve silah ateş aldı ve o yaralandı. Beni öldürmekle tehdit etti.
She's threatened me several times over the phone.
- Telefonda birçok kez tehdit etti.
From the moment I left her she has threatened me constantly.
Onu terk ettiğinden beri sürekli beni tehdit ediyor.
Eventually, she threatened to call the police, and when she caught me again, well, I had to stop her.
Sonunda polisi aramakla tehdit etti ve beni bir daha çağırdı, onu durdurmalıydım.
She threatened to kill me.
Beni öldürmekle tehdit etti.
She threatened me.
O, beni tehdit etti.
The girl next to me, she threatened him, took something, got shot and ran away.
İki kurşun. Yanımdaki kız tehdit etti. Bir şey aldı, vuruldu ve kaçtı.
- FYI, Abby Morgan's name is on this report because she threatened my life and didn't help at all and spent the entire week just verbally abusing me.
- Bilginiz olsun, Abby Morgan'ını ismi orada yazıyor çünkü beni tehdit etti ve hiç te yardım etmiyip bütün haftayı beni aşağılayarak geçirdi.
Sounds to me like she was being threatened.
Bana tehdit ediliyor gibi görünüyor.
Him and his main muscle threatened to kill me unless she went with him.
o ve kaslı arkadaşı onlarla gitmezse beni öldürmekle tehdit etti.
She threatened to fire me.
Beni işten kovmakla tehdit etti.
- Well, she threatened to Mace me.
- Yap o zaman. Sprey sıkmakla tehdit etti.
She wants to tell me, but he threatened her if she did!
Adrienne bana söylemek istiyor ama Tony onu tehdit ediyor.
She came back and she told me she ran... because this guy Vohland threatened her on the phone.
Geri geldi ve kaçması gerektiğini söyledi... Vohland denen adam onu telefonda tehdit etmiş.
She threatened to rat on me if we don't take her
Onu almazsak beni ispiyonlamakla tehdit etti.
She tied me to the bed and threatened to re-circumcise me.
Beni yatağ bağlayıp sünnet etmekle tehdit etmişti.
Did she tell you she threatened to stab me in my sleep?
Size beni gece uykumda boğmakla tehdit ettiğini anlattı mı?
She threatened to fire me if I didn't -
Yapmazsam kovmakla tehdit etti -
She would still be alive if you hadn't threatened to betray me.
Beni ihanetle tehdit etmeseydin o hala hayatta olacaktı.
- I'm sorry, I just, look... she threatened to tell you and I just thought you should hear it from me.
- Özür dilerim, sadece, bak beni tehdit etti ve ben de benden duyman daha iyi olur diye düşündüm.
Just where you threatened to send her if she didn't stop seeing me.
Beni görmeyi bırakmazsa göndermekle tehdit ettiğiniz yer.
I never told you this... but your grandparents threatened to disown her if she married me.
Bunu asla sana söylemedim ama büyükannen ve büyükbaban, benimle evlenirse onu reddetmekle tehdit ettiler.
- Sit down. She threatened to kill me!
- Beni ölümle tehdit etti.
- Is it Vanessa, is she threatened by me?
- Vanessa yüzünden mi, beni tehdit olarak mı görüyor?
Wh len was getting married, she threatened to use these against me.
Evleneceğim deyince aleyhime kullanmakla tehdit etti.
She stole money off me, she threatened to go to the Feds.
Benden para çalmadı mı? Polise giderim demedi mi?
She threatened to kill me several times.
Bir kaç kez beni öldürmekle tehdit etti.
I'm sorry if he feels threatened by it, but there are certain conversations she can only have with me.
Bundan gözü korkuyorsa üzgünüm ama bazı sohbetleri, yalnızca benimle yapabilir.
She... She threatened to leave me and take you with her.
Beni terk etmek ve seni yanına almakla tehdit etti.
Andy threatened me with my life if I blew off placement exams just because she's in remission.
Andy sınavda başarısız olursam beni öldürmekle tehdit etti.
She wouldn't even have admitted to me it if I hadn't threatened to drag her down here for a urine test.
İdrar tahlili yaptırması için tehdit etmeseydim itiraf bile etmeyecekti.
She threatened to report me for sexual harassment if I didn't keep sleeping with her.
Onunla yatmaya devam etmezsem beni cinsel tacizden rapor etmekle tehdit etti.
Or she's threatened to leave me, and I know she will.
Beni terketmekle tehdit ediyor, ve biliyorum yapacak.
The thought of her leaving with which she has threatened me...
Bazen beni terk edeceğine dair tehdit etse bile, onu seviyorum.
And the second a couple of months later when she threatened to name me... as the father of her child if I didn't give her five grand.
... ve ikincisi, birkaç ay sonraydı eğer beş bin vermezsem, çocuğunun babası olduğumu söylemekle tehdit etmişti.
She threatened to blackmail me!
Bana şantaj yaptı!
She threatened to fire me if I didn't go out with him.
Eğer seninle çıkmazsam, beni kovacağını söyledi.