So sorry to interrupt traduction Turc
130 traduction parallèle
So sorry to interrupt!
Rahatsız ettiğim için özür dilerim!
I'm so sorry to interrupt you while you're busy writing letters.
Meşgulsün, mektup yazmanı böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt you.
Rahatsız ettim, üzgünüm.
Sully, we're just so sorry to interrupt your busy day.
Sully, Yoğun bir gününde rahatsız ettiğimiz için üzgünüz.
I'm so sorry to interrupt you but I'm kind of looking for a fresh face next.
Özür dilerim. Lafını böldüğüm için üzgünüm ama yeni bir konuşmacı arıyordum.
I'm so sorry to interrupt your evening.
Özür dilerim, gecenizi böldüm.
- I'm so sorry to interrupt, David.
- Kestiğim için üzgünüm David.
- I am so sorry to interrupt, but Piper's kind of got a bit of a power problem.
- Ben kesmek için üzgünüm, ama var bir güç sorun biraz Piper naziksiniz.
I'm so sorry to interrupt. That scarf is just beautiful.
Rahatsız ettiğim için özür dilerim ama eşarbınız çok güzel.
- Thank you. So sorry to interrupt.
Kusura bakmayın, böldüm.
I'm so sorry to interrupt. Um.
Böldüğüm için kusura bakmayın.
I am so sorry to interrupt you, but Nico...
Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama Nico...
I'm so sorry to interrupt your dinner.
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim.
Morales, i'm so sorry to interrupt your sunday, but it's important to establish that mr.
Fakat Bay Kaplan'ın cinayete kurban gittiğini doğrulamak için oldukça önemli.
- I'm so sorry to interrupt.
- Böldüğüm için kusura bakmayın.
I'm so sorry to interrupt your pathetic attempt to maintain your youth, but we had plans this evening.
Bu dokunaklı sahneyi jkestiğim için üzgünüm, Ama, bu akşam planımız vardı.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için çok üzgünüm.
Excuse me, Professor? Excuse me. I am so sorry to interrupt.
Afedersiniz, profesör, böldüğüm için kusura bakmayın.
Mr. Fong, I am so sorry to interrupt.
Bay Fong, böldüğüm için üzgünüm.
I am so sorry to interrupt. Just a little department business.
Üzgünüm böldüğüm için ama bir yangın işi vardı.
So sorry to interrupt the party.
Partiyi böldüğüm için özür dilerim.
- I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
So sorry to interrupt your dinner party. But we felt bad about eating your cookies.
Davetinizi böldüğümüz için çok özür dileriz ama kurabiyelerinizi yediğimiz için kendimizi çok kötü hissettik.
Hey, I'm so sorry to interrupt.
Hey, böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için çok özür dilerim.
So sorry to interrupt, but I think God wants me to tell you what's going on at that health spa across the way.
Böldüğüm için üzgünüm. Ama sanırım Tanrı, yolun karşısındaki sağlık spasında neler döndüğünü anlatmamı istiyor.
I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
I'm so sorry to interrupt.
- Böldüğüm için üzgünüm.
So sorry to interrupt.
Özür dileriz.
I'm so sorry to interrupt, but it's very important to these guys that they get their drummer...
Böldüğümüz için üzgünüm ama bu çocukları için davulcularının geri dönmesi.
So sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
Hi. I'm so sorry to interrupt.
Böldüğüm için üzgünüm.
So sorry to interrupt, but our patrons are waiting for your speech.
Böldüğüm için üzgünüm ama davetlilerimiz konuşma yapmanızı bekliyorlar.
So sorry to interrupt... Such a suspiciously amorous evening.
Böyle kuşku dolu şehvetli bir geceyi yarıda kestiğim için özür dilerim.
Yes, I know. I'm awfully sorry to interrupt this way... but it's so hard to get to see you the regular way, and... this will only take a minute, really.
Evet, farkındayım ve bu şekilde böldüğüm için son derece üzgünüm ama normal yollardan sizi görmek çok güç, ayrıca bu sadece bir dakikanızı alacak, gerçekten.
I'm sorry to interrupt your meal, but... how can you all be so jovial after our near miss?
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim ama... Böyle bir olaydan sonra nasıl bu kadar dost canlısı oluyorsunuz?
Sorry to interrupt, but I have got a gun pointed at this officer's head, so I'm sure you're aware the procedure is to stay calm, don't inflame the situation and listen.
Böldüğüm için üzgünüm ama bu memurun başına bir silah doğrulttum,... o yüzden eminim hepiniz sakin kalmanız gerektiğini biliyorsunuzdur,... olayı alevlendirmeyin ve dinleyin.
I'm sorry to interrupt, Ms. Woods, but are you suggesting that because the number is so large, your client is entitled to more than was agreed upon in the prenup?
Kestiğim için üzgünüm, Bayan Woods, fakat rakam çok büyük olduğu ve müvekkilinize geçmişte kararlaştırılandan... daha fazlası verildiği için mi bunu teklif ediyorsunuz?
I'm so sorry, I don't mean to interrupt, but...
Çok üzgünüm. Sözünüzü kesmek istememiştim.
I'm sorry to interrupt your good time, sir, but your time is up, so you need to- -
Eğlencenizi yarıda kestiğim için üzgünüm ama zaman doldu, bu yüzden...
Sorry to interrupt y'all's recording session, but they had this interview with Skinny Black on TV and look like he had one of these in his studio where he uses, so I thought I'd go out and buy you one.
Kayıt seansınızı böldüğüm için kusura bakmayın. Televizyonda Skinny Black'in bir röportajını gördüm de... çalıştığı stüdyoda... böyle bir şeyi varmış galiba. Ben de gidip bir tane alayım dedim.
Honey, so sorry to interrupt.
Tatlım, rahatsız ettiğim için çok özür dilerim.
I'm sorry to interrupt, but my dear friend's daughter is here, and I'm kinda busy with this, so I thought maybe Danny would be able to help you out.
Böldüğüm için üzgünüm ama yakın arkadaşımın kızı gelmiş ve ben meşgulüm bu yüzden Danny sana yardım edebilir.
I'm sorry to interrupt your dinner, but this means so much to my two friends.
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim ama bu iki arkadaşım için çok önemli.
Sorry to interrupt, I'm so sorry.
Rahatsız ettiğim için çok üzgünüm.
Sorry to interrupt, here's the coffee I promised, so many fires to be put out.
Böldüğüm için üzgünüm, söz verdiğim kahve. Söndürülecek çok ateş var.
Sorry to interrupt your revolting public display of affection, but it appears that you didn't learn your lesson earlier today. So, you made up a story.
Şu çirkin aleni sevgi gösterinizi böldüğüm için özür dilerim ama görüldüğü kadarıyla bugünkü dersinden yeterince ders almayıp yeni bir hikaye uydurmuşsun.
Uh--Out-Outside of- - Uncle trevor, i'm- - I'm so sorry to interrupt,
- Trevor amca, böldüğüm için üzgünüm ama annemin mutfakta hemen yardımına ihtiyacı varmış.
Sorry to interrupt. I just saw you and I thought... So I really just wanna apologize for everything that happened in the past.
Böldüğüm için üzgünüm, sizi gördüm ve geçmişte yaşanan her şey için özür dilemek istiyorum.
Sorry to interrupt you all so hard at work.
Yoğun çalışmanızı böldüğüm için üzgünüm.
Sorry to interrupt your project, but I will be leaving town for a few days, so, as per our agreement...
Projenizi böldüğüm için özür dilerim ama birkaç günlüğüne şehirden ayrılıyorum yani anlaşmamız gereğince de...