English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / Take your seat

Take your seat traduction Turc

362 traduction parallèle
Take your seat.
Lütfen oturun.
You may take your seat.
yerinize oturun.
You may take your seat, Deputy Moreau.
yerinize oturun, milletvekili Moreau.
Deputy Moreau, you'll take your seat.
Milletvekili Moreau, yerinize oturun.
- Take your seat.
- Girebilir miyim?
You let a man walk in and take your seat?
İnsanların biletlerini gasp ediyorlar, sesiniz çıkmıyor!
Please take your seats and fasten seat belts.
Lütfen yerlerinizi alarak kemerlerinizi bağlayın.
Sir, would you take your seat and observe the no-smoking sign?
Lütfen yerinizi alıp, sigara yasağı işaretine dikkat eder misiniz?
Since I seem to be the only intelligent person here, I nominate me. - All in favor, say aye. - Take your seat, Pierce.
Bu durum en çok kocana zor gelecek.
- Well, take your seat.
- Geç otur.
- Take your seat! Why don't you take pic of anybody else, ulan?
Ulan, başka adam bulamadın mı resmini çekecek?
You may take your seat.
Oturabilirsin.
Because I want to take your seat
Çünkü oraya ben oturacağım
Please, take your seat.
Lütfen yerinize oturun.
Well, you can take your seat now.
Tamam, sırana geçebilirsin artık.
Take your seat.
Sırana geç.
You can take your seat now, Ralph.
Sırana geçebilirsin artık, Ralph.
- Just take your seat.
- Yerine otursana sen.
You've got to get on all fours on the passenger side, dust yourself off, take your seat again and thank God if there's no bend.
Yan koltuğa emekleyerek geçiyorsunuz. Oradan tekrar direksiyona! Bu arada dönemeç varsa fena!
I got a bit carried away. - Take your seat.
Bir an kendimi kaybettim.
Take your seat.
Haydi, yerine geç.
Take your seat.
Yerine otur.
Now take your seat.
Yerinize oturun şimdi.
Tito, take your seat.
Tito, yerine geç.
I think I'll take your seat, lieutenant.
Teğmen, senin sandalyene oturacağım.
Now, please, take your seat.
- Şimdi, lütfen yerlerinize oturun.
Take your seat, Bart.
Yerine otur, Bart.
- lf you'll take your seat...
- Eğer yerinizi alırsanız...
Take your seat and I'll come once we're off.
Siz koltuğunuza geçin, tren hareket ettikten sonra, yanınıza uğrarım.
After you're gone, he's gonna take your seat in class.
Sen gidince sınıftaki yerine o oturacak.
Take your seat, brother.
Yerine otur, kardeşim.
Please do take your seat, sir.
Lütfen yerinize oturun efendim.
Take your seat, Colonel.
Yerinize oturun, Albay.
Please take your seat.
Lütfen oturun.
Gentlemen, please take the seat corresponding to your number.
Beyler, lütfen sizin için ayrılan sıralara geçin.
Can't you ask your former wife to take a seat?
Eski karını masana davet etmeyecek misin?
You could take your father's old seat.
Babanın eski koltuğuna oturabilirsin.
Take your seat.
- Otursana.
Your meal will be ready in a minute if you'd like to take a seat.
Yemeğiniz birazdan hazır olur. İsterseniz oturun.
Thanks for your teachings, please take a seat
Sağolın beyim! lütfen dinlenin!
Wash your hands and take a seat.
Ellerini yıka ve otur.
Okay, why don't you get yourself an empty seat, or take your girl to the movies.
Git, kendine boş bir yer bul. Ya da kız arkadaşını sinemaya götür.
You'll have to turn your seat forward for the take-off.
Kalkış için koltuğunuzu ileri döndürmelisiniz.
Take off your hat, comb your hair, and put the hat on the seat between us.
Önce şapkayı ikimizin arasına bırak.
However, if you would like to take a seat and answer a few questions, I would be willing to discuss your eventual release.
Bununla birlikte, oturup birkaç soruyu cevaplarsanız daha sonra salıverilmenizi tartışmaya hazırım.
[Voice Echoing On Speaker] Ladies and gentlemen... the captain has just turned on the "no smoking" and "fasten your seat belt" sign for taxiing and take-off.
Bayanlar baylar kaptanınız konuşuyor. Sigaralarınızı söndürün ve kalkış için kemerlerinizi bağlayın.
Luanne, take your ass back to your seat.
- Luanne, k.çını koltuğuna koy.
Lenny, why don't you take your beer and have a seat and wait for Sam?
Lenny, neden bir bira alıp oturup Sam'i beklemiyorsun?
Take a seat sir and I'll take your order
Oturun efendim, birazdan siparişinizi alacağım.
Take a seat and we'll call your number.
Oturup bekleyin, biz sizi çağıracağız.
I've got your invitation. Please, take a seat.
Bak sana davetiye getirdim, Lütfen otur!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]