English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ S ] / Stuffy

Stuffy traduction Turc

602 traduction parallèle
Because I made you stuffy... Is that why you left me?
Seni bunalttığım için mi beni bıraktın?
First, when you get in the sub, because it's been sitting out on deck, it's usually very, very hot and stuffy.
Önce, denizaltına ilk bindiğinde, güvertede durduğu için genellikle, çok çok sıcak ve boğucudur.
Well, if I must give an explanation, it was stuffy in here.
Bir açıklama yapmam gerekiyorsa, burası beni boğdu.
Well, it's kind of stuffy in here.
Burası biraz havasız.
- Yes, it is a little stuffy in here, isn ´ tt it?
- Doğru, burası biraz havasız kalmış, değil mi?
Darling, they aren't so stuffy, really.
Sevgilim, gerçekten o kadar sıkıcı insanlar değillerdir.
Well, you won it, Stuffy.
Kazandin Stuffy.
Nice work, Stuffy.
Aferin Stuffy.
Stuffy, where are you?
Stuffy, neredesin?
Where's Stuffy?
Stuffy nerede?
Stuffy!
Stuffy!
- He wanted Stuffy to be crooked, eh?
- Stuffy'den ºike mi istemiº?
Gil, why don't you give Stuffy a job.
Gil, Stuffy'i iºe alsana.
- Hey, Stuffy!
- Stuffy!
Stuffy, I got it. Come on.
Stuffy, bende de var.
- Did Stuffy tell you?
- Stuffy söyledi mi?
Here, ask Stuffy.
Iºte, Stuffy'e sor.
Stuffy's right.
Stuffy hakli.
You sing, I sell some more books and Stuffy, he's gonna put Hi Hat to bed.
Sen ºarki söyle, ben rehber satayim... ... Stuffy de Hi Hat'i yatirsin.
Looks like a wet track tomorrow, Stuffy.
Yarin zemin sulu olacak, Stuffy.
- I think Stuffy's is the one with water.
- Sulu olan Stuffy'nin beyni.
Stuffy's laughing too.
Stuffy de gülüyor.
Go on and laugh, Stuffy.
Gül haydi, Stuffy.
Nice work, Stuffy.
Aferin, Stuffy.
Go ahead, Stuffy!
Durma Stuffy!
Stuffy.
Stuffy.
Hey, Stuffy!
Hey, Stuffy!
Hey, Stuffy, did you find Hi Hat?
Stuffy, Hi Hat'i buldun mu?
Stuffy, scram!
Stuffy, firla!
- Stuffy's down!
- Stuffy düºtü!
- Stuffy!
- Stuffy!
- Stuffy, you were wonderful!
- Stuffy, harikaydin!
Otherwise his talent, like his stomach, grows fat and stuffy.
Yoksa yetenekleri, midesi gibi, şişman ve boğucu olur.
My, it's stuffy in here.
Tanrım, ne kadar havasız.
It's sort of stuffy in here, isn't it?
Oda havasız, değil mi?
Yeah, it's sort of stuffy in here.
Burası havasız.
Don't be stuffy.
Sıkıcı olma.
- Well, rather stuffy in there, eh?
- İçerisi çok havasız, değil mi?
She'll be one of those stupid, stuffy little rich girls.
- Hayır. Tanışmadım ama tahmin ederim aptal, şişko zengin kızlarından biridir!
Don't you think it's getting a little stuffy in here?
- Buranın biraz havasızlaştığını düşünmüyor musun?
It's stuffy in here, I would like to go outside.
Burası çok havasız. Dışarı çıkmak isterim.
It was not at all stuffy in the saloon.
Salonun havası hiç de bunaltıcı değildi.
They do not look at all like people who are tired or people who feel faint in a stuffy room.
Yorgun birine hiç benzemezler... Ya da boğucu bir odada bitkin düşen birine.
I find it a little stuffy in an upper.
Daha yüksekte biraz bunalıyorum.
It makes you sound so stuffy.
Bu seni çok kibirli yapıyor.
Englishmen, do you still await your doom in your stupid, stuffy little clubs?
İngilizler, hala oturup küçük, sıkış tepiş kulüplerinizde korkunç akıbetinizi mi bekliyorsunuz?
Stuffy, who are the biggest toughs in your lot?
Stuffy, bölüğündeki en sağlam kişiler kimler?
Five minutes easy, Stuffy.
Beş dakika mola Stuffy.
Guard this man. Stuffy?
Stuffy, hücreye git.
I just hate this stuffy atmosphere.
Sadece bu ağır havadan nefret ediyorum.
The living room was still stuffy... from last night's cigars.
Oda, önceki gece içilen purolar yüzünden havasızdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]