Speechless traduction Turc
508 traduction parallèle
- This leaves me speechless.
- Gerçekten dilim tutuldu.
" I'm handcuffed and speechless in your presence divine.
" İlahi varlığın karşısında ellerim bağlı, dilim suskun.
Don't tell me I leave you speechless, Harlan.
Sakın vedalaşmadan ayrıldığımı söyleme, Harlan.
Shucks, folks, Im speechless.
Şey, dilim tutuldu.
- Hey, this leaves me speechless.
- Hey, dilim tutuldu.
- Say, I'm speechless.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.
For the first time in my life, I'm speechless.
Hayatımda ilk defa kelimeler boğazıma düğümlenmiş durumda.
One of our American friends, strong, speechless type.
Amerikalı arkadaşlarımızdan birinin resmen nutku tutuldu.
paralyzed... speechless, dumb.
hemen tutulur dilim.
He fell down and foamed at the mouth and was speechless.
Çarşının ortasına yığılıverdi ağzı köpükler içinde, ses çıkaramaz oldu.
"Speechless at the violation of a native temple... " and the abduction of an Indian princess... "by Mr. Phileas Fogg, the authorities have arrested him."
İzin almadan yerel bir tapınağa izinsiz giren ve Hintli bir prensesi kaçıran Bay Phileas Fogg, yetkililerce yakalandı.
I am speechless!
Nutkum tutuldu!
I am speechless.
Nutkum tutuldu.
Well, I am speechless.
Hepsini ben hallettim.
How beautiful! Hsu Hsien is speechless.
Kadının güzelliğinden Hsu Hsien'nin dili tutulmuştu.
They were speechless.
Ancak ertesi gün heykelden sözedebildiler.
Franz was speechless.
Franz'ın dili tutulmuştu.
- Mr. Leamas... fluent German isn't much use... even in an experienced sales representative... who's frequently speechless by lunchtime.
Bay Leamas, tecrübeli bir satış temsilcisi de olsa öğle arasına kadar sık sık nutku tutuluyorsa düzgün Almanca pek işe yaramaz.
I'm speechless. Hey, Dad...
Nefesim kesildi.
It's left me speechless.
Nutkum tutuldu.
They cry, they get angry, they become speechless, then they run away!
Ağlarlar, kızarlar, dilleri tutulur sonra da kaçıp giderler.
Speechless lips, dead eyes.
Sessiz dudakların, ölü bakışların.
I'm speechless.
Dondum kaldım.
Look at the kid, she's so happy, she's speechless.
Şuna bakın! O da mutlu. Dili tutuldu.
I hope they'll become speechless before they ask it!
İsteyemeden dilleri tutulur inşallah!
I'm speechless.
Dilim tutuldu vallahi.
Pitythat exceptforthe speechless point, all otherpoints are hit.
Neyseki konuşma noktam dışında, tüm noktalarımdan vurdu.
I'm speechless.
Nutkum tutuldu.
I would have been speechless for sure. I had trouble finding you, but I don't regret it.
Sizi bulmak biraz zor oldu ama pişman değilim.
Now even I'm speechless.
Şu an ben bile ne diyeceğimi bilemiyorum.
You leave me speechless.
Söz bulamıyorum.
At the moment, I'm practically speechless.
Şu an için söyleyecek söz bulamıyorum gerçekten.
I was so taken aback, I was speechless.
Bir şey demeden, hemen geri çıktım.
and when Yorgos plays and teaches he will leave you numb and speechless
Yorgaki'nin keman yayı kesecek nefesini
Oh, what do I care whose work you are you poor, speechless creature?
Kimin işi olduğunun ne önemi var ki seni zavallı, dilsiz yaratık?
He's speechless.
Dili tutuldu. Görüşmek üzere Alex!
See, they both look speechless.
Gördünmü, ikisinin de dili tutuldu.
I'm speechless.
Nutkum tutuldu diyelim.
I'm speechless Padrino.
Dilim tutuldu, Babacığım.
I'm almost speechless with admiration.
Hayranlıktan neredeyse dilim tutuldu.
Because this time I was speechless.
Bu sefer nutkum tutuldu.
I'm... speechless.
Nutkum tutuldu.
He was quite speechless too, so I guess it worked
Moriyama-kun da epey suskundu zaten... Onu da etkilemiş olmalı.
Well, Maddie, for the first time in my life, I'm speechless.
Maddie, hayatımda ilk kez ne diyeceğimi bilemiyorum.
I'm speechless.
Bu nasıl oldu?
You left even me speechless.
Benim bile nutkum tutuldu.
I am speechless.
Ne diyeceğimi bilmiyorum.
I'm speechless.
Ne desem bilemiyorum.
Dumb speechless. - Impossible.
Söyleyecek söz bulamıyorum!
You speechless?
Dilini mi yuttun, yaşlı adam?
Um, I'm speechless.
- Ne diyeceğimi bilemiyorum.