English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Anglais → Turc / [ T ] / The question remains

The question remains traduction Turc

177 traduction parallèle
The question remains, just who on earth are you?
Soru şu ki, sen kimsin Allah aşkına?
The question remains silent...
Sessizliğin içinde bir soru yankılanıyor.
Although the creature was ultimately released, the question remains,
Yaratık sonuçta serbest bırakılsa da, soru hala kafalarda,
The question remains :
Akılda kalan soru şu :
I believe that he was killed because of his fortune, but the question remains :
Serveti yüzünden öldürüldüğüne inanıyorum ama bir sorun var : Öldüğünde kim varis olduğunu iddia edebilir?
The question remains, why are they stealing the artefacts?
Fakat soru kalıntılarda, Eserleri neden çaldılar?
The question remains.
Soru hala cevapsız.
But the question remains... what are we going to do now?
Fakat soru hala geçerli - şimdi ne yapacağız?
Oh, my god. But the question remains...
- Fakat soru hala geçerli...
But the question remains, what is its purpose?
Yine de soru halen ortada, amaç ne?
Since then there have been 50 deaths by violence, so the question remains :
O günden bugüne 50 kişinin vahşice öldürülmesi akıllara tek bir soru getiriyor :
The question remains why does he want to join Starfleet?
Geriye kalan soru şu : Neden Yıldızfilosuna katılmak istiyor?
So, the question remains :
Bundan dolayı sorular akla geliyor :
The question remains...
Soru hala cevapsız.
So the question remains, where to from there, hmm?
Ve soru hala geçerli, buradan nereye?
No one could survive the chaos we've witnessed, but as the dust settles... over the ruins of the Casanova Mansion, the question remains.
Burada tanık olduğumuz kaostan kimsenin kurtulması mümkün değildi. Toz bulutu Kazanova'nın Malikanesinin yıkıntıları üstüne çökerken herkes şu soruyu soruyordu.
The question remains whether others are too refined to haggle or simply too stupid
Asıl mesele ; diğerlerinin bunu saflıklarından yapamayışı mı, yoksa salaklıklarından mı?
So the question remains :
Ama şu soruyu soruyoruz :
Whatever the amount stolen, the question remains, how did the thieves penetrate the heavy security screen and then disappear virtually unnoticed? For the latest from the scene.
Çalınan para neyse ama önemli olan soyguncuların yoğun güvenlik önlemlerini aşıp nasıI içeri girdikleri ve nasıI görünmeden ortadan kayboldukları.
Still, the question remains, how does a girl drown in the middle of the desert?
Ama hala cevapsız bir soru var. Bir kız çölün ortasında nasıl boğulur?
The question remains, if Angela Buckman's work... as Assistant District Attorney has come back to haunt her.
Bir soru hâlâ cevaplanamadı. Bunlar Angela Buckman'ın başına Bölge Savcı Yardımcısı olduğu için mi geldi?
But the question remains... who has been able to feed you the contraceptives for so long?
Fakat bir soru kalıyor... Bu engelleyicilerle bu kadar uzun süredir seni besleyenler kim?
But the question remains...
Fakat hala bir soru var.
And so the question remains :
Bu yüzden soruma devam ediyorum :
The question remains, Marty.
Cevaplayamadığımız soru şu :
Still, the question remains, what are we supposed to do with him?
Yine de, soru kalır, Onunla ne gerekiyor?
Now the question remains is, what the hell is he up to now?
Asıl soru şu, ne haltlar karıştırıyor bu adam?
The question remains :
" Geride kalan soru :
But the big question still remains :
Ama soru hala aynı :
Even if we do not consider the question of whether it is ethical for a person to own another person, the important fact remains that once the defendant had such dreams, he should have taken steps to prevent them becoming a public nuisance.
Sorunun etik olup olmadığını göz ardı edersek, geriye bir tek mesele kalıyor. Sanığın gördüğü rüya nedeniyle meydana gelen kamusal zarara engel olunmalıydı.
Yes, well, gentlemen, the question still remains, can we engage them with a reasonable possibility of victory?
- Soru şu. Onlarla bir çatışmaya girersek bir zaferle çıkabilir miyiz?
But the real question remains : What is the solution, if any, to this problem?
Ama soru duruyor :
As far as we are concerned, the question still remains :
Bize gelince, sorun hala ortada...
And though she's been released on probation, the question still remains :
Şartlı tahliye ile serbest bırakılmasına rağmen merak hala devam ediyor :
In this local mountain community, the overriding question remains :
Dağlardaki bu yerel toplumda zihinlerdeki soru şu :
There is this the question that remains in the mind of Poirot.
Poirot'un gri hücrelerini de aynı soru meşgul ediyor.
So the critical question remains.
Öyleyse en kritik soru hala cevapsız.
But the question still remains.
Soru hala cevaplanmadı.
And the question still remains, ladies and gentlemen of the jury, what did the defendant know?
Soru halen bilinmezliğini koruyor, jürinin sayın üyeleri, davalı neyi biliyordu?
But there remains a question of the evidence... Lord Queensberry's evidence against you.
Yalnız geriye, Bay Queensberry'nin tanıklarına yönelttiği sorular kalıyor.
The important question remains however for the Serbs to answer.
Ama daha önemli bir soru var.
One question remains : who governs France - the Commune or the Versailles Assembly? "For the" "Cri du Peuple" ", it's clear : "
İnsanlar huzursuz olmaya başladılar,... hızlı ve randımanlı kararlar almazsak, Kamu Güvenliği Komitesi'ne olacaklar, bize olacaklarla karşılaştırılamaz bile.
But the question still remains :
Ama hala cevaplanmamış bir soru var.
A nation mourns and tries to rebuild, but the big question that remains is :
Bölge yas halinde, ve yaralarını sarmaya uğraşıyor, ancak akıllarda kalan soru :
"Aren't you aware that every question " of life or death remains a probability until the outcome? "
Yaşam ve ölüm kararlarının sonuç ortaya çıkana kadar olasılık olduğunu bilmiyor musun?
But the question still remains...
Ama halen bir sor var...
"What land remains as a question mark, but that is the mystery, the joy of discovery..."
Fakat aklında bir soru işareti, bir esrar perdesi var. Keşif yapmanın mutluluğu...
Listen, the train is leaving the station, Hitler. One question remains :
Bu tren istasyonu, bir soru diğerini getirir.
The only question that remains is how do I get through the days?
Şimdi önemli olan bu günleri nasıl atlatacağım.
She remains a fucking question mark right up to the bitter end.
Acıklı sona kadar bir muamma olarak kaldı.
The question of marital infidelity remains one of the most complicated issues facing our society today.
Evlilikteki sadakat sorunu, bugün toplumumuzun karşı karşıya olduğu en karmaşık konulardan biridir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]