Socially traduction Turc
713 traduction parallèle
You don't seem to realise what this would mean to us socially.
Bunun sosyal hayatımıza katkısını anlamıyor gibisin.
How socially?
Hangi sosyal hayat?
" are already being planned by socially prominent hostesses
" toplumun önde gelen şahsiyetlerinden oluşan ev sahipleri...
He doesn't want you to appear too much socially.
Ortalıkta fazla görünmenizi istemiyor.
- How are you socially?
- Sosyal açıdan durumun nedir?
Ladies and gentlemen, since it's most unlikely that we'll ever have the pleasure of meeting again socially I'd like to propose a toast.
Bayanlar ve baylar, büyük ihtimalle bir daha böyle bir araya gelemeyeceğimize göre kadeh kaldırmak istiyorum.
Early to rise and early to bed makes a man healthy, but socially dead.
Erken yatıp erken kalkmak insanı sağlıklı ama sosyal açıdan ölü yapar.
Socially, he's washed up.
Toplumdan izole edildi.
It would destroy me socially.
Beni sosyal olarak mahveder.
Alex is always like that, in a complete dream state socially.
O hep öyledir, sosyal yönden çok dalgındır.
Receive the Flusky Box government or socially?
O bayın evine gittin mi peki? Yani sosyal olarak.
Is to get you started socially, so that you can meet some nice young men.
Amaç senin topluma girip kibar genç erkeklerle tanışabilmen.
- What do we do about him socially?
- Çevremizdekilere nasıl tanıtacağız? - Kolayı var.
You don't have to take him up socially.
Onu kabullenmek zorunda değilsin.
Well, did you know him socially or in a business way?
Onunla tanışıklığınız sosyal mi yoksa iş için miydi?
- Sorry. -... must be socially and politically aware.
Eşit muamelenin gerçek anlamı budur.
No matter how close we are to the LaPortes socially, Bob is still Ed's boss... and we mustn't let him think that Ed's still sick.
LaPortelere sosyal hayatta ne kadar yakın olursak olalım, Bob hala Ed'in patronu ve biz onun Ed'in hala hasta olduğunu düşünmesine yol açmamalıyız.
We never met socially.
Bir toplulukta hiç birlikte olmadık.
He has his old energy back, he's quite popular socially, and his wife has left him.
Eski enerjisini geri kazandı, Herkes tarafından oldukça seviliyor, ve karısı onu terk etti.
I meant socially.
Demek istediğim, sosyal olarak.
They are more socially acceptable.
Onlar sosyal açıdan daha makbul.
Did you ever go out socially in Thunder Bay?
Thunder Bay'de hiç partilere gittiniz mi?
Socially I mean.
Sosyal anlamda.
On the whole, you are both ethical in business matters... and certainly farsighted socially.
Genel olarak, her ikiniz de iş hayatınızda ahlaklı... sosyal ilişkilerinizde de kesinlikle uzak görüşlüsünüz.
- The field stinks, both economically and socially.
- Bu saha kokuşmuş hem ekonomik hem de sosyal yönden.
My family didn't count socially, but your mother was kind enough to marry me anyway.
Ailem üst sınıfa mensup olmasa da annen yine de benimle evlenme nezaketini gösterdi.
I'll meet them socially.
Uygarca tanışırım.
Because actually he came from a rather distinguished family, socially and yet nearly all the parts he had were playing menials, butlers and such.
Çünkü gerçekte oldukça ayrıcalıklı bir aileden geliyordu, sosyal olarak... Ve fakat alabildiği rollerin hemen hemen hepsi hizmetçi, kahya ve benzerlerini oynamaktı.
Socially, of course.
Toplum içinde, tabi ki.
Don't you think it's time we got to know each other socially?
Birbirimizi tanıma zamanının geldiğini düşünmüyor musun?
As such, acceptable socially at all the big houses in the county. Which would explain, would it not his presence at the functions you spoke of, which preceded each robbery?
Bu yüzden ülkedeki tüm büyük aileler için kabul gören biri, bu da her soygundan önce olduğunu söylediğin etkinliklerde bulunmasını açıklıyor.
Are you here socially or officially, Inspector?
İş için mi, ziyaret için mi buradasınız?
Socially, I can offer you a small beer.
Ziyaret içinse bira verebilirim.
The socially prominent Mrs. Guthrie at her socially prominent hobby.
Bayan Guthrie cemiyette göze batan çalışmalarını göze batan şekilde yapıyor.
Her family's big socially, and doesn't want any publicity, so they asked us to find the girl.
Ailesi tanınmış birileri olduğu için olayın duyulmasını istemedi. Bizden kızlarını bulmamızı istediler.
Her family's big socially, and doesn't want any publicity.
Ailesi çok tanınmış ve olayın duyulmasını istemediler.
Sandra at 16 - already a raving beauty... socially high above him
Sandra daha 16 yaşındaydı, olağanüstü güzel bir kızdı. Sosyal statü olarak da ondan üstün bir konumdaydı.
Socially, Major Grau has not been a success.
Sosyal açıdan Binbaşı Grau pek bir başarı sayılmaz.
More than a game. They're socially conscious citizens provoked by an Unmutual.
O gördüklerin bir bağımsızın varlığından huzursuz olmuş sosyal bilinç sahibi yurttaşlar idi.
Faced with this extreme form of punishment, the socially sick elements of our society by that, I mean criminals...
Cezanın bu korkunç biçimiyle karşı karşıya kalan, toplumumuzdaki hastalıklı bireyler, yani suçluları kast ediyorum,...
Socially acceptable, smart as a whip, and plenty of money.
Sosyal anlamda çok seviliyor, bol bol da parası var.
In the first place, it might interest you to know that under normal circumstances, I would never sell a car to someone with whom I'm not, shall we say, socially compatible.
İlk etapta, ilgini çekebilir ki normal şartlar altında, şöyle diyelim, sosyal uyumlu değilim diyen birine asla araba satmam.
That she's superior to you socially.
Sosyal olarak senden üstün oluşu.
We asked the computer if, in Via del Tempio there are socially and politically dangerous individuals.
İşlemciye Via del Tempio'da siyasi ya da sosyal açıdan tehlikeli insan olup olmadığını soruyoruz.
In Via del Tempio, 1 lives a man reported to be socially and politically dangerous.
Via del Tempio'da, siyasi ve sosyal açıdan tehlikeli bir kayıt bulundu.
Immediate destruction on the basis of an ECO-TRX 314 incurable imbalance with socially deteriorating conscience.
Dengesizlik ve toplumsal vicdan bozukluğu ECO-TRX 314 tanısıyla derhal yok edilmesi gerekir.
"We women fight for the time when we no longer will get less pay than a man for the same work... no longer live off our men, do unpaid yet socially essential housework."
"Biz kadınlar aynı iş için erkeklerden daha az ücret almayacağımız ve kocalarımızın sırtından geçinmeyeceğimiz bir gün için mücadele ediyoruz." "Ücreti olmayan ama toplumsal olarak önemli bir iş olan ev işlerini yürütüyoruz."
We don't know him socially, of course.
Sosyal açıdan onu tanımıyoruz, elbette.
But I'm accepted socially because I'm an educated man.
Ama toplum beni kabul ediyor çünkü eğitimli bir adamım.
Would you describe your work as committed, socially?
Yaptığınız işi toplumsal açıdan bir adanmışlık olarak tanımlayabilir misiniz?
I was deflowered, socially, by an old doctor, when I was 20.
Bekaretimi 20 yaşındayken - sosyal olarak - yaşlı bir doktora verdim.