Simplicity traduction Turc
393 traduction parallèle
In writings that have survived to this day, these unhappy women wrote down with touching simplicity how the Devil penetrated the convent.
O günlerden kalma yazılarda Şeytan'ın manastıra nasıl girip de bu mutsuz kadınları acınacak hale soktuğu yazılmıştır.
Charming simplicity.
Ne hoş bir bayağılık.
He had the simplicity of a great soul.
Muazzam ama gösterişsiz bir ruhu vardı.
Don't expect simplicity here.
Burada basitlik umamazsın.
Oh, their simplicity is beautiful.
- Yalınlıkları çok güzel.
I ask of you a little of this childlike simplicity, and, to bring us luck, let me speak four truly magic words, childhood's'open sesame':
Sizden bir parça çocuk saflığında olmanızı istiyorum, ve bize şans getirmesi için, çocukluğun gerçek sihirli sözlerinden söyleyeyim : 'Açıl susam açıl'
A beautiful and moving lesson in humility, simplicity... and pure faith.
Güzel ve etkileyici bir ders tevazuyla, sadelikle ve saf inançla alınır.
The essence of art is simplicity. lf l wanted to capture the feeling of America it wouldn't be necessary to go looking for mountains or fields of grain.
Sanatın özü basitliktir. Eğer ben Amerikanın hislerini tutsak etmek isteseydim dağlara veya çayırlardaki çimenlere bakmama gerek olmazdı.
- lt has absolutely no simplicity.
- Sadelikten uzak.
The charity work those ladies had somewhat sugar-coated... she did it, in her simplicity.
Yardım derneği bu bayanların süslü şeylere sahip olmasına çalışıyor... * o bunu yaptı, tüm sadeliğiyle.
A touch of the Arabian with Grecian simplicity.
Eski Yunan basitliği ve Arap dokunuşu...
Don't forget, the great impression of simplicity can only be achieved by a great agony of body and spirit.
Unutma ki basitliğin en harika etkisi vücut ve ruhun büyük ızdırabıyla başarılabilir.
Simplicity!
Basitliğine!
You are beauty, simplicity, life.
Güzelsin, saf ve hayatsın.
We'll never leave each other. We'll love one another with imposing simplicity.
Birbirimizden hiç ayrıImayacağız yüce saf bir aşkla birbirimizi seveceğiz.
"We'll never leave each other. We'll love one another with imposing simplicity"
"Birbirimizden hiç ayrıImayacağız yüce saf bir aşkla birbirimizi seveceğiz."
People don't hate your simplicity - they shield themselves from it.
İnsanlar sizin sadeliğinizden nefret etmiyorlar, kendilerini bundan koruyorlar.
I want to aim at materials and designs, Combining the strength and simplicity... Of the old english hand loom weavers, with the color and fire...
Malzeme ve dizaynı, eski İngiliz el dokumalarının sadelik ve sağlamlığı ve canlı Flaman renkleriyle kombine etmeyi amaçlıyorum.
But it is a silly complication of a pleasant simplicity.
Aşk, basit bir keyif unsurunun, saçma sapan karmaşasıdır.
Simplicity itself.
Çok basit.
You see, it has classic lines, but it still has the simplicity of the modern.
Klasik çizgilere sahip ancak modern modellerin sadeliğini de taşıyor.
I'm a bachelor, Sergeant. And I don't know how a woman is supposed to behave. I think the simplicity of my story, the seeming stupidity of it, made him wonder if his first suspicions weren't a trifle unjust.
Ben bir katil olsaydım, beni suçlayacak kanıtı tabiatıyla nehre atmaya çalışır ve böylece böyle bir yanlışı yapmış olan geniş kitleye katılırdım.
The simplicity.
Şu yalınlığa bakın.
Nakedness is simplicity itself
Çıplaklık kendini doğallaştırmaktır.
"More and more... " I strive for simplicity. " I use worn metaphors.
Gittikçe daha basit olmaya çalışıyorum.
There you may point out to her the reasons why my brave simplicity has failed.
Cesur saflığımın başarısız olma nedenlerini ona gösterebilirsin.
Of that suppleness you once commanded in your youth of that strange simplicity which once attracted men to you neither endures nor shall you recapture them.
Gençliğinde sahip olduğun erkekleri sana çeken o zarif basitliğin sende kalmayacak ve geri de alamayacaksın.
To remain here, a poor monk in simplicity of spirit, is it a path to bring me nearer to you?
Fakir bir keşiş gibi burada kalıp, ruhani bir sadelik içinde olmak, beni, sana daha da yaklaştıracak bir yol mu?
It is a plan of simplicity and beauty yet highly original, very daring.
Basit ve güzel bir plan, hem orijinal, hem cesur.
- If it's simplicity you want, you should see my apartment.
- İstediğin basit yaşamsa gel de benim evimi bir gör.
What I like about you, is your simplicity.
Senin farkın sadeliğin.
No simplicity.
Sadelik yok.
"Simplicity, without gaudiness."
"Gösterişsiz sadelik."
Simplicity, without gaudiness...
Gösterişsiz sadelik...
As he made animals for innocence and plants for their simplicity.
Hayvanları masumiyetleri için, bitkileri de basitlikleri için yarattı.
Your innocence, simplicity and grace... they are religious
Masumluk, merhamet ve sadelik dediğin imandan gelir.
The more complex the mind, the greater the need for the simplicity of play.
Zihin yapısı geliştikçe, basit bir oyuna daha çok gereksinim duyulur.
Utter simplicity.
Kati sadelik.
The Lord, returning to the welcoming lowlands, fixes His gaze on the simplicity of those who address Him.
Rab, insanı hoş karşılayan ovalara geri dönüyor, onda sevinç bulanların sadeliği üzerindeki zarif bakışını düzeltiyor.
If only your voice were as good as your simplicity is great!
Sesin sadeliğin kadar iyi olsaydı, muhteşem olurdu.
Both officers have presented their pleas with creditable simplicity.
Her iki taraf da meramını olanca sadeliği ile anlattı.
She loved people and simplicity.
İnsanları ve basitliği severdi.
He visited these young men who are united by a common ideal, and live life in continual contact with nature, work and simplicity, these values upon which we must rebuild our country.
Ortak bir amaçla birbirlerine sıkı sıkıya bağlı, ülkemizi tekrar inşa etmeniz gereken değerlerden olan doğayla işiyle ve sadelikle sürekli bir temas içinde bir hayat yaşayan bu genç adamları ziyaret etti.
"Simplicity" isn't exactly the word I'd use in dealing with this man, Inspector.
Bu adam hakkında konuşurken kelimelerimi dikkatli seçmeye özen gösterirdim.
They like simplicity... analyzed separately.
Basitliği,... analizleri ve farklılığı severler.
So aside from being visually impressive with their bulk and simplicity, the tombs are also a marvel of engineering skills built to withstand the onslaught of thieves.
Görsel olarak hacim ve basitliklerinin yanı sıra bu mezarlar hırsızların saldırısına dayanacak mühendislik harikasıdır.
From then on, his plan was simplicity itself.
O andan itibaren, planı son derece basitleşmişti.
Forgive and you shall be forgiven, and live in simplicity. - Get away! - Move off, idiots!
Affet, affedilirsin, ve basit yaşa.
" Become a dove a dove in high and light flight of contemplation and in the burning love and the simplicity you go with go back from that flight height in which you pretend to own me because the time hasn't come of such wisdom and adapt to this one that I now impart to you....
"Güvercin olmak güvercin olup yükseğe çıkıp ışığın temaşasında savaşmak aşk ateşiyle pervane olup sadeliğe doğru yol almak savaştığın yükseklikten geri gelip ki bu yer bana rol kestiğin yer çünkü zaman hiç gelmedi bir tür bilgelik buna intibak et şu anda sana bildiriyorum..."
They got into automobiles which bore them to Long Island, and somehow they ended up at Gatsby's door, come for the party with a simplicity of heart that was its own admission ticket.
Diğerleri otomobilleriyle Long Island'a gelip, kendilerini her nasılsa Gatsby'nin kapısında, girebilmenin tek koşulunun basitlik olmak olduğu bu partilerde bulurlardı.
Nothing succeeds like simplicity, don't you agree, Milo? On the morning of his execution,
Hiçbir şeyi iade edemem, değil mi?