Study traduction Turc
14,331 traduction parallèle
I study.
Ders çalışıyorum.
And did you do a chemical study of the adhesive on this specific note?
Bu özel not üzerindeki yapıştırıcı için kimyasal bir çalışma yaptınız mı?
Did you happen to study the chemicals on its gilded frame?
Varaklı çerçevedeki kimyasalları araştırdınız mı?
In the study. Let's do it there.
Hadi oraya gidelim.
I know it's not gonna give us anything quickly'til a full genealogist study.
Bir soy bilimci bunlara göz atana kadar bir şey elde edebilir miyiz bilmiyorum.
I myself have not made a study of the matter.
- Sonuna kadar araştırmadım ki.
But I hope it is in fact a hypothetical study
Ama umarım, bu aslında farazi bir çalışma.
Let's go into the study.
Çalışma odasına gidelim.
Dicky wanted to see me in his study, or the library...
Dicky benimle ya çalışma odasında ya da kütüphanede görüşmek istedi.
The study or the library, or the blue room or the pink standing-up room.
Çalışma odası ya da kütüphane veya mavi oda ya da pembe bekleme odası.
Found Oscar a few blood bags stashed in the study.
Oscar'a çalışma odasına saklanmış birkaç kan torbası buldum.
And that's why you study psychology, to understand your own dark impulses.
Ve bu yüzden psikoloji okudun, kendi karanlık dürtülerini anlamak için.
Seriously, I don't want to screw up your study, but I can't take it anymore.
Gerçekten, çalışmanı mahvetmek istemiyorum, ama daha fazla dayanamıyorum.
Study every word they've ever spoken.
Konuştukları her kelimeye çalışın.
Are you going to come study with me, the big bad dyke?
Büyük kötü lezbiyeninle bana ders çalışmak için mi geliyorsun?
Luckily, the University of Ljubljana in Slovenia offers nearly 100 courses of study that are taught in English.
Neyse ki Slovenya'daki Ljubljana Üniversitesinde 100'e yakın ders İngilizce veriliyor.
- No, I study.
- Hayır, çalışıyorum ben.
Everyone in the study was either from Central Intelligence or the Bureau... they all volunteered.
Çalışmadaki herkes ya İç İstihbarattan ya da Dairedendi. Hepsi gönüllü.
The pictures on the right were taken a year into the study.
Sağdaki fotoğraflar çalışmalar başladıktan sonraki bir yıl içinde çekildi.
You want to study Brian to figure out how to make a safe version of the drug.
Hapın daha güvenli bir versiyonunu yapmak için Brian'ı incelemek istiyorsun sen.
We can still study him, yes, but... make the bank charges disappear.
Onun üzerinde yine de inceleme yaparız evet, ancak... Banka suçlamaları düşür.
Says a recent study out of Johns Hopkins.
Johns Hopkins'de yapılan son çalışmalar.
Phase one study, Dr. Friedman, Duke University.
Birinci aşama deney. Dr. Friedman, Duke Üniversitesi.
You're asking me to throw my weight around for a study that is in its infancy.
Başlangıç aşamasındaki bir çalışma için itibarımı çöpe atmamı istiyorsun.
A field fecal study of the Wailing Wampus Werewolf.
Korkunç Sesli Kan Donduran Kurt Adam'ın saha dışkı incelemesi.
And while Superman refuses to work with our study, Kara would help immensely.
Superman bizimle çalışmayı reddediyorken Kara'nın son derece yardımı dokunacaktır.
When are we gonna have time to study?
Çalışacak zamanımız var mı?
Did you tell Alexa about the Duke study?
Alexa'ya Duke çalışmasından bahsettiniz mi?
So you didn't tell her about the Duke study?
O halde ona Duke çalışmasından bahsetmediniz?
Ms. Lockhart has spoken a lot about this Duke brain tumor study.
Bayan Lockhart bu Duke beyin tümörü çalışması hakkında çok konuştu.
Precognitive ability, blind study.
Ön Kâhin yeteneği, kör denemesi.
She said she could get people into the study.
İnsanları çalışmaya dahil edebilirmiş.
I didn't think there was any harm in looking into the study Abby told us about, but, the truth is, I didn't need it.
Abby'nin bize bahsettiği çalışmayı gözden geçirmenin hiç bir zararı olduğunu düşünmedim ama gerçek şu ki, ihtiyacım da yoktu.
Said he needed a quiet place to study away from the frat house.
Çalışmak için öğrenci birliği evinden uzak bir yer istedi.
My study deals with extracting secrets from unwilling subjects.
Araştırmam konuşulması istenilmeyen sırları öğrenmek üstüne.
Let's go back to study!
Çalışmaya gidelim!
Study.
Çalış.
Hsu Taiyu started to study hard.
Hsu Taiyu sıkı çalışmaya başladı.
He said we students don't study enough.
Biz öğrencilerin yeteri kadar çalışmadığını söyledi.
That " you'll continue to study hard and graduate.
Bu elinden geldiğince sıkı çalış ve mezun ol.
We are here to study.
Ders çalışmak için buradayız.
She always goes to that teashop to study.
O hep ders çalışmak için..... kafeye gider.
I'm a quick study.
Ben çabuk öğrenirim.
So I tried to study him for half a lap and I see the occasion to pass him in the braking point.
Yarım tur boyunca ona baktım. Ve onu geçmek için uygun zamanı kolladım.
I snuck into your study and looked at your notes, so I'd know what to say.
Çalışmalarına gizlice göz gezdirdim ve notlarına baktım söyleyecek bir şeyler bulmalıydım.
I sincerely doubt that. My son looked into the environmental impact study done for your plans.
İçtenlikle şüpheliyim.
When my clients conduct their environmental study, they will discover the monkeys'habitat as well.
Benim müşteri çevre çalışma yapılması, Onlar da maymunların yaşam keşfedeceksiniz.
My life is the study of the Unlocked Mind's teachings.
Hayatım, Serbest Zihnin öğretileridir.
They wanted to study me, so they could find out why I'm immune to the side effects of NZT.
NZT'nin yan etkilerine neden bağışıklığım olduğunu anlamak için üzerimde çalışmak istediler.
If you go on like this, I will pull your credentials and they can study you down in D.C.
Eğer bu şekilde devam edersen belgelerini yollarım ve seni Washington'da incelerler.
There's, like, a study that one in every 200 men in the world are probably walking around carrying the genetic marker that can be traced back to him, okay?
Bir çalışmaya göre dünyadaki her 200 erkekten biri muhtemelen kökü ona dayanacak genetik izler taşıyor.