That's for you traduction Turc
30,338 traduction parallèle
Well, I'm sorry, sir, but that's not really a decision for you to make.
Üzgünüm, efendim ama buna siz karar veremezsiniz.
And you need to be ready for that, because it is your job, which, if I haven't said before, you happen to be pretty damn good at.
Buna hazırlıklı olmalısın, çünkü bu senin işin. Daha önce söylememiş olabilirim ama işinde çok ama çok iyisin.
That's nice and kind of weird for you to say.
Bunu söylemen hem güzel hem garip.
There's never been room for you, and that's my fault.
Hiç senin hakkında konuşmadık ve bu benim hatam.
Well, you didn't show up for work, and that's not like you, - so I got worried.
İşe gelmedin, bu senlik bir şey değil ben de endişelendim.
We hung out, we got close, then you called me out for liking you, and then I had the guts to admit, "yes, it's true". And you told me that my feelings were real and that I deserved to be happy, and so I thought you meant I deserved to be happy with you.
Takıldık, yakınlaştık sonra senden hoşlandığımı söyledin sonra da ben bunun doğru olduğunu itiraf edecek cesareti buldum ve sen de bana hislerimin gerçek olduğunu ve mutlu olmayı hak ettiğimi söyledin ben de seninle mutlu olmayı hak ettiğimi ima ettin sandım.
What I don't understand is this law that allows you to stumble around looking for explanations, when, clearly, she's not getting better.
Şu kanunu bir türlü anlayamadım ama. Ortalıkta dolanıp cevaplar arıyorsunuz ama kızımın durumu iyiye gitmiyor.
That's when they come for you.
Peşinden o zaman gelirler.
That's why I've been searching for you.
Seni bunun için arıyordum
If he is, we got to catch him by the letter, and I don't know what ugly habits those narcos taught you, but that's it for busting into sheds without probable cause.
Eğer oysa, kanıtları ile onu yakalamalıyız. sokaklarda başka ne numaralar öğrendin bilmiyorum ama, geçerli bir sebep olmadan başka baskın yapamayız.
You would do that for me?
Bunu benim için yapar mısın?
It's been a lifelong passion of mine, and you probably didn't know but this area is very famous for tennis for a long time, and I think that tennis just offers a chance for excellence instructions of a man soul.
Hayat boyu tutkum olmuştur. Muhtemelen bilmiyorsunuz ama bu bölge tenis alanında uzun zamandır ünlü. Tenis, bence, insan ruhunu talim etmek için mükemmel bir araç sunuyor.
Even though you let it ring and ring, I know that you were waiting for my call.
Uzun uzun çaldırmış olsan da aramamı beklediğini biliyorum.
Do you remember that on Wednesday you promised to act as a tour guide in the Vatican museums for a third-grade field trip?
Üçüncü sınıf öğrencilerinin çarşamba günkü Vatikan müze gezisine rehberlik yapma sözü verdiniz.
Oh, that's easy for you to say.
Senin için söylemesi kolay.
The only reason you came for me... the only reason you want Agnes is because what's killing you, it's a genetic disease, and you think we can... cure you, that our blood can...
Bana gelmenin tek sebebi Agnes'i istemenin tek sebebi seni gün be gün öldüren o genetik hastalık. Seni iyileştirebileceğimizi düşünüyorsun. - Kanımızın- -
Well, in that case, there's a form I could give you that would clear you from any testing for the next 90 days.
O zaman sana önümüzdeki 90 günde teste sokulmanızı engelleyecek.. bir form verebilirim.
That's why you were driving the armored truck for $ 14 an hour, huh?
O yüzden saati 14 dolara kamyon sürüyordun demek?
You mind unpacking that psychiatric term for us there, doc?
Bu psikiyatrik terimi bizim için açarmısınız doktor?
You know, I was going through Jackson's file, and I saw that he served overseas for eight years.
Jackson'ın dosyasına bakıyordum da sekiz sene deni-aşırı görevlere gittiğini gördüm.
Look... I know this is a hot button for you and it would make your life a lot easier if I was the one that screwed up but, I didn't.
Bak, benim batırmış olmam, senin için duygusal olabilir ve hayatını daha da kolaylaştırabilir, ama yapmadım.
Now, is a Jacuzzi the place you go to get high for the first time, or is that... optimizing an experience you've already had?
Şimdi, sen de ilk defa jakuzide kafayı bulmuştun yoksa şimdiye kadar yaşamış olduğun bir tecrübeyi optimize etmek miydi?
You really think that majestic creature wants to dance for the man every time the Pied Piper blows his flute?
Sence o harika yaratık Fareli Köyün Kavalcısı her kavalını üflediğinde dans etmek istiyor olabilir mi?
That's loyalty, selflessness, collaboration. If those are the traits that one looks for in a spouse, then you've been a...
Eğer bunlar bir eşte aranan özelliklerse o zaman sen...
but this is a part of who you are. And it's a lot easier to root for than a kid who insists that 72 % of his chocolate is cocoa.
Ayrıca bu, çikolatasının % 72'sinin kokao içerdiğinde ısrar eden bir çocuğu desteklemekten daha kolay.
Well, good for you for being honest, Carter. It's never good to keep something that matters to you a secret.
Sır tutmak konusunda hiç bir zaman iyi olmadın.
I know you don't feel strong enough, but that's what we're here for... to help you fight.
Güçsüzmüş gibi hissettiğini biliyorum ama biz boşuna burada değiliz. Mücadele etmene yardım edeceğiz.
If you want to be a part of this kid's life, I will make sure that there is space for that to happen.
Bu çocuğun hayatının bir parçası olmak istiyorsan, her zaman sana da yer var.
But if there's even a chance that your mother's alive wouldn't you want to know for sure?
Ama annenin ufak da olsa hayatta olma şansı varsa emin olmak istemez miydin?
Those are new shoes for a new position at ANC. Ooh- - you add four anxiety markers, we got a doe-eyed greenhorn that's ripe for manipulation.
Bunlar AHM'deki yeni görevi için aldığı yeni ayakkabılar gerginlik belirtilerini de eklersen elimizde manipülasyona açık karagözlü bir acemimiz olur.
That's for Helsinki. You're adorable, Hawkeye.
- Çok şirinsin Hawkeye.
And that's scary for you because you want to change too.
Bu seni korkutuyor, çünkü sen de değişmek istiyorsun.
That's really good for you.
Gerçekten tebrik ederim.
I'm starting to feel like... like you attaching yourself to something that's not... a calculated act is just too much for your empty human shell to handle.
Ne düşünmeye başladım biliyor musun? Sanki, kendini önceden yazılmış bir şeye iliştirmeye çalışıyor gibisin ama bu da senin, gibi içi boş bir insanda çiğ duruyor.
You kept that secret for 36 years.
Bu sırrı benden 36 yıl boyunca sakladın.
You could, but I'd just ask for a lawyer, and the conversation that we need to have would never occur.
Yapmalısın ama bende avukat isterim ve yaptığımız konuşmalar hiç gerçekleşmemiş olur.
But you know, this surveillance seminar that I'm going to, it's only supposed to be for Homeland trainees, but if you would like, I could share some of our secrets with you.
Ama şu gittiğim gözetim semineri sadece İç Güvenlik stajyerleri için olmalı ama istersen seninle bazı sırlarımızı paylaşabilirim.
I don't know what's more grotesque, the stench of U-Dog, or you discussing our personal life with that lunatic Collins, and then falling for his little trap.
Hangisi daha garip bilemiyorum U-Sosis'in iğrenç kokusu mu yoksa senin özel hayatımızı o manyak Collins'e anlatman ve peşinden sana kurduğu tuzağa düşmen mi?
[Jeff] It's just, like, every time I see you actually, you know, goin'after something that you like, that makes you happy, you try to stand up for yourself. And then anytime anyone, like, pushes back the slightest bit, you fuckin'crumble, you know?
Ne zaman seni mutlu eden bir seyin pesine düstügünü kendini savunmaya çalistigini görsem biri birazcik karsi koydugunda hemen dagiliyorsun.
- And that's so great for you.
Senin için harika bir sey.
- That's for you. [laughs ] - [ chuckles]
Bu senin.
I mean, initially I did, but, you know, he just doesn't see it for the opportunity it is yet, that's all.
Başta konuştum ama henüz bunun iyi bir fırsat olduğunun farkında değil, hepsi bu.
That's hard enough for me as is, you know that, to take this small leap.
Bu küçük adımı atmak bile benim için zaten yeterince zor, biliyorsun.
And I just want to see you fucking get rewarded for it. That's it. - Okay.
Bunun mükafatını almanı istiyorum.
There's no point in killing anyone,'cause that's just more shit you'll do time for, and believe me, if we don't settle this today, you will do time.
Kimseyi öldürmenin bir manası yok. Eğer yaparsan her şeyi bok edersin. İnan bana, bu işi bugün halledemezsek de zaman içinde hallederiz.
It's obvious you're not gonna be able to relax and have sex with me on this couch until we go and see for ourselves that he's okay.
Besbelli onun iyi olduğunu gidip görene kadar bu kanepede benimle seks yapamayacaksın.
Wouldn't you rather go on a quest for treasure, but then discover that the real treasure is the love between a father and his son? How's next weekend work for you?
Böyle hazine arayışına girme gireceksen baba oğul birlikte aşk hazinesini arayışa çıkalım?
Yeah, good for you. How about mapping out a way for me to get my son to stop being in love with my ex-wife's fiancé, huh... can you do that?
Eski eşimin nişanlısına aşık olmayı bırakıp oğlumu geri alabilmem için bir yol haritası çıkarmaya ne dersin, bunu yapabilir misin?
Thank you for showing me that athletic apparel is something that should never be worn outside the house, you chubby-thumbed pickle hoarders.
Bana atletik giysinin asla ev dışında giyilmeyen bir şey olduğunu gösterdiğin için teşekkür ederim. Seni tombul parmaklı, turşu istifçisi!
It just makes you feel sorry for him, that's all.
Ama insan onun için üzülüyor.
He won't find you- - Reddington- - if that's what you're hoping for or worried about.
Seni bulamayacak- - Reddington- - Eğer bunu düşünüyor veya ümit ediyorsan.
that's for you to decide 18
that's for sure 889
that's for me 89
that's for damn sure 41
that's for real 17
that's for certain 22
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37
that's for sure 889
that's for me 89
that's for damn sure 41
that's for real 17
that's for certain 22
for you 2938
for your information 371
for your own good 102
for your birthday 37