Test him traduction Turc
750 traduction parallèle
Test him, please.
Onu sınayın lütfen.
Test him, ladies and gentlemen.
Onu sınayın bayanlar baylar.
You're very sure of your love but, Catherine, do you dare to test him?
Aşkından çok eminsin ama, Catherine, onu test etmeye cesaretin var mı?
- I said I'd test him on his grammar.
- Dilbilgisi ezberini dinlemeye söz verdim.
I'll test him thoroughly tonight
Bu gece onu lâyıkıyla denemeye tabii tutacağım.
Test him
Onu sına.
Let's test him. I don't want him in my unit.
Onu birliğimde istemiyorum.
I've got to test him for real, or else!
Onu gerçek bir teste tâbi tutmalıyım.
I wanna test him on Double Aught again.
Onu boğada bir daha denemek istiyorum.
Yes, I don't trust him so I wanted to test him, then you arrived
Ona yeterince güvenmiyordum... ve onu tam test ederken... sen geldin!
I have to test him with a black who hasn't fed him - somebody he doesn't know.
Onu beslememiş bir zenciyle, onun tanımadığı biriyle test etmem lazım.
She starts developing this little mini-relationship with this guy and having a few encounters with him, only to find out that that is also a figment of her imagination.
O'da bu çocukla ilişkisine başlıyor ve onunda hayalinin bir ürünü olmadığını öğrenmek için ona bir kaç test yapıyor.
Miss Tae Gong Shil, why don't you test yourself to see if you really need him or not?
Tae Gong Shil, ona gerçekten ihtiyacın olup olmadığını test etmeye ne dersin?
And you'll probably make him pass a lie-detector test first.
Ve onu muhtemelen ilk iş olarak, yalan makinesine sokacaksın.
- Do a blood test on him.
- Ona bir kan tahlili yapın.
Quantrill told him to pick a fight with you to test your mettle.
Quantrill ona senin ataklığını test etmek için seninle kavga etmesini söyledi.
They're still running some tests on him.
Doktorlar test yapıyor.
- Douvane said she could test with him.
- Douvane testlerin umut verdiğini söyledi
I ran a reflex test on him after you went to bed last night.
Dün gece sen uyuduktan sonra ona refleks testi uyguladım.
Give him the monocle test?
Ona gözlük testini uyguladın mı?
I looked at him across the stage, and instantly we understood that our friendship was at last to find its test.
Sahneden ona bir göz attım, ve anında arkadaşlığımızın sonunda teste tabi tutulacağını anladık.
Letting him tear away my flesh time after time, test after test.
Zamanla etimi mahvetti. Deney üstüne deney yaparak.
And I, being personally responsible for Soviet security in the entire Eastern seaboard of the United States, refuse to turn him over to his operator until at least one practical test has been run.
Ve ben de, Sovyetlerin... Birleşik Devletler Doğu kıyısı güvenliği sorumlusu olarak, En az bir uygulamalı deneme daha yapmadan
Princess, tell him about my screen test.
Genç değil. Artık genç değildim.
Hey, Paulie, they're trying to fob you off... with this musical charlatan, but I gave him the test.
Paulie, sana bu müzik şarlatanıyla kazık atmaya çalışıyorlar, ama onu testten geçirdim.
I am only giving him a further glorious chance... to test his faith, my dear.
Ona inancını sorgulaması için olağanüstü bir fırsat sunuyorum sadece tatlım.
It was calculated... to make him suffer and to test me.
Onu zor durumda bırakmak ve beni test etmek için planladın bunu.
I'm only asking him that he test it beforehand.
Önceden onu test etmesini istiyorum yalnızca.
Until you put him to the test, you'll really never know.
Onu deneyene kadar asla bilmezsiniz.
I will test Victor's heart with a flagrant piece of injustice by punishing him for no reason after he succeeds right before my eyes.
Yüreğini sınamak için, başarılı olduğu hâlde Victor'u sebepsiz yere cezalandıracağım.
He says so, and I certainly don't feel qualified to put him to the test.
Öyle söyledi. Ben de onu test edecek yeterlilikte değilim.
I'll pray for him for the rest of my days, but I will not risk testing his faith against your stupidity.
Geri kalan günlerimde onu için dua edeceğim. Ama sizin aptallığınıza karşı onun inancını test etme riskine girmeyeceğim.
We'll use this soft spot When you see him again Pretend that you knew him... and test the waters
Bunu durumu yem olarak kullanalım onu tekrar gördüğünde onu tanıyormuş gibi yap ve tepkisini sına!
- Captain, we've to subject him to some tests.
Kaptan, bu adama hemen test uygulamalıyız.
He would start with this to test the bull's tendencies and then he would cut him short to break him down.
Boğanın eğilimlerini deneyerek bununla işe başlar ve sonra da onu devirmek için kısa keserdi.
Not only was Twain testing us as detectives but we all have motives for doing him in.
Yalnïz dedektifligimiz test edilmiyordu Twain'i öldürmek için nedenlerimiz de var.
We were just talking to him yesterday, when he wanted to do those tests on Damien.
Onunla daha dün konuşmuştuk. Damien'a test yapmak istemişti.
She was invented by God to test our belief in Him.
Tanrıya olan inancımızı test etmek için Tanrının icat ettiği bir şey bu.
We want to keep him here for some more tests.
Onu birkaç test daha için burada tutmak istiyoruz.
We can regard him as a test sample, nothing more.
Ona deney nümunesi muamelesi yapacağız.
You test him, you try him.
Konuşmak isteyip istemediğini test etmeliyiz.
But don't test my patience for even five more minutes. If he hesitates, I'll nail him.
Ama sabrımı taşırmayın, tereddüt ederse yakarım onu.
Maybe you could do him a plot line and he could do some test boards?
Ona bir öykü verirsen deneme çizimleri hazırlayabilir.
Your friend has requested that if he passes the test, the government should return him to steady employment and give him $ 5000.
Arkadaşın testi geçerse, hükümetten... düzenli bir iş ve $ 5000 talep etti.
I can't recall ever having put him to that precise test.
Özellikle bunun için test edildiğin hatırlamıyorum.
First appearance - send him home for a test attendance for whatever good that'll do!
İIk ortaya çıkışın - devamlıIık testi için eve gönderin ne kadar işe yarayacaksa artık!
Let me put him to the test!
Ona bir test yapmam için bana izin verin!
They're just keeping him in overnight for a few more tests.
Birkaç test daha yapmak için bu gece orada kalacak.
He's just testing us to see whether we'd come looking for him or not.
Onu aramaya çıkıp çıkmayacağımızı test ediyordur.
I know she has come to test him.
Biliyorum onu denemeye geldi.
Can I keep one of these here, run some tests on him?
Biri bende kalabilir mi? Üzerinde test yapmak için?
himself 154
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
test results 20
test me 33
test it 26
himura 39
him again 23
him and me 36
him too 56
him or me 60
him who 26
test results 20
test me 33
test it 26