The university traduction Turc
4,245 traduction parallèle
The University of Phoenix online.
Phoenix Online Üniversitesi.
I'm sure you're very popular with the 19-year-olds at the University of Phoenix, with your Southern drawl, and the blond hair, and this whole thing you got going on, but I got to tell you, this is just never gonna happen.
Seni çok popüler eminim Phoenix Üniversitesi'nde 19 yaşındaki ile, Lütfen Güney ağır ağır konuşma ve sarı saçları ile, ve bütün bu şey oluyor, var ama söylemek lazım, bu sadece olmayacak asla.
Well, I spoke to the president of the university this morning, and we'd like to create a new scholarship in your daughter's name.
Bu sabah rektörle konuştum, kızınızın adına yeni bir burs vermek istiyoruz.
Loic from the university, the department scholarships.
Fakülteden Loic. Başvurularla ilgileniyorum.
A teacher at the university.
- Üniversitede öğretmen.
I was in my last year of medical studies at the university.
Üniversitenin son yılında tıbbî çalışmalarında görev aldım.
It's the commission and the university.
Komisyon ve üniversite yapıyor.
Tomorrow at 11 A.M. the commission from the university will close my project.
Okuldaki komisyon, yarın sabah 11'de projeme son verecek.
I should just tell the university that we're quitting the project.
O zaman gidip üniversiteye projeyi sonlandırdığımızı söyleyeyim?
I've arranged for Estefania to pursue an economics degree here at the University of Chicago.
Estefania için Chicago Üniversitesi'nde ekonomi lisansı ayarladım.
But another vocation of yours is remembered by many, the one practiced by you then, in the university toilets.
Ama başka bir mesleğini hatırlayan bir sürü insan var. Üniversite tuvaletlerinde uyguladığın mesleği.
I was looking for you in the university as well.
Bende seni üniversitede arıyordum.
Ever since this girl has come to the university.. .. it seems more likeable, right?
Bu kız okula geldiği günden beri daha sevimli gözüküyor, değil mi?
We did experiments at the university where we dyed foods.
Üniversitede bir deneme yaptık.
Korbin sturm- - married, no children, scientist at The University of Bonn.
Korbin Sturm. Evli, çocuğu yok, Bonn üniversitesinde bilim adamı.
He was a professor at the university.
Üniversitede profesördü.
So I suppose I should, on that basis, point out that the university where I teach is not a proper university, but it's an ex-polytechnic, which is now a factory on the outskirts of Birmingham,
Sanırım şu an belirtmeliyim ki öğretmenlik yaptığım üniversite hiç de uygun bir üniversite değil. Ama yine de yüksek okuldu.
I'll go to Harvard or Princetown or MITT or Stanford and Son or the University of California at Charles Barkley's House,'cause evidently
Harvard, "Princetown" veya "MITT" veya "Stanford and Son" ya da the "University of California at Charles Barkley's House" a gidebilirim çünkü belli ki, Amerika'nın en akıllı insanlarından biriyim.
But now that I'm here at the University of Lima,
Ama şimdi burdayım, Lima Üniversitesi.
- Yes, at the University of Tubingen, theology.
Pederlerle mi? Tübingen Universitesi. İlahiyat.
How long before we get to the university?
Üniversiteye ne kadar var?
The University of New York.
New York Üniversitesi.
He's in mid-30s, so why don't we grab everything from the university library from'96 and on?
30'larında yani neden gidip, kütüphaneden 96 sonrasi herşeyi toplamıyorsunuz.
I was all the way up at the university of New York, watching my alma mater play West Virginia.
New York Üniversitesinde takımımın Batı Virginia ile maçını izliyordum.
A man from the university in Vincennes drove up and measured it.
Vincennes Üniversitesi'nden bir adam gelip ölçtü.
First class at the university is tonight.
Üniversitede ilk ders bu gece.
This is a huge blow to the university.
Bu olay üniversiteyi çok sarstı.
His boss at the university.
Üniversitedeki patronu.
And I'm working on my dissertation at the University of Somewhere.
Ve bir üniversitede tezim üzerine çalışıyorum.
We expanded on the University of Wisconsin studies on induced pluripotent stem cells.
Wisconsin Üniversitesi'nin indüklenmiş pluripotent kök hücre araştırmalarını aldık ve genişlettik.
I was gonna take the McDaniels chair in Medical Ethics at the university.
Üniversitede Tıp Etiği bölümünde ders verecektim.
Whereas, you're most likely going to attend the university of Florida.
Ama sen büyük ihtimalle Florida Üniversitesi'ne başvuracaksın.
The university ombudsman, I suppose.
Herhâlde üniversite ombudsmanına.
The people at the university who didn't care, they were already done with him.
Üniversitedekilerin umurunda değildi. Onunla işleri bitmişti.
I dish out mashed potatoes in the university cafeteria.
Üniversite kafeteryasında patates püresi dağıttım.
He cleared out his cubicle at the university.
Üniversitedeki masasını boşaltmış.
The university's put him on sabbatical since then.
Üniversite, o günden sonra maaşlı izne çıkarmış.
Bank records indicate he hasn't touched the funds, despite the depleting supplemental income from the university.
Banka kayıtları, üniversiteden gelen ek geliri tüketmesine rağmen, paraya dokunmadığını gösteriyor.
Come on, let's get back to the university.
Yürüyün, üniversiteye dönüyoruz.
Which is a part of the university grounds.
Ki orası üniversiteye ait bir bölge.
No, it is adjacent to the university, but it is owned by the Illinois Trust Loan Bank here.
Hayır, orası üniversiteye bitişik bir bölge,... ama Illinois Trust Loan Bankasına ait.
The university does not lease the second and third floors.
Üniversite ikinci ve üçüncü katları kiralamadı.
The mortgage payments on my place, this place, the kids'university fees, everything we'd saved up for them afterwards, it's all gone.
Benim evin kredi ödemeleri, burasının kredisi, çocukların üniversite ödemeleri sonradan biriktirdiğimiz her şey gitti.
You are in the same university?
Aynı üniversiteye mi gidiyorsunuz?
Simon, you got the brainiac scholarship for University of I'm Getting Outta Here.
Simon, Defolup Gidiyorum Üniversitesi'nde burslu okuyan dahi çocuksun.
Because this one, he did it at Potsdam University, at the opening.
Nitekim bunu, açılışta Potsdam Üniversitesi'nde yapmıştı.
What if they wanted me to run for the track and field team at McGill University in Montreal?
Anne ya beni Montreal'deki McGill Üniversitesindeki koşu takımına istiyorlarsa?
In fact, while attending university in Connecticut, he was known as the South Windham Whale.
Aslında, Connecticut'ta üniversiteye giderken aynı zamanda Kuzey Windham Balinası olarak da bilinirmiş.
At the old Harvard University.
Eski Harvard Üniversitesi'nde.
- Hey, Gerri... and I'm the visiting professor at this university.
Bu üniversitede konuk profesörüm.
- Braddock University leases the garage from Illinois Trust, and is thus entrusted to patrol it.
- Braddock Üniversitesi garajı Illinois Trust'dan kiralıyor, bu nedenle devriye için emanet edilmiş.