Staples traduction Turc
299 traduction parallèle
Wire staples, just short of a keg.
Sadece bir varil tel zımba eksik.
- We could use more wire and staples.
- Daha fazla tel ve raptiye kullanabilirdik.
No crusader after perils... his courage was one of the great staples of the ship, like beef or flour :
Korkusuzluğu ve mücadeleciliğiyle geminin olmazsa olmazlarındandı : Ekmek ve su gibi
Perhaps there are some of those staples... down in my father's old laboratory.
Belki bu dediklerinin bir kısmı babamın eski laboratuarında vardır.
$ 100 would dig you a new well. Buy you a lot of staples.
100 dolarla kuyu kazar ve yeni aletler alırsın.
Do you Eric V onk, take Olga Staples as your wife to love and to hold and to cherish her for as long as you both shall live?
Sen Eric Vonk, Olga Staplesi karın olarak kabul ediyor musun iyi günde, kötü günde ölüm sizi ayırana kadar?
Do you, Olga Staples, take Eric V onk as your husband?
Sen, Olga Staples, Eric Vonk'u kocan olarak kabul ediyor musun?
Thanks anyway. I'm just gonna get a few staples here.
Gidiyorum.
Do we have enough staples?
Yeterince zımba telimiz var mı?
Staples isn't what I'm worried about.
Benim derdim zımba telleri değil.
We need more staples, pal.
Birkaç tane daha zımba teli lazım.
Andrew, when I tell you to pack staples, must I specify that you are to pack good caviar and not this $ 1.99 fish bait!
Seni yiyecek almaya gönderdiğimde bu 99 dolarlık balık yemini değil de iyi havyar alman gerektiğini bilmiyor musun?
- Have you tried staples?
- Zımbayı dene.
- Staples?
- Zımbayı mi?
Staples?
Zımba!
Well, Mr. Dalton, you may add nine staples to your dossier of 31 broken bones two bullet wounds, nine puncture wounds and four steel screws.
Evet Bay Dalton, 31 kırık kemiğe, iki kurşun yarasına dokuz yumruk ve dört tornavida yarasına dokuz dikiş daha ekleyebilirsiniz.
Ma'am, this here is Kiowa Staples.
Hanımefendi, bu Kiowa Staples.
Hold it, Staples.
Dur Staples.
You the gent that busted up Kiowa Staples?
Kiowa Staples'ı döven adam sen misin?
Staples didn't need killing.
Staples'ın öldürülmesi gerekmiyordu.
- Come on, Staples!
- Yapma Staples!
Let's just get those staples out.
Artık şu zımba tellerini alalım.
No pencils or pens. No staples or paperclips in his paper.
Kalem, raptiye veya ataş olmasın.
What you do, get one of them stomach staples?
Ne yapacaksın, zımbalardan biri midene gitmesin.
"I call upon these persons here present... to witness that I, Clive Staples Lewis... do take thee, Helen Joy Gresham... to be my lawful wedded wife."
"Burada mevcut bulunan, bu insanların tanıklığında beyan ederim ki ; ben Clive Staples Lewis... Helen Joy Gresham'ı, nikâhlı karım olarak alıyor ve kabul ediyorum."
"I call upon these persons here present... to witness that I, Helen Joy Gresham... do take thee, Clive Staples Lewis... to be my lawful wedded husband."
"Burada mevcut bulunan, bu insanların tanıklığında beyan ederim ki ; ben Helen Joy Gresham... Clive Staples Lewis'i, nikâhlı kocam olarak alıyor ve kabul ediyorum."
Yeah, well, just don't hurt your hand on the staples.
Ya evet, dikkat et de ellerin zarar görmesin.
- Good morning, Mrs Staples.
- Günaydın Bayan Staples.
Any words of wisdom for your student before he staples his first stomach?
İlk midesini zımbalamadan önce öğrencine bir öğüdün var mı?
Staples.
zımba.
Yeah, we showed those five heavy staples not to mess with real men.
Beş sıkı çakılmış zımbaya gerçek adamlarla uğraşılmayacağını gösterdik.
Thorns were made out of staples.
Çalılar zımba telindendi.
3.0 Vicryl for the peritoneum muscles and staples for the skin.
Peritonum kasları için 3,0 Vicryl ve cildi için zımba.
These are all staples.
Hepsi teneke içerisinde.
I'm going to quit... and I told Dom, too... because they've moved my desk four times already this year... and I used to be over by the window... and I could see the squirrels, and they were married... but then they switched from the Swingline... to the Boston stapler, but I kept my Swingline stapler... because it didn't bind up as much... and I kept the staples for the Swingline stapler.
Dom'a da anlattım... çünkü bu yıl benim masamı 4 kez değiştirdiler... ben cam kenarında oturmaya alışmıştım... oradan sincapları görebiliyordum, ve onlar evlenmişti... hem daha sonra Swingline marka tel zımbaları... Boston marka tel zımbayla değiştirdiler kendi Swingline zımbamı... sakladım çünkü ben fazla zımbalama yapmam... ve tel zımbaları Swingline için sakladım.
Don't let anybody remove the staples from the deputy's mouth, okay? Please?
Cesedin ağzındaki zımbaları çıkarmalarına izin verme.
Agriculture flourished as life-giving staples like wheat were introduced to the Mediterranean region.
Akdeniz Bölgesine hayat veren buğdayı öğreterek ziraatin gelişmesi sağlandı.
It's one of my staples. Will it be breakfast en suite today, sir?
Bu şakayı ben üretmiştim.
Guys with bad fucking hair plugs, staples in their dicks, beanie baby collections, or worse.
Kotü sacli erkekler, baslica konulari yarraklari, Beanie Bebek koleksiyonlari yada daha kotüleri.
And I think there's a big wrestling thing in town... at the Staples Center, it could be him.
Ve Staples Center'da büyük bir güreş turnuvası var, o olabilir.
That would be bad, right? I know staples are bad...
Zımbalasaydım daha kötü olacaktı, değil mi?
This isn't just about typos, tape, staples and pencils, is it, Lee?
Bu sadece daktilo, zımba, şerit ve kalemler değil - Değil mi, Lee?
Every aspect of their lives was taken care of, from fabric weaving for their clothes to the preparation of wheat and barley for their staples of beer and bread.
Hayatlarında ihtiyaç duyucakları herşey karşılanıyordu. Giyecekleri kıyafetlerin kumaşlarından, topluca hazırlanacak yemeklerin erzağına, biraya ve ekmeğe kadar herşey.
I have staples holding my chest together, and they're pulling up the flooring in my house, because it's rotted with blood.
Göğsümü tutan zımbalar var. Ve evimdeki yer döşemesini çıkartıyorlar çünkü kandan çürümüş.
- Stapler. - Some extra staples.
Birkaç tane de yedek tel zımba.
I'll need you to change the dressing on the fem bypass in 402, and DC the staples on the gastroplasty in post-op.
402'deki bayan hastanın pansumanının yapılması ve mide ameliyatından yeni çıkmış hastanın dikişlerinin temizlenmesi gerekiyor.
You miss the exit for the Staples Center?
Staples Center'ın çıkışını mı şaşırdın?
Take the subway three stops down to the Staples Center.
Metroya bin. Staples Center üç durak sonra.
- Staples.
Staples? ( zımba ).
Good mothers don't let staples go bad.
İyi anneler bunu yapmaz.
- And i s nothing but rim. Joad is open!
STAPLES MERKEZİ